4 yılda 1 buçuk milyon terör soruşturması açıldı
“Hukuksuzluğun Sıradanlaşması: Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Yargılamaları” isimli rapor açıklayan DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, soruşturmalarla hukuk devleti ilkesinin zedelendiğine dikkat çekti.
Fotoğraf: Akın Çeliktaş/DHA
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Hukuksuzluğun Sıradanlaşması: Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Yargılamaları” isimli raporunda, 2016-2020 yılları arasında silahlı terör örgütü suçundan en az 1 milyon 576 bin 566 soruşturma başlatıldığına dikkat çekti. Yeneroğlu, “Bugün yargı, Yargıtay ve kısmen Anayasa Mahkemesi kişilerin bireysel fiilleri ve suç işleme kasıtları üzerinden değil, mensup oldukları gruba göre kararlarını vermektedir” dedi.
Meclis’te yaptığı basın toplantısında raporunu kamuouyla paylaşan Yeneroğlu, darbe girişiminin ardından FETÖ ile etkin şekilde mücadele etme gerekçesiyle olağanüstü hâl ilan edildiğini söyledi. Ancak normalleşme adımları atılmayıp, tam aksine bir yönelim ile hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşıldığını belirten Yeneroğlu, “Siyasi nefretle yargı üzerinde oluşturulan baskı nedeniyle hukuk devletine verilen en ciddi zararlardan biri de kuşkusuz ceza yargılamalarında yaşanmıştır” dedi.
"DARBE GİRİŞİMİNE KATILAN 10 BİNİ GEÇMİYOR"
Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı Adalet İstatistiklerine göre cumhuriyet başsavcılıklarınca 2016-2020 yılları arasında silahlı terör örgütü suçundan en az 1 milyon 576 bin 566 soruşturma başlatıldığını kaydeden Yeneroğlu, “Bir buçuk milyondan fazla insandan bahsediyorum. 1 milyon 576 bin insanı aileleri ile birlikte hesap edelim. 5 kişilik çekirdek aileyi baz alalım. Bu soruşturmalardan etkilenen insan sayısı neredeyse 8 milyon ediyor. Size şöyle bir düz hesap yapayım. Doğrudan darbe teşebbüsüne katılmakla yargılanan insan sayısı 10 bini geçmiyor. Mahkumiyet oranı burada bile yüzde 50 civarında, yani 5 bin. Örgütün mahrem yapısında da diyelim ki taş çatlasın 5 bin kişi vardı ayrıca, eder 10 bin. Bir tarafta 1 milyon 576 bin, diğer tarafta 10 bin. Peki 10 bin 1,5 milyonun yüzde kaçı eder? Yüzde biri bile etmez” diye konuştu.
İktidar tarafından örgütün dini cemaat olarak görüldüğü ve açıkça desteklendiği bir dönemde, insanların özel okullarda öğretmenlik yapması ya da çocuklarını bu okullarda okutmasının suç olmadığını ifade eden Yeneroğlu, öğrenci evlerinde veya yurtlarda kalma, okulları veya dershanelerine gitme, gazetelerine abone olma ya da kermeslerde yardım toplanmasının da suç olmadığını söyledi. Bu fiillerin silahlı terör örgütü üyeliği suçu bağlamında soruşturma kapsamında değerlendirilmesinin gayri hukuki olduğunu dile getiren Yeneroğlu, “Yargıtay tamamen mevzuata ve kendi geçmişteki içtihatlarına aykırı şekilde maddi ve manevi unsurlarla ilgili kriterleri göz ardı etmiştir. Bu kriterlere dayanan birinci derece mahkemeleri de Yargıtay’a aykırı karar vermemek adına yanlışlıklara ve adaletsizliklere imza atmıştır. Bu nedenle bugün yargı, Yargıtay ve kısmen Anayasa Mahkemesi kişilerin bireysel fiilleri ve suç işleme kasıtları üzerinden değil, mensup oldukları gruba göre kararlarını vermektedir” dedi.
"ADALETSİZLİKLERE SES ÇIKARMALIYIZ"
Yaşanan adaletsizlikler karşısında siyasetçilerin, hukukçuların ve kamuoyunun büyük bir kısmının “FETÖ etiketi bana da yapıştırılır” endişesiyle veya umursamazlıkla sorunun derinleşeceğini belirten Yeneroğlu, “Bu yüzden raporumla, herkesi adaleti konuşmaya davet ediyorum. Silahlı terör örgütü üyeliği yargılamalarındaki adaletsizliklere son vermeye davet ediyorum. Artık hiç kimsenin ya da grubun düşünceleri sebebiyle peşinen suçlu ilan edilmediği, ceza hukukunun temel ilkelerinin ve adil yargılanma hakkının esas alındığı bir hukuk devleti çizgisine geri dönme zamanı gelmiş de geçmektedir. Ve ülkemize adaletin gelmesi için hepimizin bu adaletsizliklere ses çıkarması ve adaletsizlikleri reddetmesi şarttır” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)