16 Eylül 2021 10:35

Orman yangınları daha bitmeden yangınların ekonomik etkisi tartışılıyor

Doç. Dr. Yücel Çağlar, OGM'nin zarar gören ormanların ekonomiye kazandırılması ve ormanlık alanlara fidan dikilmesi ile ilgili yaklaşımını eleştirdi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Özer AKDEMİR
İZMİR

"Ormanlar üzerine sessiz tartışmalar" başlıklı makalesinde orman yangınları mevsiminin henüz bitmediğini ve ülkenin farklı yerlerinde orman yangınlarının sürdüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Yücel Çağlar, OGM'nin zarar gören ormanların ekonomiye kazandırılması ve ormanlık alanlara fidan dikilmesi ile ilgili yaklaşımını eleştirdi. Çağlar bu yaklaşımlarla Akdeniz Bölgesi’ndeki orman yangınlarının yol açtığı yıkımların onarılamayacağını dile getirdi.

NEDİR BU ACELECİLİK?

Orman yangınlarından sonra kamuoyunun ve ülke ormancılığını yönetenlerin aklına orada hemen yeniden orman ekosistemi oluşturma çalışmalarının geldiğini belirten Çağlar, bu düşüncenin zamanla toplumsal bir baskıya da dönüşebildiğini dile getirdi. Çağlar; "Yangın mevsimi bitmemişken, küçüklü büyüklü yangınlar sürüyorken; zararın ekolojik, toplumsal ve ekonomik boyutları henüz belirlenmemişken nedir bu acelecilik; “kapıp da kaçan mı var”? Bu, deyimin tam anlamıyla “koyun can, bunlar mal derdinde” tutumu; çok yazık! Özellikle Akdeniz Bölgesi’nde çıkan orman yangınları hem sayısı hem de yol açtığı ekolojik, toplumsal ve ekonomik sorunlar yönünden olağanüstüdür. Dolayısıyla da sıra dışı yaklaşımları, çözümlemeleri gerektiriyor. Yapılmak istenenler öngörüldüğü gibi yapılırsa hem yine kolaylıkla yanabilecek orman ekosistemlerini oluşturulabilecek hem de bu türden yangınları fırsat görebilecekleri özendirebilecektir" dedi.

YANGINLARDAN SONRA AKLINIZDA NE KALDI?

Orman ekosistemlerinin geniş anlamda kamusal varlıklar, ormancılığın da kamusal hizmet alanı olduğunu ifade eden Çağlar, "Yaklaşık 200 bin hektardaki tüm ekosistemlerde, toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşantılarda onarılması neredeyse olanaksız yıkımlara yol açmış orman yangınları yaşadık. Bu süreç bitmedi ne yazık ki, sürüyor. Söyler misiniz lütfen; yapılan tartışmalardan, başta ilgili “bakan” olmak üzere siyasal iktidarın açıklamalarından aklınızda neler kaldı? THK’nun nasıl çökertildiği, uçak ve helikopter sayısının yetersizliği, yanan yabanıl hayvanların görüntüleri, yangınlardan çok büyük zararlar görmüş yöre yaşayanlarının çaresizlikleri, Gündoğmuş Belediye Başkanı’nın TOKİ’ciliği, bitmez tükenmez koşuşturmalar, koşuşturmalar, koşuşturmalar… Ne var ki, ardından bir de Batı Karadeniz Bölgesi’nde su taşkınları ile su baskınları gündeme gelince orman yangınları ve yol açtığı yıkımlar hemencecik gündemden çıktı" dedi.

OGM ALGI YÖNETME ÇABASINDA

Siyasi iktidarın abartarak yaptığı açıklamalara karşın 2019 yılında son on yılın yıllık ortalamasının (43,7 bin hektar) ancak yarısına yakın (17,9 bin hektar) bir alanın ağaçlandırılabildiğine vurgu yapan Çağlar, 2020 yılında da son on yıllık ortalamanın yine çok altında kalınarak  28,6 bin hektarlık bir ağaçlandırma yapıldığını belirtti. OGM'nin algı yönetme çabası içine girdiğini kaydeden OGM Ağaçlandırma Dairesi Başkanı’nın "İlk yağmurlarda, bu muhtemelen kasım ayının ilk haftasından itibaren fidan dikimlerini başlatacağız" açıklamalarını eleştirdi. OGM'ye "Nedir bu aceleniz, “kapıp da kaçan mı var”? sorusunu yönelten Çağlar, yapılması gerekenin öncelikle ve yalnızca yeni orman ekosistemlerinin oluşturulması olmadığını dile getirdi. Öncelikle ekolojik, toplumsal ve ekonomik vb boyutlarda kapsamlı çözümlemelerin yapılmasını öneren Çağlar, "Yapılacak çalışmaların hazırlanacak çok boyutlu ve tümleşik “Bölgesel İyileştirme ve Koruma Projesi” vb bir yönlendirici belgeye dayandırılması ve öngörülecek çalışmaları yürütmek amacıyla da demokratik bir kamusal yönetsel yapının oluşturulması gerektiğine işaret etti. 

AKDENİZ BÖLGESİ YANGINLARI CİDDİ OLARAK İNCELENMELİ

Bu denli çok sayıda orman yangınının neredeyse eş zamanlı olarak, hemen hemen tümüyle Akdeniz Bölgesi’nde çıkması ve görülmedik boyutlarda yıkıma yol açmasının yalnızca hava koşullarıyla, bu kapsamda iklim değişikliğiyle açıklanamayacağını belirten Çağlar, "Böyle bir açıklama kolaycılıktır, deyim yerindeyse “topu taca atmaktır”! Benzer ekolojik koşullara sahip olan Batı Ege ile Güney Marmara Bölgelerinde aynı çoklukta çıkmamış olması düşündürücüdür" dedi.

OGM KAPİTALİST BİR İŞLETME GİBİ YÖNETİLİYOR

OGM'nin özellikle 1950’den sonra giderek siyasallaştığını kaydeden Çağlar, şunları ifade etti; "Bu süreçte genel müdürlerinin hem göreve gelmesi hem görevde kalması hem de görevden ayrılması çoğunlukla siyasal temelli olmuştur. Dolayısıyla da, hiçbir düzlemde herhangi bir demokratik işlerliğe sahip olmayan OGM’de hemen hemen tüm görevlerde atamalar, yer değiştirmeler, yükseltmeler de giderek siyasallaşmıştır. Bu nedenle orman genel müdürlerin, benzetme yerindeyse bir gözleri görevde kaldıkları sürece siyasette olmuştur". Çağlar, 2017 yılından bu yana Orman Genel Müdürü olan Bekir Karaçay'ın OGM’yi, kapitalist bir işletme, daha çok da bir tüccar gibi yönetmeye çabaladığını ifade etti.

OGM'NİN SİTESİNDEN HEMEN KALDIRILAN RAPORDA NE VAR?

Orman Genel müdürlüğünün internet sitesinde yayınlandıktan hemen sonra kaldırılan raporun (yazanak) son derece dikkat çekici bölümleri olduğunu belirten Çağlar, "Genel Müdür’ün yazanakta yer verdiği öngörüler öngördüğü gibi gerçekleştirilirse eğer Bölge’nin başta ekolojik koşulları olmak üzere toplumsal ve ekonomik yapısında yaşamsal önemde sorunlara yol açabilecek. Görüntü gerçekten çok acı: Manavgat Orman İşletmesi’nin yönettiği orman ekosistemi varlığının neredeyse tümü (%85,1) zarar görmüş" dedi. Raporda “yanan servet” miktarı hesaplanırken yalnızca “verimli koru” sayılan orman ekosistemlerinin göz önünde bulundurulduğuna dikkat çeken Çağlar, OGM'nin yalnızca “para edecek malı” göz önünde bulundurduğunu belirtti. Çağlar, "Genel Müdür’ün bu tüccarca yaklaşımını yadırgamadım ama hiç doğru bulmuyorum" dedi.

BAZI ÖNERİLER

Çağlar Akdeniz Bölgesi’nde bu yıl yaşanan orman yangınlarından hareketle getirdiği önerilerden bazıları; 

  • Orman yangınları, özellikle ülkemizde, tümüyle kaçınılabilecek olgular değildir. Ama hem sayıları hem de yol açabileceği yıkımlar en aza indirilebilir. Bu amaçla ülke genelinde tek biçim yönetsel yapılar, önleme ve söndürme süreçleri ile araç ve gereçleri her bölgede, yörede aynı etkenlikle işletilemez, işletmeye kalkışılmamalı artık!
  • Bu yıl çıkan orman yangınları “özeldir”, tarihseldir ! “Örnek olay” olarak değerlendirilip yapılma ve yapılmamasına yönelik çok daha etkin olabilecek yaklaşımlar, yöntem ve teknikler ile araç gereçler geliştirilmelidir !
  • Orman yangınlarının özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yol açtığı yıkımlar yalnızca Orman Genel Müdürlüğü’nün zarar gören yerlerde yeni orman ekosistemlerinin oluşturulmasına yönelik geleneksel çalışmalarıyla onarılamaz ! Bu nedenlerle Orman Genel Müdürü’nün yaptığı iş iş, yaklaşımları da hiç doğru değildir!
  • Zarar gören orman ekosistemlerinin yerlerinde hemen –“aceleyle”- yenilerinin oluşturulmasına kalkışmaksa “akla zarar” bir yaklaşımdı!
Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İHD'li avukata 'Ermeni Soykırımı' soruşturması

SONRAKİ HABER

Avrupa Hareketlilik Haftası’nda İsbike'lar yüzde 50 indirimli olacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa