Ortak sorunları ortak mücadeleyle çözebiliriz
Nüfus olarak Ankara’nın en büyük üniversitesi olan Hacettepe Üniversitesi’nin yurtlar için sağladığı imkan yalnızca 5.000 civarında.
Fotoğraf: Evrensel
Baran BATI
Hacettepe Üniversitesi/ Beytepe Erkek Yurdu Öğrencisi
Hacettepe Üniversitesi 27 Eylül itibariyle yüz yüze eğitime başlayacak. Bir haftadan az bir süre kalmasına rağmen öğrencilerin barınma birimlerine bağlı yurtların ne şekilde düzenlendiği hakkında bir fikrimiz yok. Aslında okulda hem salgın hem de yeni dönemin gidişatına dair birçok konudan habersiziz. Ders kayıt haftasına çok az bir süre kalmasına rağmen birçok bölüm öğrencisi derslerini, çevrimiçi veya yüz yüze olacağını halen öğrenemedi. Eğitim planları açıklanmadan, yurt, yemekhane, ulaşım gibi ihtiyaçların nasıl düzenlendiği belirlenmeden, üniversite yönetiminden aldığımız ilk haber yurtlara yapılan 100 TL zamlar oldu. Öğrenci evleri ve artık yılı olan öğrenciler için bu ücretler yükselirken, en kalabalık nüfusa sahip erkek ve kadın yurtları için yapılan zamlar kabul edilebilir düzeyde değil.
SOSYAL FAALİYET HAYAL OLDU
Bir yanıyla geride bıraktığımız bir buçuk yıllık uzaktan eğitimin ardından üniversite yönetiminin ilk karşılamasının barınma zamları olması sürecin nasıl ilerleyeceğini gösteriyor. Diğer yanıyla da ekonomik olarak birçok öğrenci benzer sorunları yaşıyor. Dönüşümüzle birlikte günlük ihtiyaçlarımız, eğitim ekipmanları çok daha pahalı bir şekilde bizi bekliyor. Kampüs içerisinde yaşam süren benim gibi yurt öğrencileri için üniversite içerisindeki her bir alanda yapılan zam bizleri daha da geçinemeyecek bir hale getiriyor. Yurtlar içerisinde yemekhane, çamaşır ücreti, kişisel bakım vb. ihtiyaçları kendi imkanlarıyla çözen Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, yalnızca barınmak için istenilen 480 TL ücreti karşılayabilmek için birçok harcamasından vazgeçmek zorunda kalıyor. Yalnızca yurt harcamaları verilen burs-kredi ödeneğinin üzerinde bir rakama ulaşıyor. Bu durumda yalnızca üniversite yemekhanesini kullanmak bile ek bir geliri zorunlu hale getiriyor. Sosyal bir alanda faaliyet yürütmek, ders arasında bir çay içmek dahi birçok öğrencinin maddi olarak bir engele toslaması demek.
SORUNU BİLMELERİNE RAĞMEN SESLERİ ÇIKMIYOR
Kaldı ki bugün açısından yaklaşık 11 m² bir alanda dört öğrencinin barındığı, otuz iki öğrencinin üç duş ve tuvalet kullanabildiği imkanlar doğrultusunda alınan ücretler öğrencilerin ihtiyaçlarına kullanılmıyor. Sabun, tuvalet kağıdı gibi ihtiyaçlar, bozuk çamaşır makinelerinin tamiri gibi temel gereksinimler ya da duş ve tuvalet sayısının artırılması bile yurtta kalan öğrencilerin bir araya gelip tepki göstermesiyle sağlanıyor. Tüm durumlara baktığımızda bir buçuk yıllık arayı herhangi bir önlem, yurt içerisinde düzenleme veya yeni bir yurt eklemeyerek geçiren üniversite yönetimi her sene yaşanan barınma sorununu çok iyi bilmesine rağmen sessiz sedasız bekliyor. Zam yapmadıkça da herhangi bir açıklama da yapmıyor.
Eğer yurtlar bu durumda da neden eve çıkmıyorsunuz diye bir soru soracaksınız da cevabı fazlasıyla ortada. Kira fiyatlarındaki artış, fatura miktarları, kampüse uzaklık nedeniyle gerekli ulaşım, yurdu birçok öğrenci açısından vazgeçilmez kılıyor. Ancak nüfus olarak Ankara’nın en büyük üniversitesi olan Hacettepe Üniversitesinin yurtlar için sağladığı imkan yalnızca 5000 civarında. Üniversitenin bu sene ulaştığı sayı ise 70.000’i neredeyse aşacak hale geldi. Bu denklemde binlerce öğrenci ev ve özel yurt gibi oldukça yüksek ücretlere karşılık Ankara’da yaşayabilecek. Barınma imkanı eksikliği neredeyse her sene kendisini gösterse de yurtlarda yaşanan sorunlar yönetim tarafından kalıcı hale de gelse, her yeni döneme yeni bir zamla giriyor olsak da üniversite yönetimi bu koşulları görmezden geldiği gibi zorlaştırıyor. Ancak şunu söyleyebilirim binlerce Hacettepeliyi etkileyen bu sorun şunu da gösteriyor; düzenli tuvalet kağıdını yurt yönetimine kabul ettirenler, eşit ve parasız bir eğitim için çok daha fazlasıyla, çok daha fazla hakkı kazanabilir.