Fahiş yurt ve ev fiyatlarının ortasında: Adana’da öğrenci olmak
“Yapılan zamlar ve gün geçtikçe zorlaşan hayat koşulları öğrencileri okurken zorlayan ve öğrencilik hayatında ne akademik ne sosyal olarak kendini geliştirmesine fırsat bırakmayan bir hal aldı.”
Fotoğraf: MA
Senay DENİZ / Tuğba EROĞLU
Çukurova Üniversitesi
Pandeminin başlamasının ardından üç dönemdir kapalı olan üniversiteler 2021-2022 güz dönemi itibarıyla açılıyor. Üniversitelerimizin yüz yüze eğitime tekrar başlamış olması her ne kadar sevindirici olsa da önlemlerin yeterli olup olmayacağı konusundaki belirsizlikler öğrencileri endişelendirmeye yetiyor. Bununla birlikte barınma sorunu ve ekonomik sorunlar da öğrencilerin yakasını bırakmıyor. Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 27 Eylül’de, Çukurova Üniversitesi ise 4 Ekim’de yüz yüze eğitime geçeceğini açıklamasına rağmen KYK Yurtları ise öğrencilerin eğitime başlama tarihinden en erken bir gün önce yurtlarda kalmaya başlayabileceğini açıkladı. Öğrencilerden de 12 Eylül’den itibaren olmak üzere kalmadığı günlerin de ücretleri isteniyor. Çukurova Üniversitesi öğrencileri de dergimize yazdıkları mektuplarda bu konuyla ilgili düşüncelerini ve taleplerini dile getirdiler.
“ÖĞRENCİLİK HAYATIMIZI GÜVENCE ALTINDA GEÇİRMEYİ HAK EDİYORUZ”
5 Ocak Kız Yurdu’ndan bir öğrenci
Öncelikle bize verilen burs ve kredi ayrımı zaten başlı başına bizi gelecek için tedirgin ederken şu an pandemiyle beraber birçok farklı sıkıntı da ortaya çıkmış oldu. Biz öğrenciler sadece ileride ödeyeceğimiz KYK borcunu değil bir de şu anda nasıl geçineceğimizi de düşünmeden edemiyoruz. 650 TL olarak bize verilen burs ve kredilerin nereden bakarsınız en az 450 TL'sini KYK yurtlarına vermek zorundayız. Ne yazık ki bize bir ay için kalan 200 TL ise hiçbir masrafımızı eksiksiz karşılayacak bir meblağ değil. Bu durumda öğrenciler ya okul saatleri dışında sosyal hayatlarından ve akademik faaliyetlerinden feragat edip az maaşlı işlerde çalışmak zorunda kalacak ya da ailelerini ekstra masrafa sokmuş olacak ki şu anda hiçbir öğrenci her iki seçeneği de seçmekten memnun değil. Bütün bunlar dışında yurtların temizliği, hijyeni, yemekleri ve daha birçok koşulu, hele ki bu pandemi döneminde, bizleri endişelendiren bir başka konu. Yemekler genellikle soğuk veya bayat olmasının yanı sıra her seferinde yapılan zamlar yüzünden maalesef fişlerin fiyatı artsa bile karşılamıyor. Hele bir de her öğrencinin sağlıklı bir öğün yemesinin şart olduğu bu dönemde bu konuda bir düzenleme gelir mi? Bilemiyoruz... Yapılan zamlar ve gün geçtikçe zorlaşan hayat koşulları öğrencileri okurken zorlayan ve öğrencilik hayatında ne akademik ne sosyal olarak kendini geliştirmesine fırsat bırakmayan bir hal aldı.
“VERİLMEYEN BİR HİZMETİN BEDELİNİ TALEP ETMELERİNİ HAKSIZLIK OLARAK GÖRÜYORUM”
Adana Erkek Öğrenci Yurdu’ndan bir öğrenci
Bildiğiniz üzere Kredi Yurtlar Kurumu ekim ayında açılan yurtlar için eylül ayı ücreti talep etmekte. Başta ekonomi olmak üzere her durum öğrenciler için sıkıntı yaratırken, bizim için hiç verilmeyen, bazı yurtlar içinse kısmi olarak verilen bir hizmetin bedelini talep etmek sorgulanması gereken bir nokta. Sosyal devlet olmanın bir gereği olarak tüm öğrencilere ücretsiz barınma imkânı sunulması gerekirken, verilmeyen bir hizmetin bedelini talep etmelerini haksızlık olarak görüyorum.
Bir başka konu da yapılan açıklamalardan öğrendiğimiz üzere yurtların eğitimin başlamasından 1 gün önce açılıyor olması. Yurtlarda az vakit geçirildiğinde bulaşma riskinin azalacağını düşünenler, binlerce öğrencinin aynı anda yurtlara giriş yapacağını, vaktin kısıtlı olması sebebiyle oradan oraya telaş içinde koşuşturacağını hesaba katmamış olsa gerek. Yurtlara aynı anda gelen öğrencilerin yaratacağı karışıklığı ve hastalığın bulaşma riskini hayal etmek korkutucu. Ayrıca yurtlar tek değil otogarlarda da yoğunluk oluşacak ve bilet bulmak sorun olacak.
Hayatın her alanındaki fiyat artışı yurt ücretlerini de es geçmiş değil. Artan yurt ücreti de öğrencilerin sırtında yük oluşturmakta. Yine de ben kendimi şanslı mı saymalıyım bilmiyorum. Zira yurt çıkmamış birçok öğrenci arkadaşımız fahiş fiyatlardaki evlerde kalmak zorunda kalacak. Hal böyle olunca arkadaşlarımız eğitim hayatını devam ettirebilmek adına çalışmak zorunda kalacaklar. Eğitim sisteminin çürümüşlüğü ve ekonomi birleşince birçoğumuzun hayali olan üniversite okumak kâbusa dönüşüyor.
