Bize kaynak ve gelecek sunmuyorlar

Doğa SADAK

İzmir Cahide Ahmet Dalyanoğlu Ortaokulu

Pandeminin başladığı günden beri açılıp kapatılan okulların yeni dönemde de açılması kararlaştırıldı. 6 Eylül tarihi itibarıyla yüz yüze başlayan eğitim dönemini ortaokullu arkadaşlarımızla konuştuk.

Okulların yeniden açılması ilgili ne düşündüğünü sorduğumuz 8. sınıf öğrencisi Şahzer Gerçek, okulların açılmasının bir iyi bir de kötü yanının olduğunu söyledi. İyi yanının yüz yüze eğitimin daha verimli geçmesi, kötü yanının ise gerekli tedbirlerin çoğunlukla alınmaması olduğunu belirtti. Açıklanan tedbirlerin alındığını düşünen ama bu tedbirlerin yeterince sıkı olmadığını söyleyen Gerçek, “Okulların tekrar kapanmasını çok olası görüyorum, yeterli tedbirler alınmaz ve gerekli uyarılar yapılmaz ise uzaktan eğitime geri dönüleceğini düşünüyorum. Okulların sürekli açılıp kapanmasını mantıksız buluyorum” dedi. Eğitim masrafları konusunda da zorluklar yaşadığını dile getiren Gerçek, “Hem dershaneden istenen ek kitapların fiyatı hem de okumak için alınan kitapların fiyatları yüksek. Aileler bu durumdan kötü etkileniyor ve 2-3 öğrencisi olan aileler çok zorlanıyor. Asgari ücretle geçinen bir ailenin tek maaşla hem çocuklarına kılık kıyafet alması hem de test kitapları alması çok zor” diyor. Ayrıca yeni dönemde Milli Eğitim Bakanı’nın değişmesinin, yöneten kişi ve gruplar değişmediği sürece bir önemi olmadığını dile getiriyor. Yüz yüze eğitimin online eğitime kıyasla daha verimli geçtiğini belirten Gerçek, online eğitimde birçok sıkıntı olduğunu söyledi.

“BİZE BİR KAYNAK VE GELECEK SUNMUYORLAR”

Bir diğer 8. sınıf öğrencisi Batuhan Kurttekin okulların açılmasından memnun olduğunu ancak yeterli tedbirlerin alınıp alınmadığı konusunda kararsız kaldığını söyledi. Aksi bir durumda okulların tekrar kapanması ve online eğitime devam edilmesinin kendisine ve bütün 8. sınıflara büyük bir dezavantaj olacağını belirtti Kurttekin. “Yeni Eğitim Bakanı’yla ilgili henüz bir düşüncem yok ama okulları açmasının böyle bir zamanda iyi olduğunu düşünüyorum. Yüz yüze eğitim daha verimliydi ve evimizde iki adet bilgisayar olmasına rağmen kardeşimle online eğitimde çok aksaklık yaşadık. Online eğitim bilgisayar ortamında olduğu için evde dikkatim çok dağıldı, bazen konuları kaçırdım ve hiç fark etmeden dersin bittiği zamanlar oldu” dedi. Kırtasiye ürünlerine gelen zam ile ilgili ne düşündüğünü sorduğumda ise “Bu zamlar çok fazla ama yine de kırtasiye malzemeleri alınabilecek durumda.  Sonuçta kırtasiyecilerin bir suçu yok, Türkiye’nin ekonomisi çok kötü ve kırtasiyecilerin de paraya ihtiyacı var. Çözüm yurt dışından almak yerine yerli üreticilere yardımda bulunarak üretimi arttırmak” cevabını verdi. “Bizi Z kuşağı olarak adlandırıyorlar ama bize bir kaynak bir gelecek sunmuyorlar” diyen Batuhan “z” harfinin alfabenin son harfi olduğunu ve bizim de son umutlar olduğumuzu düşündüğünü söyledi.

“BİR DEFTERİ İKİ DERS İÇİN KULLANMAYI DÜŞÜNÜYORUM”

Okulların açılmasını eğitim açısından iyi bulduğunu söyleyen Hilal Doğrul “Sınavlara gittiğimde hiçbir önlem alınmamıştı, arkadaş ortamında temas çoktu ve kimse bir uyarıda bulunmadı. Ayrıca bazı dezenfektan kutularının içi boştu ve dolu olanlarınsa kokusu bile yoktu” dedi. Diğer arkadaşları gibi eğitim masraflarının pahalı olduğunu düşünen Doğrul, “Bir defteri iki ders için kullanmayı düşünüyorum. Eşitlik ve adalet istiyorum ve bunların gerçekleşmesiyle ülkenin biraz daha ilerleyeceğini düşünüyorum. Kiminin bir defter alacak parası yokken kimisinin on beş defter alabilecek durumda olması büyük bir adaletsizlik” dedi. Son olarak yüz yüze eğitimi online eğitime tercih ettiğini belirten arkadaşımız, “Online eğitimde yaşadığım sıkıntıları; elektrik kesintileri, aşırı yoğunluk, internet kesintileri, dersten düşme ve hocaların derse bağlanamaması olarak sayabilirim” diyerek sözlerini noktaladı.