Altın Koza’nın ardından: Eğri zamanlarda dik duranlara selam olsun!
İsmail Afacan, 28. Adana Altın Koza Film Festivali'ne dair izlenimlerini yazdı.
Fotoğraflar: Altın Koza basın bülteni
İsmail AFACAN
İstanbul
Adana Altın Koza Film Festivali bu yıl 28. kez düzenlendi. Her yıl olduğu gibi gözler Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ndaydı. Bu kategoride Nisan Dağ’ın “Bir Nefes Daha”, Barış Sarhan’ın “Cemil Şov”, Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun “Dermansız”, Erdal Rahmi Hanay’ın “Fuad”, Sinan Sertel’in “İçimdeki Kahraman”, Erkan Tahhuşoğlu’nun “Koridor”, Muhammet Çakıral’ın “Lacivert Gece”, Tufan Taştan’ın “Sen Ben Lenin”, Ahmet Necdet Çupur’un “Yaramaz Çocuklar”, Mehmet Ali Konar’ın “Zin ve Ali’nin Hikayesi” adlı filmler Altın Koza için yarıştı. En İyi Film “Yaramaz Çocuklar” seçilirken festivalde en fazla ödülü “Bir Nefes Daha” kazandı.
BELGESELLER FESTİVALE DAMGA VURDU
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda iki belgesel, kurmaca filmlerle birlikte yarıştı. Bunlar Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun “Dermansız” ile Ahmet Necdet Çupur’un “Yaramaz Çocuklar”ıydı. İki belgesel de seyirci ve sinema yazarları tarafından beğeniyle karşılandı. 20 yıl önce eğitimine devam edebilmek için Antakya’daki Keskincik köyünden ayrılmış olan Ahmet Necdet Çupur’un, kardeşlerine destek olmak için Fransa’dan köyüne dönüp onların yaşadıklarını kayıt altına aldığı “Yaramaz Çocuklar”, En İyi Film seçilerek geceye damgasını vurdu. Belgeseldeki performansıyla Zeynep Çupur’a, jüri tarafından yarışmaya yeni bir dal eklenerek Özel Mansiyon Ödülü verildi. Belgesel, Ayhan Ergürsel En İyi Kurgu Ödülü’ne de kazandı. Yarışmadaki diğer belgesel “Dermansız”, Kadir Beycioğlu Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü. Bursa Memleket Hastanesinde 49 yıl boyunca tedavi gören Abdullah Kozan’ın hayatına odaklanan “Dermansız”, metni, kurgusu ve mizahıyla dikkatleri üzerine topladı. Bu yapımların Altın Koza’da elde ettiği başarı önümüzdeki dönem belgesel sinemanın görünürlüğünü umarım arttırır.
BİR NEFES DAHA ÖDÜLLERİ TOPLADI
Nisan Dağ’ın “Bir Nefes Daha” yarışmadaki En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu, Umut Veren Genç Erkek Oyuncu, Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu, Film-Yön En İyi Yönetmen ödüllerini kazandı. İstanbul’un çetin mahallelerinden birinde yaşayan genç bir rapçinin, müzik hayallerine koşarken bir yandan da bonzai bağımlılığıyla verdiği savaşı anlatan “Bir Nefes Daha”, festivalin öne çıkan filmlerindendi. En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo ve oyunculuk dalında birçok ödülü kazanan bir filmin En İyi Film seçilmemesi ödül dağıtımındaki tutarlılığı zaafa uğrattığı düşüncesindeyim. Birçok festivalde ödüller dağıtılırken bu tutarlılığa önem verilmediğini belirtelim.
ADANA İZLEYİCİ ÖDÜLÜ SEN BEN LENİN’E
Adana İzleyici Ödülü’nün Tufan Taştan’ın “Sen Ben Lenin” filmine gideceği; festivali takip edenler için sürpriz olmadı. Festivalin en fazla izlenen ve söyleşisi en uzun süren filmiydi. Bu ilgide tanıdık yüzlerin rol alması kadar filmin politik içeriği de etkiliydi. Yönetmen Tufan Taştan törende ödülünü Cumartesi Anneleri’ne adadı. Cumartesi Anneleri Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Tufan Taştan’a teşekkür etti. Sen Ben Lenin, vizyona girdiğinde tekrar izlemek istediğim filmlerin başında geliyor.
SİNEMA TAŞRADAN KENTE TAŞINIRKEN
Birkaç yıldır festival filmlerinde içerik ve biçim arayışı dikkat çekiyor. Taşra merkezli filmlerin yerini kent merkezli filmler almaya başladı. AVM çalışanları, gecekondu mahallerindeki gençler, işçiler, LGBTİ bireyler filmlerde ana karakterler olarak karşımıza çıkıyor. Yine bu filmlerde, genç yönetmenlerin biçimsel arayışları dikkat çekiyor. Kamera kullanımlarından filmlerde animasyona yer vermelerine kadar… Film yapmanın çok pahalı bir uğraşı olması ve devlet desteklerinin yetersizliği genç yönetmenleri en çok zorlayan konu… Bu da tek mekanda, sınırlı sayıda oyuncunun yer aldığı, kısa sürede çekilen filmler ortaya çıkarıyor. Her şeye rağmen ülke sineması üretmeye devam ediyor. Haluk Bilginer’in Onur Ödülü Töreni’nde dediği gibi “Eğri zamanlarda dik duranlara selam olsun”
ALTIN KOZA’YA DAİR ELEŞTİRİLER
Türkiye sineması açısından festivaller çok önemli… Dağıtılan ödüller, bu darboğazda ülke sinemasına can suyu oluyor. Dağıtım tekellerine takılan bu yapımların festivallerde izleyiciyle buluşması oldukça değerli… Ülke sinemasına bu katkıyı sunan festivallerden biri de Altın Koza. Pandemi devam ederken Adana Büyükşehir Belediyesi ülke sinemasını desteklemeye devam ediyor. Daha iyi bir festival için dostane eleştirimizi iletmekte yarar var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ödül töreninde “Sinema deyince akla Adana ve Altın Koza Film Festivali gelir. Altın Koza Film Festivali’nin Türkiye sinemasına, Türkiye sinema endüstrisine sağladığı zenginlik ve kazanım tartışılmaz” dedi. Sinemayla özdeşleşmiş bir kentin bağımsız bir sinema kompleksi olmaması en büyük eksiklerinden… Filmleri AVM’lerde izleyebiliyor olmamız ülke sinemasının kanayan yarası… Festival boyunca Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması filmlerini Cinemaximum M1 AVM’de izledik. AVM'nin hem merkeze uzak hem de programın sıkışık olması birçok filmi ve etkinliği kaçırmamıza neden oldu.
İkincisi ise Altın Koza organizasyonundaki erkek ağırlığı… Bunun en çarpıcı örneği Altın Koza Festival Yürütme Kurulunda kadın üyenin bulunmaması. Avrupa’daki festivallerde sinemada temsiliyet eşitliği tartışılırken, Altın Koza’nın bu konuda adım atmaması festivalin eksiklerinden biriydi… Büyük Ödül Töreni’nde jüri üyesi kadınlar dışında ödül vermeye erkek siyasetçilerin ve sanatçıların çıkması festivalin diğer zaafıydı.