Destek yok, çözüm yok, soygun var!
“Yurt ücreti ve depozitosuna 650 lira ödedim. Tüm yaz boyunca çalıştım oradan kenara attığım para ile ödemiştim. Peki ailesinin maddi durumu kötü olan öğrenciler ne yapacak?”
Fotoğraf: Unsplash
Ozan AYDIN
Ege Üniversitesi
KYK yurt sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte yedeklerde kalan on binlerce öğrenci ev ve özel yurt arayışına girdi. İzmir’de ve özellikle Bornova’da üniversite öğrencileriyle yaptığımız röportajlar ve sonrasında ettiğimiz sohbetler üzerine izlenimlerimi yazmak istedim.
Ege Üniversitesinin 70 bin civarı öğrenci nüfusu olmasına rağmen üniversite yakınında sadece 2 bin kişilik KYK kız öğrenci yurdunun bulunması bu sayıda öğrenciye sahip bir üniversiteye oldukça yetersiz kalmakta. Üniversite yönetiminin açıkladığı ek yurt binası inşaatının durumuna baktığımızda ise önümüzdeki yıllarda faaliyete geçmesi imkansız görünüyor. AKP iktidara geldiği 2002 yılından itibaren ülke genelinde her yere üniversite açılmasıyla övünüyor fakat bu üniversitelerde okuyacak öğrenciler için yeterli sayıda yurt tahsis edilemiyor. Bu sene de yurt sonuçlarında herhangi bir devlet yurduna yerleşemeyen öğrenciler kiralık daire veya özel yurt bakmaya başladı.
“İZMİR KİRA ARTIŞINDA TÜRKİYE’DE BİRİNCİ SIRADA”
İzmir’de kira fiyatlarına baktığımızda, deprem ve pandemi sonrası kira fiyatlarındaki %35’lik artış ile Türkiye’de 1. sırada bulunuyor. Özellikle okulların açılacağının kesinleşmesiyle ev sahiplerinin ve emlakçıların hiçbir denetim olmadan piyasayı yükselttiğini görüyoruz. Depremde zarar görmüş evlerde bile iki katına çıkan kiralar var ve buna rağmen öğrenciler bu evlerde yaşamak zorunda kalıyor. Üniversiteye yakın konumlardaki evlere baktığımızda ise bu evlerin çoğunda uzun zamandır bakım, tadilat yapılmamasına rağmen ederinin çok daha fazlası kira bedeli konuluyor. Bu evlerde yaşamaya başlamak isteyen öğrenciler ilk girişlerinde ilk ayın peşin kirası, ev sahibine depozito ve emlakçıya komisyonla birlikte 3 aylık kira parası vermek zorunda kalıyor. Abonelik işlemleri, eve yapılacak tadilat, ev eşyalı değil ise bir de eşya alması ve nakliyesi en çok cep yakan harcamalar oluyor. Yaşadığı yerden başka bir şehre okumaya giden öğrenciler buralarda eğitim hayatını ve yaşamını devam ettirebilmek için part-time işlerde çalışmak zorunda kalıyor, aldıkları ücret ise asgari ücretin yarısı kadar bile etmiyor.
“KYK ÜCRETİNİ ÖDEMEK İÇİN TÜM YAZ ÇALIŞTIM”
Yaptığımız sohbetlerde devlet yurduna yerleşen bir öğrenci “Yurda yerleştim ve bugün yurt ücreti ve depozitosuna 650 lira ödedim. Ben tüm yaz boyunca çalıştım oradan kenara attığım para ile ödemiştim. Peki ailesinin maddi durumu kötü olan öğrenciler ne yapacak” diye durumunu ifade ediyor. Bu ödemeleri ailesinden aldığı destekle karşılayamayan öğrencilerin mecburen çalıştıkları ve kazandıkları paranın çoğunu yurt, kira ödemelerine verdiklerini görüyoruz. KYK kredi ve bursuyla ilgili konuşurken ise hem burs hem kredi alsak bile bu masraflara yetişemeyiz diyen arkadaşlarımız oldu.
