16 Eylül 2021 23:30

"Dışarısı güvensiz ve tekin değil"

"İzleyenler bilir, Müge Anlı milliyetçi, mukaddesatçılığını her vesileyle dile getiren bir programcı… İşlediği konular arasında izleyiciye nasihatlerde bulunmayı ihmal etmez.

'Müge Anlı ile Tatlı Sert' YouTube kanalında yayınlanan 'Müge Anlı ile Tatlı Sert 15 Eylül 2021 Çarşamba' adlı videodan ekran alıntısı

Paylaş

Serpil İLGÜN

Başka isimlerle ama aynı içerikteki yayınlarla televizyon ekranlarını gün boyu esir alan “kadın programları” arasında hangisi daha tahammül edilebilir sorusuna yanıt vermek zor. Ancak 15 yıldır ekranlardaki varlığını koruyan Müge Anlı ile Tatlı Sert’in benzerlerinden biraz daha “profesyonel”, biraz daha “kurgu mu bunlar” duygusundan arındırdığı söylenebilir. Evet yine cinayetler, kayıplar var, yine reyting kaygısıyla olayları sündürmeler, hem yargıç hem savcı kimliğine bürünmeler, ilgili ilgisiz hayatları didik edip teşhir etmek, zan altında bırakmak var. Nitekim programda adeta bir sorgu odası kuruluyor, adli tıp uzmanı ve racon kesen bir avukat sorguya destek oluyor. Kayıp ya da cinayet vakaları, arka planlarındaki yoksulluk, eğitimsizlik, adaletsizlik, geleceksizlik atlanarak tekil olaylarmış gibi sunuluyor, bunda da değişiklik yok. Ancak yine kıyaslamayla söyleyelim, Müge Anlı’nın rakiplerinin aksine dersini daha çok çalıştığı anlaşılıyor. 15 yıllık tecrübeyi de arkasına alan Anlı, kolluğun desteğini de alıyor. Kayıp ya da cinayet dosyalarına ulaşılıyor. Yargı kararlarına da ha keza.

Hakkını teslim edelim, kamuoyunda “Palu ailesi” olarak bilinen her türlü şiddetin dini saiklerle uygulandığı olay da Anlı’nın programından çıkmıştı. Programa taşınan meseleler ve gerek fail(ler), gerekse mağdurların anlatımları, toplumdaki yozlaşma ve çürümenin geldiği yeri gözlemlemek açısından bir laboratuvar işlevi görüyor.

ÖZELLİKLE DE KADINLAR

İzleyenler bilir, Müge Anlı milliyetçi, mukaddesatçılığını her vesileyle dile getiren bir programcı. Sözlü olarak dillendirmese de olaylar karşısında aldığı tavırlar bunu belli eder. İşlediği (Bazıları hakikaten insanı dehşete düşüren) konular arasında izleyiciye nasihatlerde bulunmayı ihmal etmez. Örneğin kayıp bir genç kız vakası mı var, ebeveynlerin çocuklarının hayallerine, beklentilerine neden yetişemediklerini sorgulamak yerine, “Çocuğunu yalnız bakkala bile göndermeyeceksin!” der. Komşu erkek, kayıp kadını evinde ziyaret mi etmiştir, “Komşu da olsa bir erkek bir kadınla ne çayı içiyormuş. Evde koca yok, kapıdan bile görüşemezsin valla!” Kadının başına gece bir iş mi gelmiştir, “Kadınlar da belli bir saatten sonra dışarıda olmamalı!” Akraba yolda selam mı vermiştir, “Akrabaysa akraba, selamı çok da lazım değil”; arkadaşla mı buluşulmuştur, “On tane arkadaşın olmayacak, bir tane sağlam arkadaş yeter!...”

NASİHATLERDEN UZAK DURMALI!

Ezcümle, programda bolca topluma korku ve güvensizlik aşılanıyor. Kutsal ailenin altı çiziliyor. Arkadaşlık, komşuluk, akrabalık ilişkilerinin mümkünse sürmemesini, sürüyorsa bile mesafeli olması isteniyor. “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin” kalıbı, her türlü insani ilişkiye uyarlanıyor. İktidarın zaten yıllardır pompaladığı kutuplaştırma, korku salma, yalnızlaştırma, çaresizleştirme politikalarıyla uyumlu bu duruş, izleyenleri de etkisi altına alıyor.

ÖNCEKİ HABER

Ressam Vincent Van Gogh'un yeni keşfedilen çizimi ilk kez Amsterdam'da sergilendi

SONRAKİ HABER

CHP'li Esenyurt Belediyesi’ne AKP döneminden kalan borç nedeniyle haciz geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa