14 Eylül 2021 11:08

NewsLabTurkey göç meselesinin Türkiye'de köşe yazılarına nasıl yansıdığını raporlaştırdı

Dr. Sarphan Uzunoğlu, Türkiye'den 50 köşe yazısını inceleyerek Türkiye’de göç meselesinin köşe yazılarına yansımasını araştırdı.

Fotoğraf: Can Erok/DHA

Paylaş

NewsLabTurkey Research Hub’ın “Türkiye’de göç meselesinin köşe yazılarına yansıması” başlıklı raporu yayınlandı. Dr. Sarphan Uzunoğlu’nun kaleme aldığı rapora göre göç meselesinde birçok köşe yazarları devletin ve uluslararası aktörlerin sorumluluğuna odaklansa da göçmen ve mültecileri hedef alan çok sayıda yazı da mevcut. Dr. Uzunoğlu raporunda, "Kavramlaştırma konusunda kafalar karışık", "Kimine göre emekçi, kimine göre kaçak", "Bazı yazılarda göçmenlerin suç potansiyeline güçlü bir vurgu var", "Neden buradalar sorusuna yanıt arayanlar azınlıkta" tespitlerini yapıyor.

12 Temmuz 2021 ve 31 Ağustos 2021 tarihleri arasında Akşam (1), Aydınlık (2), Birgün (2), Cumhuriyet (3), Dünya (2), Evrensel (2), Gazete Duvar (2), Habertürk (5), Hürriyet (1), Karar (1), Korkusuz (7), Milat (2), Milliyet (2), Ortadoğu (1), Posta (3), Sol Haber (2), Sözcü (5), Türkgün (1), Yeni Şafak (2), ve  Yeniçağ (3)'da yayımlanan 50 köşe yazısı incelenerek hazırlanan araştırma kapsamında ortaya çıkan sonuçlar şöyle özetleniyor:

  • Köşe yazarları göçmen, sığınmacı, mülteci gibi farklı kavramlar kullanmaktadır. Kavramlar konusunda bir kafa karışıklığı olduğu yahut Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mülteci tanımına ilişkin pozisyonuna dayanan siyasi tercihlerde bulunulduğu görülmektedir.
  • Söz konusu göç olduğunda, aynı gazetede çok farklı seslerin çıktığını görmek mümkün olmamaktadır. Köşe yazarları çoğunlukla gazetelerindeki diğer yazarlarla benzer duruşlar gösteriyor.
  • Korkusuz, Sözcü, Türkgün, Habertürk, Ortadoğu gazetelerinde mültecilere yönelik negatif söyleme sahip köşe yazılarının yayınlandığı görülüyor.
  • Mültecilere ve göçmenlere yönelik negatif söylemle devletin göç politikalarına ilişkin söylem arasında stabil bir bağdan söz etmek güç.
  • İncelenen 50 köşe yazısından 21’inde mültecilere ve göçmenlere yönelik negatif bir söylem kullanılırken, 17’sinde ise pozitif bir ton hakim. Geri kalan 12 yazıda ise nötr bir ton kullanılmış.
  • Hükümete yakın medyada özellikle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın “Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğiz” söylemine tepki olarak mültecilerle göçmenleri ve devlet politikalarını savunan yazılara yer verilmiş.
  • Sol tandanslı medyada mültecilerle sınıf kardeşliği üzerinden bağ kurulmuş. Mültecilere ve göçmenlere yönelik politik doğrucu bir dil kullanılarak hakları savunulmuş. Devlet politikaları ile göçmen ve mülteci karşıtı söylemse ağır bir dille eleştirilmiş.
  • Mülteci ve göçmen tartışması çoğunlukla göçen kişilerin yasal statüleri, yaşam standartları gibi sorunlardan ziyade ulusal siyaset ekseninde alınan konumlara göre ya da negatif bir şekilde bir güvenlik ve ekonomi problemi olarak ele alınmış.
  • Mülteci ve göçmenlerin cinsiyetine yönelik sosyal ağlardaki yoğun vurguya, analiz edilen 50 makaleden yalnızca 8’inde rastlanmıştır. “Erkek”, “adam”, “kadınlarını geride bırakan” gibi bazı ifadeler kullanılmış.
  • Mülteciler ve göçmenler bazı köşe yazarlarınca hayat tarzına tehdit olmakla ya da taciz, tecavüz, uyuşturucu ticareti, gasp gibi suçlara yatkın olmakla itham ediliyor; fakat bu eğilime incelenen köşe yazılarının azınlığında rastlanılıyor. 
  • Devletin sorumluluğuna yönelik negatif söylem iktidara yakın olmayan gazetelerde daha yoğunken iktidara yakın gazetelerde pozitif ya da nötr diyebileceğimiz bir yaklaşım söz konusu. Örneğin Sol Haber ve Evrensel gibi gazetelerde yayınlanan, mülteci ve göçmen haklarını koruyan ya da pozitif söylem barındıran yazılarda aynı zamanda devlet politikalarına yönelik ciddi eleştiriler söz konusu. Cumhuriyet’te yayınlanan köşe yazılarında mültecilere ve göçmenlere yönelik hem pozitif hem negatif söylemler söz konusuyken devlet politikalarına yönelik olaraksa negatif söylem görülmektedir. Yani mülteci ve göçmen politikalarına ilişkin olumsuz söylem ile göçmen ve mülteci karşıtı söylem arasında pozitif bir korelasyondan bahsetmek güçtür.

