23 Eylül 2021 11:34

ODTÜ’de rant yolu projesi

2017’den bugüne değişmeyen esas nokta, ODTÜ kampüsüne dair bir projede ODTÜ bileşenlerinin iradelerinin çiğnenmesi, Ankara’nın ulaşım planlamasına meslek odalarının dahil edilmemesi oldu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Bilgesu KİPER

ODTÜ

 

2017’de Melih Gökçek tarafından yapımına başlanan Bilkent-İncek Yol Projesi, geçtiğimiz haftalarda yeniden gündeme geldi. ODTÜ kampüsünün içerisinden geçirilmek istenen projenin iptali, meslek odaları, kent inisiyatifleri ve ODTÜ bileşenleri tarafından istendi. Ankara’nın ulaşım planına ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin belediyecilik anlayışına dair tartışmalar açan bu proje ODTÜ’de kampüs bütünlüğünü bozan ve ODTÜ bileşenlerinin iradesini tanımayan bir nitelikte.

“YOL” NASIL BAŞLADI?

ODTÜ Kampüsü’nü bölmesiyle bilinen Bilkent-İncek Yolu Projesi’nin temelleri Melih Gökçek dönemine dayanıyor. 2017’de dönemin YÖK Başkanı, Ankara Valisi, ODTÜ’nün atanmış rektörü Verşan Kök ve ABB Başkanı Melih Gökçek arasında imzalanan bir protokolle bu süreç başladı. Kapalı kapılar ardında imzalanan protokolün ardından bir gece vakti yüzlerce polis eşliğinde, iş makineleriyle ODTÜ ormanına girilmişti. Yolun yapımına dair trafik sorununu rahatlaması gibi gerekçeler o dönemde de meslek odaları ve ODTÜ bileşenleri tarafından tartışıldı. Yolun trafik sorununu çözmediği, aksine Ankara’da daha derin ulaşım problemleri yaratabileceği, Ankara’daki ekolojik yapıya zarar vereceği bileşenler tarafından hukuki süreçler eşliğinde duyuruldu. Bu yolun yapılmasının gerekçelendirildiği ihtiyaçları karşılayabilecek yeni projeler oluşturuldu ancak ABB tarafından reddedildi. ODTÜ kampüsünü bölecek ve ranta açacak bu proje birlikte yürütülen mücadelenin sonucunda durduruldu. ODTÜ öğrencileri o dönemde de kampüsün ranta açılmasının karşısında yan yana gelmiş, ODTÜ bileşenlerinin izni olmadan kampüse yapılan müdahaleyi kabul etmemişti.

2017’DEN BU YANA BİLEŞENLERİN İRADESİ HİÇE SAYILDI

Bugün tartışmaya açılan haliyle Bilkent-İncek Yolu projesi 2017’de Melih Gökçek’in ODTÜ bileşenlerinin iradesini çiğneyerek açmaya başladığı yolun devamı niteliğinde. Proje yeniden ihaleye açılmış durumda. 2017’den bugüne değişmeyen esas nokta, ODTÜ Kampüsü’ne dair bir projede ODTÜ bileşenlerinin iradelerinin çiğnenmesi, Ankara’nın ulaşım planlamasına meslek odalarının dahil edilmemesi oldu. Bu süreçte ODTÜ toplulukları yolun yapılmamasını talep eden ortak metinler yayınladı, öğrenciler projenin iptali için yapabileceklerini tartıştıkları forumlar gerçekleştirdi, akademisyenler ABB ile iletişime geçti, ABB ve bileşenler arasında çeşitli görüşmeler gerçekleşti.

ODTÜ BİLEŞENLERİ VE ABB GÖRÜŞMESİ

Öncelikle belirtmek gerekir ki bugün yola dair tartışmalar tüm ODTÜ öğrencilerinin gündemine girmiş değil. Pek çok öğrencinin yol projesine dair bilgi düzeyi sınırlı. “Yine mi yol? Bu yol hangi yol?​” soruları sıklıkla sorulan sorular. Ancak ilgi ve bilgi düzeyinin zayıf olmasının en önemli sebeplerinden birisi ABB’nin başkanlığında Melih Gökçek’in değil, Mansur Yavaş’ın bulunması. Çoğunluğu Yavaş’a oy vermiş olan ODTÜ öğrencileri arasında proje tartışıldığında, “Mansur Yavaş bu yolu yapmaz” karşılığını almak mümkün. Ancak bugüne kadar gerçekleşen görüşmelerde veya açıklamalarında ABB’nin yolu yapmamaya dönük herhangi bir ifadesi de olmadı. Bu noktada ODTÜ Mezunlar Derneği, Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği, ODTÜ Eğitim-Sen ve ODTÜ öğrencilerinden oluşan bileşenlerle ABB arasında gerçekleşen görüşmeden de bahsetmemiz gerekir. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen görüşmede ODTÜ bileşenleri açısından öne çıkan genel talep ihalenin iptal edilmesi ve projenin durdurulması oldu. Kararlı bir tutum içerisinde Mansur Yavaş’a gerekirse birlikte yeni projeler üretmeyi öneren akademisyenler, emekçiler, öğrenciler ve mezunlar projeyi kabul etmediklerini dile getirdi. ABB yetkilileri ise bileşenleri ikna etmek için değil, projeye dair bilgi vermek için bizlerle buluştuklarını ifade ettiler. Kampüsü ikiye bölecek, kampüsün yerleşkeye uzak kalan kısmını ranta açabilecek, gelecekte başka yollara sebep olabilecek bir projeye dair söz hakkına sahip olmadığımızı, bilgilendirilmek üzere çağrıldığımızı bu şekilde öğrenmiş olduk. Mimarlar Odası, Şehir Planlamacıları Odası gibi projeyi desteklemeyen ve projenin alternatiflerini üretebilecek meslek odaları da sürece dahil edilmedi. Ancak toplantı esnasında bileşenlerin kararlı tutumu, ABB’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte görüşmeyi teklif etmesine neden oldu. ABB’nin projeye dair genel söylemi hukuki olarak yola engel olmayacaklarını, belli kesimler açısından bu yolun ihtiyaç da olduğunu anlatan, karşı taraftaki bileşenlerin bu bilgilere sahip olmadığı için yola itiraz ettiğini de iddia eden nitelikteydi. Ancak ABB, yolun neden kendileri tarafından ihaleye açıldığını sorduğumuzda tatmin edici cevaplar veremedi. Rant tartışmalarını ise arazi hareketliliği ve imar planlarını görmek isteyenleri ABB’ye çağırarak cevaplandırdı.

RANT POLİTİKALARI RANTA DAYALI SİSTEM DEĞİŞMEDEN DEĞİŞMİYOR

ODTÜ bileşenleri ile masaya oturması, alternatif yol planlarını incelemeyi ve birlikte bakanlık ile görüşmeyi teklif etmesi açısından ABB’nin Melih Gökçek dönemine kıyasla daha katılımcı bir görüntüsünün olduğunu söylemek mümkün. Ancak ODTÜ ormanını ranta ve talana açmaktan geri durmaması, bileşenlerle görüşmesine rağmen bunu yalnızca bilgi vermek amaçlı yaptığını söylemesi, katılımcı ve şeffaf bir süreci işletmemesi, Ankara’nın şehir planının eskiden olduğu şekilde devam ediyor olması, belediye yönetiminin değişmesinin yeterli olmadığını gösteriyor. Belediyenin başındaki isimlerin değişmesi Ankara halkının kendi kararlarını vermesini, kendi ihtiyaçlarını belirleyip şehir planlamasına dahil olmasını sağlamıyor. Rant politikaları, ranta dayalı olan sistem değişmeden değişmiyor.

ABB’nin kampüs bütünlüğüne müdahalesi, ODTÜ öğrencilerinin ve diğer bileşenlerinin iradesini tanımıyor olması, tek adam iktidarının üniversitelere yönelik politikalarına oldukça benziyor. Sonuçları üzerinden değerlendirme yapacak olursak Ankara’nın yerel yönetiminde de Türkiye’de de sermayedarların, rant ve talandan beslenenlerin çıkarları, ODTÜ öğrencilerinin veya Ankara halkının temel haklarından önce gelmiş oluyor.

Bu sebeplerden, ODTÜ’de yolun yapımına karşı verdiğimiz mücadeleyi, üniversitede karar mekanizmalarında yer alma mücadelemizle, demokratik ve özerk bir üniversite mücadelemizle birleştirmemiz gerekiyor. ODTÜ öğrencileri olarak atanmış rektörün karşısında kendi taleplerimiz etrafında yan yana gelme, bölümlerimizde kalıcı birliktelikler kurma gibi deneyimlere sahibiz. ODTÜ’yü ranta açacak yol projesine karşı da sıra arkadaşlarımızla birlikte mücadele etmek, demokratik üniversite talebini genişletmek, üniversitemize yapılan müdahaleleri kabul etmemek üzere yan yana gelmeliyiz. 

ÖNCEKİ HABER

Devlet okulunda velilerden öğrenci başına 100 TL istendi

SONRAKİ HABER

Silahlı saldırıya uğrayan sinemacı Enes Kaya, Balat'taki suç şebekesini anlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa