Almanya seçimlerinde hangi konular tercihlerde rol oynadı, kim hangi partiye oy verdi?
Almanya'da genel seçimlerde seçmenlerin yüzde 28'i sosyal güvenlik, yüzde 22'si çevre ve iklim, yüzde 22'si ise ekonomideki durumu göz önünde bulundurarak oyunu kullandı.
Almanya | Fotoğraf: Abdulhamid Hoşbaş / AA
Yücel ÖZDEMİR
Almanya
Almanya bir genel seçimi daha geride bıraktı. 60,4 milyon seçmenin yüzde 76,6'sının sandık başına gittiği seçimlerin sonucu uzun süredir ülkede varlığını hissettiren sorunlardan bağımsız değil. Yoksulluk, sınıflararası çelişkilerdeki derinlik, küresel ısınma, ekonomideki gidişat, çocuk yoksulluğu, fahiş kiralar... gibi konular hem televizyon ekranlarında değişik biçimlerde tartışıldı hem de bu konular seçmenlerin karar vermesinde önemli rol oynadı. Özellikle SPD'nin oylarını artırmasının başlıca nedeni görece sosyal konuları öne çıkarmaya çalışması oldu.
Seçim sonrasında yapılan anketler de bunu gösteriyor. Ortaya çıkan sonuçlara göre seçmenlerin yüzde 28'i sosyal güvenlik, yüzde 22'si çevre ve iklim, yüzde 22'si ise ekonomideki durumu göz önünde bulundurarak oyunu kullandı. Üç konunun toplamda yüzde 77'yi bulması aynı zamanda halkın asıl sorunlarının neler olduğu konusunda fikir veriyor. Toplam açısından bakıldığında diğer konular bu seçimlerde daha geri planda kaldı. Örneğin daha önceki seçimlerde başta iç güvenlik, terör, sığınmacılar, göçmenler... gibi konular daha ön plandaydı.
Yukarıdaki üç önemli konuda yapılan parti tercihleri de bunu gösteriyor. Çevre ve iklim konularını önemseyenlerin yüzde 82'si Yeşiller'e, ekonomiyi önemseyenlerin yüzde 43'ü CDU/CSU'yu, sosyal güvenliği önemseyenlerin yüzde 44'ü SPD'ye oy vermiş.
Aynı araştırmada dikkat çeken bir diğer veri, seçmenlerin yüzde 19'u ülkede refahın adaletli paylaşıldığını düşünürken, yüzde 77'si adaletsiz paylaşımın yapıldığını düşünüyor.
YAŞLARA GÖRE PARTİ TERCİHLERİ NASIL OLDU?
Konuların dışında bir diğer önemli nokta ise yaşlara göre parti tercihleri seçim sonuçlarında etkili oldu. Genel olarak genç nesillerin muhalefet partilerini, yaşlı kuşakların ise hükümet partilerine oy verdiği aynı araştırmalarda görülüyor. Bu yıl ilk kez sandık başında giden 2,8 milyon yeni genç seçmenden yüzde 23 ile en fazla oy alan parti FDP oldu. Onu yüzde 22 ile Yeşiller, yüzde 15 ile SPD, yüzde 10 ile CDU, yüzde 8 ile Sol Parti ve yüzde 6 ile AfD takip etti.
18-24 arasındaki gençler arasında yapılan tasnifte ise bu sefer yüzde 23 ile Yeşiller ilk sıraya yerleşirken, FDP yüzde 21 ile ikinci oldu. Diğer partilerin aldığı oy oranları ise ilk kez oy kullanan seçmenlerle yaklaşık olarak aynı. Bu tablodan çıkarılabilecek başlıca sonuçlardan birisi çevre, bireysel haklar, dijitalleşme gibi konuların gençlerin tercihlerinde büyük bir rol oynadığı anlaşılıyor.
18-24 yaş arası grupta CDU/CSU yüzde 14, SPD ise yüzde 5 oy kaybına uğradı.
60 yaş üzeri seçmenler arasında ise yüzde 34 ile SPD'de ilk sırada yer alırken, CDU yüzde 33 ile takipte. Umut verici olan ise aşırı sağcı partinin gençler arasında en az desteğe sahip olması.
MESLEKLERE GÖRE PARTİ TERCİHLERİ NASIL OLDU?
Sosyal konum ve mesleklere göre yapılan tercihler aynı zamanda hangi partinin asıl olarak hangi sınıfsal kesimin sesi olduğunu açık olarak gösteriyor. Zenginlerden fazla vergi alınmasına karşı çıkan CDU/CSU ve FDP, bu nedenle “girişimcilerden” en fazla oy alan partiler oldu. Araştırmalara göre, özel girişimcilerin yüzde 26'sı CDU/CSU'ya, yüzde 19'u FDP'ye, yüzde 16'sı SPD'ye ve yine yüzde 16'sı Yeşiller'e oy verdi. Sol Parti doğal olarak bu kesimden en az oy alan parti oldu.