“KYK BURS/KREDİLERİNİN BÜYÜK BİR KISMINI BİZDEN GERİ ALIYORLAR”
Mahmut Sami Ramazanoğlu Kız Yurdu’ndan bir öğrenci
KYK yurtlarına yapılan zamlar karşısında mağdur olan öğrenciler olarak çok endişeliyiz. 650 TL olarak aldığımız KYK burs ve kredi ödemelerinin büyük bir kısmını bizden geri almaları bizleri çok zor duruma sokacak. Bir devlet yurdunun bu kadar pahalı olmasına anlam veremiyorum. Kaldığımız yurtların hijyen ve temizliği zaten gözler önündeyken bu kötü koşullara bu kadar para istemeleri, zam yapmaları öğrenci karşıtı politikalarından ileri geliyor.
“BURSUMUZUN YARISINDAN FAZLASINI YURTLARA VERİYORUZ”
Fevzi Çakmak Kız Yurdu’ndan bir öğrenci
Uzun bir pandemi kısıtlaması sonrası eğitim hayatımıza devam edebilmek için, farklı şehirlerden binlerce öğrenci yurtlarımıza kalmak için dönüyoruz. Ancak sağlıklı bir insanın bile pandemi gibi olağanüstü bir hal olmadan kalmakta zorlanacağı yurtlarımızda bizler için gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı hala bir soru işareti. Çoğumuzun çok önceden bilet ayırıp bir iki gün yol gelip kalacağı yurtların akademik takvimden bir gün önce açılacak olmasının oluşturacağı yığılma bizleri sağlığımız açısından daha çok kaygılandırıyor. Birçok maddi sıkıntı arasında defalarca kez yatak ücreti ve depozito adı altında kalmadığımız yurda ödeme yapmamız ve zaten hiçbir ihtiyacımızı karşılayamadığımız bursumuzun yarısından fazlasının yurda ödenecek olması gibi kaygılar arasında eğitim hayatımıza nasıl devam edebiliriz bilemiyoruz. Tuvalet, banyo gibi bu dönemde hayati öneme sahip yerlerin ortak olacağı yurtlarda bunca kaygı arasında salgın önlemleri akıllardaki en büyük soru. Evet aslında bu soru hiçbir önlem almadan biz binlerce öğrenciyi ekonomik açıdan ve sağlık açısından göz göre göre kaderine terk eden hükümetin kafasını ya sadece meşgul ediyor ya da ediyormuş gibi görünüyor. Kronik hastalığı olan ve normal şartlarda bile temiz ortamda kalması gereken bir öğrenci olarak yurda dönüş konusunda binlerce kaygım var, hem ekonomik açıdan hem sağlığım açısından. Yurdun ben ve arkadaşlarım için asla güvenli bir ortam olduğunu düşünmüyorum. Umuyorum ki bütün yetkililer tarafından durum içinden çıkılamaz hale gelmeden ve istenmeyen sonuçlar alınmadan gerekli donanıma sahip hale getirilip somut önlemler alınır.
ADANA EMEK GENÇLİĞİ: ‘’DEVLET TARAFINDAN ÜCRETSİZ VE SAĞLIKLI BARINMA HAKKI KARŞILANMALIDIR’’
Adana’da öğrenim gören gençlerin barınma sorunu Türkiye’deki diğer gençler gibi kendisine gündemde sıkılıkla yer edindiriyor. Yüz yüze eğitimin başlayacağı bu dönemde Adana’daki güncel durum nedir?
Adana’da iki üniversitede yaklaşık 55 bin öğrenci öğrenim görmesine rağmen ancak 11 bin 182 kişilik yurt kontenjanı sağlanıyor oluşu, yüksek kiraları da düşündüğümüzde barınma ve eğitim alabilme hakkının fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Öte yandan yurtlara eğitim başlama tarihinden en erken bir gün önce gidebilecek olmasının sebebi “pandemi” olarak gösterilirken öğrencilerin gelişinin tek bir güne sığdırılması nasıl bir önlem olabilir? Üstelik yurtta kalınmayan günlerin parası da öğrencilerden istenmekte. Yurtlarda kalan bütün öğrencilerin talebi yurtlarda kalınmayan günlerin ücretlerinin istenmesi uygulamasının derhal sona erdirilmesidir.
Adana Emek Gençliği, gündemdeki barınma problemine ilişkin somut olarak ne öneriyor?
Öğrencilerin üniversite hayatı boyunca sağlıklı, nitelikli ve ücretsiz koşullarda barınma hakkı devlet tarafından karşılanmalıdır. Nitekim parasız ve her yurttaşa erişimde eşit olanaklar sunulan bir eğitim, eğitim görülen süre boyunca gençlerin bütün temel ihtiyaçlarının gerektiğinde devlet tarafından karşılanmasını şart koşar. Öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının da devlet tarafından karşılanması, kamusal eğitimin ve eğitim hakkının gereğidir. Bu hakkı tam anlamıyla kazanmak için, yani parasız, bilimsel, demokratik bir eğitim için bir araya gelmekten ve mücadele etmekten başka şansımız yok. Adana Emek Gençliği olarak haklarımızı kazanmak için tüm öğrencileri ortak taleplerimiz etrafında birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz!