20 Eylül 2021 05:56

Şehir hastaneleri

Kamu Özel Ortaklığı adı altında, özelleştirmeyi sevimli hale getirerek, kamu kaynaklarını yandaşlara aktarmanın, örtülü değil açık hali.

İzmir Şehir Hastanesi | Fotoğraf: saglikgovtr&39;den alınmıştır

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Uzun zamandır unutarak, gündemimizden düşürdüğümüz, Şehir Hastanelerini yeniden gündem yapma zamanı. 2015’de birkaç kez açılışı yapılan ve 2018’de açılması öngörülen, Bayraklı’da halen yapımı süren İzmir Şehir Hastanesini artık İzmir’in gündemine taşımak gerekiyor. İzmir Tabip Odası, bu konuda İzmir Emek ve Demokrasi Platformunu bu akşam toplantıya çağırıyor. Amaç, önümüzdeki günlerde kısmi açılışı yapılarak İzmir’in gündemini meşgul edecek bu konuda gerek halkın gerekse başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının olası kayıplarını en aza indirmek.

Dönemin Başbakanı’nın “15 yıllık rüyam” dediği, 2005’de başlayan bu serüveni, 2013 itibariyle çıkan yasa ile iyice öğrenmeye başladık. Kamu Özel Ortaklığı adı altında, özelleştirmeyi sevimli hale getirerek, kamu kaynaklarını yandaşlara aktarmanın, örtülü değil açık hali. Cumhuriyet döneminde hiç yapılamamış, Dünyanın ve Avrupa’nın en büyük yatırımları: köprüler, tüneller, otoyollar, hastaneler diyerek halkı kandıran yatırımlar. Yapılırken, sözüm ona hiçbir kaynak kullanılmazken, yapım ve işletme süresince maliyetinin onlarca katının yandaşlara ödendiği yatırımlar. Geçiş garantili otoyol, köprü ya da tüneller, yolcu garantili havalimanları, hasta garantili hastaneler.

2060 yataklı İzmir’deki şehir hastanesi de bunlardan biri. Hasta garantili, 25 yıllığına inşaat bedelinin 10 katının ödenecek olduğu hastane. Açılışı, 2018’den beri her yıl erteleniyor. Yapımcı firmanın birkaç kez uzatma aldığı hastanede, poliklinik binasının bir an önce açılma telaşı var. Bu telaş, belki de 2022’de erken seçim olabileceği için de olabilir. Nedeni ne olursa olsun, yavaş yavaş İzmir’in gündemine şehir hastanesi giriyor. Bize düşen iki şey var. Birincisi 4 yıldır; ilçe kent konseyleri aracılığı ile halka, hastane toplantıları ile de sağlık çalışanlarına anlattığımız, bu yatırımdaki kamu kaynaklarının nasıl yandaşlara aktarıldığını bir kez daha anlatmak. İkincisi, kapatılması düşünülen hastanelere sahip çıkmak ve sağlık personellerinin olabilecek haksız yer değişikliklerine karşı durmak.

Yıllardır İzmir’e emek vermiş hastanelerin, şehir hastanesine yeterince hasta (müşteri) aktarılması için kapatılması; sağlık müdürlüğünce söylenmekte. Bozyaka, Alsancak devlet, Suat Seren göğüs hastalıkları, Behçet Uz çocuk hastanesi ‘kapatılacak’ şeklinde, adı geçen hastaneler. Tepecik ve Atatürk devlet hastaneleri yatak sayılarının azaltılması düşünülen hastaneler. Bu hastanelerin kapatılması; yıllardır bu hastanelerden hizmet alan İzmirli yurttaşlara yeni bir eziyet olacak. Yine kapatılması düşünülen hastanelerde çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanları için ise istemedikleri bir yer değişimi önlerine dayatılacak.

Ankara ve İstanbul’da şehir hastanelerinin açılması ile ilgili iki farklı uygulama yaşadık. Ankara’da, açılan şehir hastanelerinin yatak sayıları kadar, yatak kapasitesine sahip ve yıllardır Ankaralılara hizmet veren onlarca hastane, önceden planlanarak kapatıldı. Bu kapatmanın nasıl sorunlar çıkaracağı çok önceden TTB ve SES tarafından, bakanlık ve kamuoyu ile paylaşılmış, ancak bakanlık dikkate almamıştı. Pandemi sürecinde bu ihtiyaçlar ortaya çıkınca, Sağlık Bakanlığı apar topar bu hastanelerin bir kısmını açsa da ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. İstanbul’da bu olumsuz deneyimden ders çıkarılmış olsa gerek ki, Ankara’daki gibi hastane kapatılması yerine, yatak sayısında azaltılmaya gidildi. Şimdi İzmir’de aklı selimin, meslek odalarının ve halkın taleplerinin dikkate alınmasını istiyoruz.

Hastanelerin kapatılması yerine, ihtiyaçlarının giderilmesi ve nitelikli hale getirilmesi, bu sırada deprem dayanıklığı ile ilgili eksikliklerin giderilmesi ana talebimiz. Yine hekim ve diğer sağlık çalışanları için de, zorunlu yer değişiklikleri yerine gönüllü atamaların yapılması ve özellikle atama bekleyen hemşire, ATT, teknisyen arkadaşlarımızın açıktan atama ile istihdam edilmesini talep ediyoruz.

İşte bu akşam, Tabip Odası, TMMOB, İzmir Kent Konseyi başta olmak üzere, Emek Demokrasi Güçleri hep birlikte bir yol haritası çizilecek. Başta, yıllardır yapılmasına engel olmak için çabaladığımız ama inadına yapılan, gelecek 25 yılımızı ipotek altına alan bu hastanelerin yapım ve işletmesine karşı çıktığımızı, bir kez daha vurgulayacağız. Sonra da kapatılması düşünülen her hastaneye, yeri değiştirilmesi planlana her sağlık çalışanına sahip çıkacağız. Haydi; İzmir’e, hastanelerimize ve bizler için yaşamlarını riske eden sağlık çalışanlarına sahip çıkma zamanı. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI