Prof. Dr. İştar Gözaydın: İktidar çaresizleştikçe Diyanet ve temsilcisi kullanılıyor
Hukuk ve Siyaset Çalışmaları Profesörü Dr. İştar Gözaydın, "Din kurumunun içi de boşaltıldığından gittikçe karikatürleşen bir görünürlükle Diyanet ve halihazır temsilcisi kullanılmakta” dedi.
Prof. Dr. İştar Gözaydın (Fotoğraf: Kişisel arşiv)
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Bütçeden en fazla pay alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı son dönemlerde sıklıkla görmeye başladık. Açılışlarda, protokollerde sürekli yer alıyor ve laikliği hedef alan açıklamalarda bulunuyor.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın son dönemlerdeki bu pozisyonunun ne anlam ifade ettiğini ve siyasete yansımasına dair Hukuk ve Siyaset Çalışmaları Profesörü Dr. İştar Gözaydın ile konuştuk. İştar Gözaydın, iktidarın siyasi-ekonomik zaaflarının örtülme çabasına işaret ederek, “Din kurumunun içi de boşaltıldığından gittikçe karikatürleşen bir görünürlükle Diyanet ve halihazır temsilcisi kullanılmakta” dedi.
Laikliği hedef alan Erbaş’ın son dönemlerdeki bu pozisyonunun ne anlam ifade ettiğini Prof. İştar Gözaydın, şöyle açıkladı: “Diyanet İşleri Başkanlığı kurulduğu 1924’ten bu yana her zaman devletin ideolojik bir aygıtı olmuştur. Tüm siyasi iktidarlar kendi toplum tahayyülleri çerçevesinde toplumsal mühendislik çabaları çerçevesinde Diyaneti kullanmıştır. Özellikle 2010’lardan beri bir yükselmeyle, AKP iktidarı da bu çabalar içinde. Ayrıca iktidar ekonomik baskılar ve diğer sorunlar nedeniyle gittikçe çaresizleşiyor. Din kurumunun içi de boşaltıldığından gittikçe karikatürleşen bir görünürlükle Diyanet ve halihazır temsilcisi kullanılmakta.”
Erbaş’ın adli yıl açılışına katılması ve ortaya çıkan üçlü fotoğrafı Türkiye’de rejim tarifi yapılırken nereye koymak gerekiyor sorusuna İştar, “Rejim farklılığı ancak hukuki referansların farklılaşmasıyla telaffuz edilebilir. Bu görüntüler siyasi/ekonomik zaafların örtülme çabaları. Ayrıca ne yazık ki özellikle yargı kurumu açısından bağımsızlığın ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin ne denli ayaklar altına alındığının bir ifadesi” ifadesiyle yanıt verdi.
"POPÜLİST POLİTİKALARIN VE SEÇİMİN PAYI VAR"
İktidar ortaklarının Diyanet İşleri Başkanını sahiplenmesine ilişkin de Gözaydın, “Daha önce bahsettiğim çerçevede Diyanet gayet kullanışlı bir araç- tabii ki popülist politikaların ve seçim hesaplarının çok payı var bu tutumlarda” dedi.
Muhalefetin tutumuna dair de Gözaydın, “Din kurumu muhalefetin çeşitli nedenlerle gerektiği gibi idare edemediği bir alan olmuştur Türkiye tarihinde. Bunun nedenleri için siyasi tarih ve toplumsal dinamiklere bakmak gerekir” şeklinde ifade etti.
"SOSYAL MEDYANIN PROPAGANDA ARACI OLARAK KULLANILMAK İSTENECEĞİ AŞİKAR"
Türkiye’de sosyal medyaya yeni düzenlemeler getirilmesi ve eleştirel yayın yapan kanallara verilen cezalar tartışılırken Diyanet İşleri Başkanlığının medya alanında 30 kişilik kadro ilanı açmasıyla ilgili İştar Gözaydın, “Sosyal medya, özellikle ifade özgürlüğünün otoriter idareler tarafından kısıtlanma çabaları içinde önemli bir yerde. İktidar bir yandan muhalif sesleri bastırmaya çalışırken bir yandan da sosyal medyanın imkanlarını şiddetle kullanmaya çalışıyor. Bu çerçevede sosyal medyanın bir propaganda aracı olarak da kullanılmak isteneceği aşikar.” ifadelerini kullandı.