İşçilerin ve işsizlerin oy kullanım tercihleri de dikkat çekici. 2017'deki seçimlerde AfD bu kesimlerden en fazla oy alan parti olurken, bu kez SPD işçilerden en fazla oy alan parti oldu. Bu da SPD'nin sosyal konuları öne çıkarması, sendikaların desteğini alması ve gerektiğinde Sol Parti ile de ortak kurabileceğini ifade etmesi gibi faktörlerin oy kazandırdığını gösteriyor. Araştırmalara göre işçilerin partilere göre oy kullanımı şu şekilde oldu: SPD yüzde 26, AfD yüzde 21, CDU/CSU yüzde 20, FDP yüzde 9, Yeşiller yüzde 8 ve Sol Parti yüzde 5. Bu tablo özellikle Sol Parti'nin işçiler arasında fazla dikkate değer görülmediğini, partinin işçi sınıfıyla bağlarının oldukça zayıf olduğunu bir kez daha gösteriyor.
İşsizler arasında partilerin aldığı oy oranları ise şu şekilde oldu: SPD 23, AfD yüzde 17, Yeşiller yüzde 17, CDU/CSU yüzde 14, Sol Parti yüzde 11 ve FDP yüzde 8.
Bu iki veri aynı zamanda AfD'nin nasıl geriletebileceği konusunda da ipucu veriyor. İşçiler ve işsizlerin taleplerine sahip çıkma, onları örgütleme konucunda ciddi adımlar atıldığı takdirde AfD'nin bu kesimlerden aldığı destek azaltılabilir. Sosyal sorunları suistimal eden milliyetçi parti göçmenleri sorun olarak göstererek, oy toplamanın çabası içerisinde. Ve seçim sonuçları bunun halen etkili olduğu anlaşılıyor. Araştırmalar, AfD'nin işçilerden sonra en faza memurlardan oy aldığını da gösteriyor.
DOĞU-BATI FARKI SONUÇLARA NASIL ETKİLEDİ?
Seçimlerin bir diğer önemli yanı da Doğu ve Batı Almanya'daki tercihler oldu. Doğu Almanya'daki eyaletlerde son birkaç yıldır güç toplayan AfD, bu seçimlerde de yükselişini sürdürdü. Bunun başlıca nedeni ise bölgedeki sosyal sorunların daha fazla olmadı. Batı Almanya'd sosyal güvenlik konusunu önemseyenlerin oranı yüzde 27 iken bu Doğu Almanya'da yüzde 30. İklim konusunu önemseme Batı Almanya'da yüzde 24 iken Doğu Almanya'da yüzde 17.
“Doğu Almanya'dakilerin çıkarlarını en fazla hangi parti savunuyor?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 38'i Sol Parti derken yüzde 36'sı AfD diye yanıt verdi. Bu tablo AfD'nin giderek bölgede daha kalıcı hale geldiğini gösteriyor. Sol Partili Bodo Ramelow'un başbakanlığını yaptığı Thüringen eyaletinde AfD yüzde 27,7 ile birinci parti olurken, Sol Parti'nin kendisi yüzde 5,3 oy kaybıyla ancak yüzde 12,3 oy alabildi. Halbuki Sol Parti eyalet parlamentosu için yapılan seçimlerde bu eyalette yüzde 30 oy almıştı. Federal seçimlerle eyalet seçimlerş arasındaki farkın bu denli yüksek olması, Sol Parti'den AfD'ye oy kayışının yüksek olduğunu gösteriyor.
AfD Saksonya'daki birçok seçim bölgedeki doğrudan adayı ise kazandu. Böylece AfD, yüzde 25,7 ile birinci olurken, Sol Parti ancak yüzde 11,5 oy alabildi. Bir diğer Doğu Almanya eyaleti olan Saksonya-Anhalt'ta ise AfD yüzde 20,2, Sol Parti ise yüzde 10,6 oy alabildi. Benzer bir durum Doğu Almanya'daki diğer eyaletlerde de geçerli. Özetle bir zamanlar Doğu Almanya'daki pek çok eyalette en güçlü parti olan Sol Parti, bu üstünlüğünü de kaybetmiş görünüyor. AfD, Almanya'daki eyaletlerde ise az da olsa oy kaybına uğradı. (Veriler: tagesschau.de)
KÜÇÜK PARTİLERDE DİKKAT ÇEKENLER
Asıl olarak meclise milletvekili gönderen büyük partiler üzerinde değerlendirmelerin yapıldığı şu günlerde yüzde 5 barajını aşamayan partilerin durumu pek dikkate değer görülmüyor. Halbuki veriler bu partilerde de bazı değişimlerin olduğunu gösteriyor. Parlamento dışında kalan partilerin en büyüğü aldığı yüzde 2,6 oyla Freie Wähler öne çıkıyor. Aynı zamanda Bavyera eyaletinde koalisyon ortağı olan parti toplam 1 milyon 127 bin oy aldı ve geçen seçimlere göre oylarını yüzde 1,4 artırdı. Tierschutzpartei (Hayvan Haklarını Koruma Partisi) de 674 bin oy alarak, yüzde 0,6'lık bir çıkış yaptı. Yaklaşık 65 bin oy alan faşist NPD, böylece yüzde 0,5'in altında düştüğü için artık devlet desteği alamayacak. Bir diğer faşist parti III. Weg ise 7 bin 830 oy aldı. Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) 18 bin, Almanya Komünist Partisi (DKP) 15 bin oy alabildi. Türkiye kökenli müslüman çevrelerin de destek verdiği “Team Todenhöfer” ise 214 bin oy aldı.
AB yanlısı, Soroscuların desteklediği Volt partisi ise 165 bin oy aldı. Schleswig-Holtstein eyaletindeki Danimarkalı azınlığın partisi olan SSW ise 55 bin oy alarak, kontejandan parlamentoya bir milletvekili göndermeyi başardı.