Set işçileri: Kölelik düzeni devam ediyor
Eylem Nazlıer, sinemanın görünmeyen yüzü set işçileriyle konuştu.
Fotoğraf: Pixabay
Eylem NAZLIER
İstanbul
Onlar sinemanın ve dizilerin görünmeyen yüzleri… Kameranın arkasındalar ama bir filmin ya da dizinin olmazsa olmazları... Kostüm asistanı, makyöz, ışıkçı… Evet, ses işçilerinden bahsediyoruz. Esnek ve kuralsız çalıştırılan set işçilerinin varlıkları çoğu zaman setlerde yaşanan kaza ya da ölüm haberleriyle hatırlanıyor. Pandemiyle birlikte açlığa mahkum edilmiş durumdalar. Set işçileriyle çalışma koşullarını konuştuk. Bir dokunduk bin ah işittik. İşsiz kalma korkusuyla ismini vermek istemedi set işçileri ama hepsinin sorunu ortak: “Maddi anlamda asla emeklerimizin karşılığını almıyoruz. Korkunç bir sömürü düzeni var”
AYRIMCILIK VE MOBBİNGE MARUZ KALIYORLAR
Sette kostüm asistanı olarak çalışan Ayşe’yle sohbete başlıyoruz. Çalışma koşullarını şu sözlerle anlattı: “Setlerde normalde çalışma saatleri 12 saat, en fazla 14 saat olması gerekiyor. Ben hiçbir zaman 12 ya da 14 saat çalıştığımı hatırlayamıyorum. Çok uzun süreler yani 21-22 saat çalışıyoruz. Sabah kahvaltısı 25 dakika, öğle ve akşam yemeği 45 dakikadır ekstra arada çay molası yok. Setler uzasa da mola verilmez. Bir ışıkları kapatalım 10-15 dakika dinlenelim mantığı yoktur.”
Pandemi sürecinde üç sette çalıştığını aktaran Ayşe şunları söyledi: “Çalıştığım bir sette sağlık çalışanı yoktu. Diğer ikisinde vardı. Sabah bir tane maske dağıtımı yapılıyordu, işte önlem dedikleri buydu. Uzun süre maske takamıyorduk. Maske-mesafe uyarısı yapılmıyordu. Önlemler herkesin tercihine bırakıldı”
Bu süreçte yaşadığı bir anıyı bizle paylaşan Ayşe, “Rejiden bir arkadaşımız ağır grip olmuştu. Korona belirtisi taşıyordu. Ne hastaneye götürdüler ne araç tahsis ettiler.” şeklinde konuştu. Maddi anlamda emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyleyen Ayşe “Bazen senin yaptığın işin teşekkürü bile hak etmediğini düşünüyorlar” ifadelerini kullandı.
Birçok arkadaşının mobbinge maruz kaldığını anlatan Ayşe; “Mobbing yaşayan çok arkadaşlarım oldu. Bir oyuncu makyaj ekibinin asistanını sevmiyordu. ‘Doğuluları sevmiyor’ denildi. İtiraz ettim, ‘Ben de doğuluyum. Bana gayet iyi davranıyor’ dedim. Sonra öğrendim ki gerçekten kadın doğuluları sevmediği için makyaj asistanının karavana girmesini istemiyor. Makyaj yapmasını istemiyor, mobbing uyguluyordu. Sonradan benim de doğulu olduğumu öğrendi ama diyordu ki ‘Sen hiç benzemiyorsun doğululara.’ Böyle bir ayrımcılığa denk geldim. Sonra bir erkek oyuncu vardı. Bütün ekip onunla çalışmak istemiyordu. Özellikle kadınlara bağırıyordu. Kostümünü düzeltmem gerekiyor, ‘Önceden yapsaydın, yapamazsın’ diye azarlıyor. Karşıdaki partnerine de bunu yapıyordu. Kadın düşmanıydı. Küçük görme ve aşağılayıcı üslupları da oluyordu” şeklinde konuştu.
EMEKLİLİK MEZARDA
Sette makyöz olarak çalışan Sevgim, esnek ve güvencesiz çalıştığını aktardı ve “Emeklilik mezarda” dedi. Genellikle sigortasız çalıştığını anlatan Sevgim, “Kimse sigorta yapmıyor. Günlük yaşıyorsun” diyerek setlerdeki sömürüyü özetledi. Sevgim sözlerine şöyle devam etti: “Tabii her gün iş olmuyor. İş çıktıkça gidiyorum. Pandemide ben hemen hemen hiç çalışamadım. Ufak tefek işler çıktı, birkaç tane klip çekimleri falan çıktı. Bayağı zorlandık. Devletten destek falan da alamadık.”
Sevgim, “Diğer set çalışanlarına göre en hafif işi de makyöz yapıyor. Makyaj bittikten sonra boştasın. Parlama olduğunda pudralıyorsun oyuncuyu. Ama dışarıdasın yağmur, kar altındasın. Bu sektörde de her yerde olduğu gibi tanıdığın çok olacak. Adam kayırma çok oluyor” ifadelerini kullandı. Sette tanık olduklarını anlatan Sevgim, “Ben bayılan bir ışıkçı gördüm. Düşünebiliyor musunuz yorgunluktan, uykusuzluktan ışıkçı bayıldı. Korkunç bir sömürü var. Maalesef işin kaymağını da yönetmenler yiyorlar” şeklinde konuştu.
"AYLARCA İŞ ALAMADIK"
“Işık yapmak için direklerin üstüne, duvarlara, arabaların üstüne çıkıyoruz” diyen ışıkçı Ahmet, can güvenliğine dair önlemlerin alınmadığına dikkat çekti. Sette çalışma saatlerinin inanılmaz derecede uzun olduğunu söyleyen Ahmet “Özellikle pandemi süreci ve işsizlik korkusu da set işçileri üzerinde baskı oluşturuyor. Bu durum sesini çıkarmama ekmeğine bak algısı yaratmış durumda. Yani setlerde kölelik düzeni devam ediyor” dedi.
Paydos verildikten sonraki toplanma süresinin bu süreye dahil olmadığını anlatan Ahmet, “Yani paydos deyince iş bitmiyor bizde ama bu mesaiden sayılmıyor. Çalışma saatlerinin insani şartlara çekilmesi lazım. Ne izin günümüz, ne de ne zaman çalışacağımız belli değil” ifadelerini kullandı. Ahmet sözlerini söyle tamamladı: “Setler durdu, aylarca iş alamadık; sonradan başladığında da zaten üç kuruş olan kaşelerimiz bu bahaneyle iyice düştü. Pandemi sürecinde işsiz kalan birçok arkadaşım var. İşine devam edenlerinse yaşadıkları sıkıntı ayrı trajedi” diye konuştu.