“MUHALAFETİN VAATLERİ SOMUT KOŞULLARDAN UZAK”
Şu an birçok öğrencinin ana gündeminin kira ve yurt pahalılığı olmasına rağmen hükümetin buraya dair herhangi bir desteği ve planı yok. Öğrencilerin taleplerine ve yaşadıkları zorluklara kulak tıkamış durumdalar. Bunun yanında ana muhalefetin de buraya dair söylemleri öğrenciler tarafından gerçeklikten uzak görülüyor. Ege Üniversitesi Astronomi Bölümünden bir öğrenci “İktidara geldiğimde bir sene içerisinde yurt sorununu çözeceğim demekle benim şu andaki barınma sorunuma çözüm bulmuş olmuyorlar” diyerek ana muhalefetin seçim odaklı çağrılarının ve vaatlerinin bu dönem gerçek hayattaki karşılığını özetliyor diyebiliriz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz haftalarda yayınladığı bir videoda gençlere özel 6 maddelik vaat listesi sıraladı. Gençlerin alacağı ilk sıfır otomobilde ÖTV sıfırlanacaktan ilk oyun konsolu ve akıllı telefondan ÖTV alınmayacak vaadine kadar gençliğin içerisinde bulunduğu sorunlardan, sıkışmışlıktan ve taleplerinden olabildiğince uzak bir yerde duran talepler konuştuğumuz gençler arasında da gülerek karşılanıyor. Türkiye’de yaşayan birçok gencin bir araba sahibi olma hayali vardır fakat araba piyasası zaten pandemi başlarından itibaren çok farklı boyutlara ulaşmış durumda. Temel ihtiyaçlarını çok zor durumlarla karşılamaya çalışan genç işçi ve öğrencilerin araç sahibi olma hayali, hayatının çok çok gerisinde duran bir plandır. Öğrenim süresince milyonlarca öğrenci KYK öğrenim kredisi alıyor. Niteliksiz bir eğitimi yıllarca alan öğrenciler mezun olduklarında iş bulmakta zorlandıkları gibi mezun olur olmaz kendisini 40-50 bin lirayı bulan bir borç batağında buluyor. Fakat Kılıçıdaroğlu ise KYK borçlarının “faizlerinin” silineceğini söyleyerek gençlere müjde verdiğini düşünüyor. Diyanet İşleri Başkanlığına her yıl milyarlarca ödeme planı yapan hükümetin karşısında ise burjuva muhalefet partileri de borçların sadece faiz yapılandırılması ile öğrencileri rahatlatacağını düşünmekte. Sohbetlerin devamında konuştuğumuz şey ise çözümler üzerineydi.
“ÇÖZÜM BELLİ: ORTAK MÜCADELE”
Öğrenciler “ben olsam”la başlayıp “yapardım” diye tamamladıkları cümlelerde; yurt kapasitelerinin artırırdım, yeni yurtlar inşa ederdim, yurtlara yerleşemeyen öğrenciler için kira desteği sunardım, kira fiyatlarında denetimler ve düzenlemeler yapardım gibi çözümler sunuyorlar. Yurtlar, harçlar, kiralar, faturalar, KYK borçlarımız gibi bütün bu sorunlar bizlere sistem tarafından dayatılan, sırtımıza yüklenen problemlerdir. Öğrencilerin toplamda problemlerin farkında olduğunu sorumlusunun da kimler olduğunu bildiklerini gözlemlemek mümkün fakat sorunun çözümüne dair bir araya gelerek hakkımız olanı kazanma noktasında bir geri duruş olduğunu da görebiliyoruz. Ancak bunca sorunun karşısında asıl çözüm gençliğin hakları ve talepleri için ortak mücadelesidir. Parasız, bilimsel, demokratik eğitim hakkımız için, ücretsiz barınma hakkımız için bir araya gelip haklarımızı kazanmaktan başka seçeneğimiz yoktur. Ve biz gençlerden bir refleks görmedikleri sürece bu sorunlara çözüm üretmeyecek bizi bu çaresizliklerle baş başa bırakacaklardır.