CHP’li Karaca’dan Erdoğan’a "fon arayışı" tepkisi: İklim krizi gerçektir, su kaynakları korunmalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paris İklim Anlaşmasını Meclise sunacakları açıklamasına tepki gösterdi.
Gülizar Biçer Karaca | Fotoğraf: Hilmi Mıynat/Evrensel
Hilmi MIYNAT
Denizli
Türkiye’de 56 göl kurudu, Menderes Nehri kuruma tehlikesi ile yüz yüze. Verimli tarım arazileri çölleşme riski ile karşı karşıya. “İklim krizi aynı zamanda göç krizi, açlık krizi, beslenme krizi demek” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paris İklim Anlaşmasını Meclise sunacakları açıklamasına tepki gösterdi. Açıklama için “Yeni bir fon arayışı” diyen Karaca, “İklim krizi artık bir gerçeklik. Su kaynaklarının mutlaka korunması, su havza yönetiminin hayata geçmesi gerekir” dedi.
YENİ BİR FON ARAYIŞI!
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletlerin (BM) 76’ncı Genel Kurulunda iklim krizine ilişkin mesajlar verdi, Paris İklim Anlaşmasını Meclis onayına sunacaklarını söyledi. Erdoğan’ın, açıklamalarını değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, açıklamaların arkasında yeni bir fon arayışı olduğunu söyledi.
G20 ülkeleri arasında Paris İklim Anlaşması’nı uygulamayan tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Karaca, “İmzalarken ‘Gelişmiş ülkeyiz biz, böyle imzaladık’ dediler. Ama imzalandığı günden beri Meclise sunmadılar. Bunun nedeni ‘Bizi az gelişmiş ülke kategorisinde değerlendirin ve az gelişmiş ülkelerin yeşil iklim fonlarından alacakları parayı bize aktarın’ pazarlığıydı. Buna karşı dünya ülkeleri de, ‘Sen bize gelişmiş ülkeyim dedin, öyle taahhütte bulundun ve bu taahhütlerini yerine getireceksin!’ dedi. Eee taahhütleri yerine getirme olanağı da yoktu. Trump döneminde ABD, çıkmıştı anlaşmadan onu örnek gösterip, ‘Bakın o da çıktı, biz de imzalamak zorunda değiliz’ dediler. Sonra Trump gitti, şimdi Biden tekrar Paris İklim Anlaşması’na dahil olacaklarını açıkladı. Ellerinde argüman kalmadı” diye konuştu. Anlaşmayı imzalayan Avrupa ülkelerinin eylem planı hazırladığına dikkat çeken Karaca, “Bu eylem planına dahil olmayan ülkelerin ihracatlarına da çok ciddi vergiler getirecek. Birçok alanda Türkiye sıkıştı. Bunu onaylayacağım demek zorunda kaldı” dedi.
‘ONAYLAMAK YETMİYOR’
İstanbul Sözleşmesinin de onaylandığını ancak uygulanmadığını hatırlatan Karaca, “İstanbul Sözleşmesi’ni de Meclisten onayladık, ama uygulanmadığı için yükümlülükleri yerine getirmediği için kadın cinayetleri, kadına yönelik cinsel istismar artarak devam etti. Sonuçta İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekildik biliyorsunuz. Paris İklim Anlaşması’nı Meclisten geçirmek yetmiyor. Paris İklim Anlaşması’nın amasız ve çekincesiz Meclisten onaylanması gerekiyor. Şimdi edindiğimiz bazı bilgilere göre bazı maddelerine çekince koyarak imzalamayı planlıyorlar. Bir yandan da ‘Anlaşmayı onayladığım zaman da siz bana fon vereceksiniz’ diyorlar. Yani öyle iklim krizinden, ülkede yaşanan kuraklıktan çekindiği için değil sadece dünyada alabileceği kredi bulamadığı için bu fonlar üzerinden kaynak bulma peşindeler” ifadelerini kullandı.
‘İKLİM KRİZİ ARTIK BİR GERÇEKLİKTİR’
Menderes Nehri’nin neredeyse kuruduğunu söyleyen Karaca, “Yaptığımız gezilerde suyu zaten çekilen Menderes’in iklim krizi ve kuraklık nedeniyle iyice kurumuş durumda olduğunu gördük. Menderes, Dinar mevkiinden çıkıyor. Çıkış noktasında pırıl pırıl ancak Uşak, Denizli, Aydın kıskacına girdiği zaman hem kimyasal kaynaklı kirlenmeye hem de vahşi sulama nedenli su kaybına uğramış durumda. Ege’de iki önemli ova vardır biri Gediz, biri Menderes Ovası. Gediz Ovası, JES’lerin tehdidi altında. Menderes Nehri’nin suladığı alanlarda kuraklık tarıma büyük zararlar verdi. İklim krizi artık bir gerçekliktir” dedi.
‘TÜRKİYE’DE 56 GÖL KURUDU’
Karaca, devamında şunları söyledi; “Maalesef iktidar iklim krizini tetikleyen ve kuraklığa neden olan etkenleri ortadan kaldırmak için sadece kuşe kağıtlarda eylem planları yapıp, o planları hayata geçirmiyor. Bu nedenle Türkiye dünyadan çok daha önce iklim krizinin etkileriyle karşı karşıya kalmış durumda. Ülkemizde şu anda sadece 56 göl kurumuş durumda. Birçok nehir de Büyük Menderes gibi kurumaya yüz tutmuş. Büyük Menderes’in kuruması demek ovadaki verimli tarım arazilerinin tamamen çölleşmesi demek. Bu aynı zamanda göç krizi, açlık krizi, beslenme krizi demek.”
‘SU HAVZA YÖNETİMİ HAYATA GEÇİRİLMELİ’
Menderes’in kurtarılması için öncelikle havzadaki bütün sanayinin kimyasal arıtma tesislerini hayata geçirmeleri gerektiğini ifade eden Karaca sözlerini şöyle sürdürdü; “Menderes Nehri etrafındaki su kaynaklarının mutlaka ve mutlaka korunması gerekir. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızın tespit edilmesi, su kanunu çıkarılması, bu suların en verimli, en korunaklı şekilde kullanılmasını sağlayacak su havza yönetiminin hayata geçmesi gerekir.”