KİMİNE GÖRE EMEKÇİ KİMİNE GÖRE KAÇAK

Dr. Sarphan Uzunoğlu, söz konusu Afganistan ve Suriye’den gelen göçmenler ve mülteciler olduğunda kullanılan sıfatlara dair bazı örnekler veriyor. Bazı yazılarda Türkiye ekonomisindeki mülteci ve göçmenlerin rolü üzerinden yapılan tanımlamalar olduğunu, bunların başında da ucuz iş gücü tanımının geldiğini belirtiyor. Ucuz iş gücü ve sömürü söylemine dikkat çekiyor. İncelenen yazılarda "insan gibi yaşam arayan”, “ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan”, “Ülkelerindeki savaştan, çatışmadan, baskıdan kaçan; asıl amacı Türkiye üzerinden Batı’ya geçmek olan sığınmacılar” gibi tanımlamaların yapıldığını belirtiyor.

Ülkeye geliş biçimine özel olarak odaklanan yazıların da olduğunu ifade eden Dr. Uzunoğlu, "Özellikle Afganistan’dan gelen mülteci ve göçmenlerle ilgili Muharrem Sarıkaya’nın Habertürk’teki yazısındaki gibi 'sınırları kaçak yollardan aşıp gelen', Yıldıray Oğur’un Karar’daki yazısındaki gibi 'kaçak yollarla Türkiye’ye giren' gibi mülteci ve göçmenleri Türkiye’ye giriş biçimleri üzerinden genellemeyle tanımlayan bir yaklaşım da söz konusu. İncelenen 50 yazının 31’inde mülteci ve göçmenlerin gördüğü muamele, emek durumları, Türkiye’ye giriş biçimleri, yola çıkış motivasyonları gibi farklı sebeplere dayanan tanımlamalara girişildiği görülmüştür. Bazı yazılarda ise yalnızca göçmen, sığınmacı ya da mülteci denmiş, herhangi bir sıfatla tanımlama yöntemine başvurulmamıştır" değerlendirmesinde bulunuyor.

KARAKTER VE NİTELİĞE İLİŞKİN VURGULARDA ÇOĞUNLUKLA NÖTR DİL KULLANIMI HAKİM 

Köşe yazılarında göçmenlere ve mültecilere yönelik karakter ya da niteliğe ilişkin vurguları inceleyen Uzunoğlu şu tespitlere yer veriyor: "Yazılarda çoğunlukla nötr bir dil kullanımı hâkim; fakat bazı köşe yazılarında aşağılayıcı olarak tanımlanabilecek ifadelere yer verilmiş. Örneğin Yılmaz Özdil 'Afgan' başlıklı köşe yazısında 'donları bile olmayan, Türkiye’ye girince tüm imkânların kendilerini beklediğinden emin olan' ifadesini kullanmış. Aynı yazıda 'Hepsi Pakistan’da üretilen özel bir spor ayakkabıyı giyiyor' ve 'yaşlı değiller, kilolu değiller, zımba gibiler' gibi ifadeler de kullanılmıştır. Emin Pazarcı’nın Akşam’daki 'İkiyüzlülük' başlıklı yazısı gibi pozitif olarak göçmenleri ve mültecileri ele alan yazılarda tarım ve hayvancılık sektörünün imdadına yetişmeleri, bu alanda tecrübeli olmaları gibi olumlu niteliklerin de vurgulandığı örneklere rastlamak mümkün" 

NEDEN BURADALAR SORUSUNA YANIT ARAYANLAR AZINLIKTA

Köşe yazarlarının göçün motivasyonuna ne kadar yer aldığını inceleyen Uzunoğlu, "Yazıların yüzde 60’ında (50 yazıdan 30’u) göçmenlerin motivasyonuna özel olarak değinilmemiş. Değinilen yazıların çoğunda özetle göçmenler ve mülteciler ülkelerinin hâli ortada olan ve canlarını kurtarmak için zorunlu olarak gelen bir grup olarak resmedilirken, bu yazıları ABD’nin ve emperyalist politikalarının sorumluluğu ya da ülkelerindeki siyasi iktidardan kaçmak olarak tanımlayan yazılar takip ediyor. Kimi yazılarda motivasyonlarının belirsiz olduğu ama geldi mi gitmek bilmedikleri gibi ifadeler de kullanılırken, az sayıda da olsa Türkiye’deki ailelerinin yanına gelme, Avrupa’ya geçmek için basamak olarak görme ve iklim değişikliği gibi motivasyonlara da değinildiği görülüyor" diye belirtiyor.  (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Narlıdere balıkçı barınağındaki tersane çevre kirliliği yaratıyor

SONRAKİ HABER

Gözaltındaki ESP’liler adliyeye çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa