18 Eylül 2021 18:23

“Göç sadece sonuç değil, sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı”

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, ODTÜ Vişnelik’te düzenlenen “Ortadoğu’daki Gelişmeler ve Mülteci Sorunu” panelinde konuştu. Gazeteci Deniz Zeyrek ve Doç. Dr. Alanur Çavlin’in de katıldığı panelde Akdeniz, göçün sadece savaşların sonucu olmadığını, sermayenin ucuz iş gücü için de göçün üretildiğini vurguladı.

ODTÜ Mezunlar Derneği ve SAV Ankara’nın ODTÜ Vişnelik tesislerinde düzenlediği “Ortadoğu’daki Gelişmeler ve Mülteci Sorunu” başlıklı panelde, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Gazeteci Deniz Zeyrek, Doç. Dr. Alanur Çavlin mülteciler konusundaki tartışmaları değerlendirdi.

Sermayenin göçmen sorununu nasıl kendi çıkarına kullandığını anlatan Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin “Hükümete 500 bin Bangladeşli işçi siparişi verdik ama Suriye göçü başlayınca bundan vazgeçtik. Marmara Bölgesi’ni krizden Suriyeli işçiler kurtardı” açıklamasını hatırlattı. Ekonomik krizde Türkiye burjuvazisinin can simidinin göçmen işçiler olduğunu ifade eden Akdeniz, “Bu aslında göçün sadece bir sonuç değil, ucuz işgücü piyasası açısından sürekli üretilmek durumunda olan bir unsur olduğunu da bizlere gösterdi” dedi. Daha sonra Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) sanayi bölgelerinde yaptığı araştırmanın sonucunda kayıt dışı çalışmanın kendisini tehdit ettiğini, çünkü bu rekabetten payını alamadığını gördüğünü anlatan Akdeniz, “Çalışma iznine dair düzenlemeler yapılmasını istediler. Ucuz göçmen emeğini modern sanayide de çalıştırmak istediler. Fakat bu strateji tutmadı. Çünkü AKP’nin göçmenlere geçici olarak bakması, onları Suriye’de kullanabileceği demografik güç olarak görmesi ve Avrupa’ya karşı koz olarak kullanmaya çalışması buna neden oldu. Çalışma izni çıkmasına rağmen Türkiye’de kayıtlı işçi sayısı 34-35 bin civarında” diye konuştu.

ÇOĞU GÖÇ İÇ SAVAŞLARDA OLUYOR

Sözcü Gazetesi Köşe Yazarı Deniz Zeyrek göçün motivasyonunda devlet ve birey boyutu olduğunu söyledi. Devlet boyutunun gücü ele geçiren otoritenin inşa etmek istediği ülkeyle ilgili sorun çıkarma potansiyeli olan azınlıklara acımasız davranması olduğunu belirten Zeyrek, bireyler açısından da canını kurtarma ve daha iyi koşullarda yaşam arzusu olmak üzere ikiye ayrıldığını dile getirdi. Göçün çoğunlukla iç savaşlarda yaşandığını belirten Zeyrek, “Eğer kendi devleti başka bir devletle savaşıyorsa orada devletinin yanında olmayı tercih ediyor insanlar ama bir iç savaşta taraf olmak, tepişen fillerin altında ezilmek istemiyor. Gazeteci olarak görev yaptığım yerlerde bunu gördüm. Sırplardan kaçan Boşnakları, İsrail baskısından kaçan Filistinlileri, Afganistan'da Taliban’dan kaçanları gördüm. Silahı elinde bulunduranın etnik kökeninden değilseniz tehlike altındasınız” dedi.

“EĞİTİMİN ÖNÜNDE ÇOCUK YAŞTA İŞÇİLİK VE EVLİLİK SORUNU”

Doç. Dr. Alanur Çavlin, Suriyelilere vatandaşlık verildiği söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Çok küçük, yüzde 2 -3 düzeyinde bir vatandaşlığa geçiş var. Bunun içinde evlilik ve doğan çocuklar da bulunuyor. Aslında Suriyelilerin vatan sorunu, vatansızlık” dedi.

Suriyeli göçmenlerin demografik yapısına ilişkin bir araştırmadan örnekler veren Çavlin, “Çok genç bir nüfusla karşı karşıyayız. Bu genç nüfusun acil ihtiyaçları ve olanakları var. En acil ihtiyaç ise eğitim. Ortaokuldan sonra özellikle liseden itibaren eğitime devam etme oranları düşüyor. Oğlanlar çocuklarında okullaşma kızlara göre daha az. Bu Türkiye’deki kayıtsız işçiliğin daha da artmasına bir işaret. Kız çocukları açısından da eğitimden erken ayrılmanın ilk nedeni erken evlilikler. 15-49 yaş arası kadınlar arasında yapılan araştırmaya göre yüzde 9’u 15 yaşından önce evlendiğini, yüzde 45’i 18 yaşından önce evlendiğini belirtiyor. Bu zorla evlilik ve erken anneliği beraberinde getiriyor” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et