Düğüm hâlâ boğazımızda
Eğer sorumlular ortaya çıkarılmazsa biz buradan gideceğiz, göç edeceğiz” dedi. Sonra da ağlamaya başladı. Soru sormam lazım ama ben de düğümleniverdim. Ne denilebilirdi ki o anda... Oğlu Roboski’de öldürülen 34 gençten biri olan Emine Ürek telefonda bana bunları söylediği gün Ankara’daydı, diğer a
Üstünden koca bir yıl geçti... Geriye kalan ise sadece katırları sırtına yüklenmiş, parçalanmış bedenleriyle 34 canın fotoğrafı.. Çoğu çocuk...
“Bana dediler ki o senin oğlundur, inanmadım tanınmayacak durumdaydı” diyen anneye “senin oğlunun katili aha budur, bak yargılıyoruz” diyen çıktı mı? Oysa Roboski yakınlarında askeri araç devrildiğinde bu anne ağıt yaka yaka koşmadı mı ölen askerleri taşımak için? Dizlerini döve döve o yandan bu yana koştururken çekilen fotoğrafı zihinlerimizde değil mi hâlâ? Gerçi o zaman da “bölünmez birlik mesajı” vermişti ya gazeteler, neyse!
Geçtiğimiz hafta gazetelerde kucağında 5 aylık bir bebeği, başında siyah eşarbı ile bir kadın fotoğrafı vardı... O 5 aylık bebek Hüsnü Encü’nün oğlu. Roboski’de öldürülen Hüsnü Encü’nün... Sınıra giderken, “akşama yemek hazırla” dediği eşi 2 aylık hamileymiş öldürüldüğünde... Barış Hüsnü koymuş annesi de adını bebeğinin... Savaşa kurban giden babasının adını barışla taşıyan bu bebeğe, babasının katilini söylemeyecek mi sorumlular?
ONLAR ANA DEĞİL Mİ?
Şimdi anlamadığım birkaç nokta var: Anaların gözyaşlarını sileceğiz diyen bu hükümet, Roboski’dekileri anne olarak görmüyor mu? Ya da Başbakanın vakti zamanında kurduğu “geçmişle yüzleşeceğiz” cümleleri Roboski söz konusu olduğunda neden işlemedi? Nasıl olur da TSK’ya ait silahlarla öldürülen 34 kişinin failleri hâlâ bulunamaz? Leyla’nın can dostunun yaşadıklarının hesabını kimden soracağız? Ya da Türkiye Psikiyatri Derneği Diyarbakır şubesinin hazırladığı İkinci Uludere Raporundaki “Bitmeyen bir yas halindeler. Normal yas sürecinde öleni unutmazsın ama bu kayıba bir alışma süresi de vardır. Her gün mezara gitmezsin” tespitini nasıl yok sayacağız?
BİTMEYEN YAS HALİ
İşte 1 yıllık Roboski raporu:
- Başbakan Roboski’yi unutturmak için midir bilinmez “Uludere Uludere diyorsunuz, her kürtaj bir Uludere’dir” dedi
- Ferhat Encü sayısını bizim de hatırlayamadığımız kadar çok kez gözaltına alındı, tabii diğer akrabaları bu süreçten nasibini aldı
- Anneler kendilerine gelmeyen Başbakanın, Cumhurbaşkanın yanına kadar gitti ama her ikisi de Roboskili annelerle görüşmeyi kabul etmedi
- Devlet öldürülenlere karşı “kan parası” vermek istedi ama aileler kabul etmedi. Ailelerin tek isteği olan sorumluların yargılanması ise hala bir sonuca bağlanmış değil
- Roboskililer hala sınır ticareti yapıyor, çocuklar uçak sesi duyduğunda saklanıyor, anneler çocuk bile doğurmak istemiyor... 21 Aralık’ta kopmayan kıyametin bile daha çok yankı bulduğu, daha çok konuşulduğu bu topraklarda, 1 yıl önce Roboski’de kopan kıyamet neden konuşulmuyor? O gün boğazımızda bir düğüm oluşmamış mıydı? O gün bu unutulmayacak dememiş miydik? Unutursak kalbimiz kurusun... Unutturursak da...