27 Eylül 2021 14:03
/
Güncelleme: 17:06

TMMOB Şehir Plancıları Odası: Barınma hakkı mücadelesini sahipleniyoruz

TMMOB Şehir Plancıları Odası yaptığı açıklamada, barınma hakkını sahiplendiklerini belirtti, “Yöneticileri sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz” dedi.

TMMOB Şehir Plancıları Odası: Barınma hakkı mücadelesini sahipleniyoruz

Fotoğraf: Unsplash

TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından yapılan açıklamada, “Bugün piyasa mekanizmasının çözemediği toplumsal taleplerden doğan bir planlama sorunu ile karşı karşıyayız. Öncelikle üniversite öğrencilerinin #Barınamıyoruz hareketi ile başlayan sürecin bir ayağını yurtsuzluk problemi oluşturmaktadır. Türkiye`de 1980`li yıllar itibariyle ivme kazanan yükseköğretim düzeyinde okullaşmanın ve kontenjanların plansız bir biçimde sürekli artırılması stratejisinin karşısında ihtiyaç duyulan barınma alanları benzer düzeyde geliştirilmemiştir” denildi.

“Otellerde geçici barındırma, öğrenciye ev sahibinin inisiyatifinde olacak şekilde ucuza konut kiralama şeklinde geliştirilen pratiklerin, yukarıda özetlenmeye çalışılan oldukça karmaşık bir sorunun kalıcı biçimde çözümüne olanak sağlamayacağı açıktır” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, barınma hakkının kalıcı, bütüncül bir biçimde çözümü için talepler sıralandı:

  • Devlet toplumun farklı kesimleri için kentle bütünleşik toplu konutlar, yurtlar, pansiyonlar, lojmanlar, sosyal konutlar üretmelidir.
  • Bölgesel ve kentsel düzeyde, konut için kaynak tahsis stratejileri oluşturulmalıdır. Bu stratejiler kentlerin ve bölgelerin gelişme eğilimleri ile ilişkilendirilmiş nitelikli toplu konut uygulamalarını kapsamalıdır. 
  • Bölgelere ve kentlere özgü toplumsal sorunlar analiz edilmeli, afet riskleri ve olası çevresel sorunlar göz önünde bulundurularak gereksinmelerin karşılanabileceği doğru ve uygulanabilir planlama ve tasarımlar yapılmalıdır.
  • Konut ihtiyacının ne kadar olduğu ve arz-talep arasındaki uyumsuzluğun tespit edilmesi gerekmektedir. Ne kadarlık bir stok boşluk olduğu tüm kentlerde ayrı ayrı hem mekânsal hem de niceliksel anlamda araştırılmalıdır. Bunların konut piyasasına kamucu modellerle entegrasyonu sağlanmalıdır.
  • Var olan ancak ulaşım zorlukları sebebiyle tercih edilmeyen konut alanları kent merkezleri ile bütünleşmenin sağlanacağı toplu taşım uygulamaları ile desteklenmelidir.
  • Yeni konut vergilendirme modelleri oluşturulmalıdır.
  • Yerel yönetimler, müteahhit odaklı kentsel dönüşüm süreçlerini öne çıkarmak yerine, toplumcu belediyecilik pratiğini benimseyerek tüm yurttaşların sağlıklı ve güvenli bir çevrede barınma hakkını tesis etmek üzere sosyal konut uygulamalarını yaygınlaştırmalıdır. 
  • Ödeme güçlüğü çeken yurttaşlar için kiralık sosyal konutlar inşa edilmelidir. 
  • Konutun bulunduğu yöreye göre ortalama kira bedelleri belirlenerek kira artışları sınırlandırılmalı, denetimler artırılmalı ve yaptırımlar tanımlanmalıdır.
  • İhtiyaç sahibi olan tüm yurttaşların barınma hakkına erişim koşulları iyileştirilmeli; sağlıklı ve güvenli bir konutta yaşama imkanı sunmak için gerekli kira yardımları yapılmalıdır. 
  • Bugün barınma problemi yaşayan öğrencilerin sorunlarına kalıcı çözüm bulunana kadar kamuya ait misafirhane, boş lojman, sosyal tesislerin ivedilikle öğrencilerin uygun fiyatla kullanımına açılmalıdır.
  • Yüksek öğrenim politikasının artık milyonlarca diplomalı işsiz yarattığı ülkemizde üniversite öğrencilerini kent ekonomilerini kalkındıracak müşteri olarak gören yaklaşımdan vazgeçilmelidir. Bu anlamda yüksek öğrenim politikasında rasyonel gereksinimlerden uzak bölüm ve kontenjanlara ilişkin acil düzenleme yapılmalıdır.
  • Öğrencilerin barınmalarına yönelik sübvansiyon mekanizmalarını içeren düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

Açıklamanın tamamı için tıklayınız. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et