Boş aşı verilenlerin dörtte birinde yan etki görüldü!
Pfizer'ın Kovid-19 aşısının 2020’deki ilk büyük denemesinde aşı yapılmayan plasebo grubundaki insanların yüzde 25-33’ü yorgunluk ve yüzde 10’u da kas ağrısı yaşadığını bildirdi.
Fotoğraf: Pixabay
Her iki doz Kovid-19 aşınızı da olduysanız, herhalde baş ağrısı, yorgunluk, ateş veya kol ağrısı gibi bazı yan etkilere de maruz kalmışsınızdır. Bu etkiler temel olarak bağışıklık sisteminizin aşıya verdiği tepkiden kaynaklanır. Ancak çoğu bilim insanı, bunun bir nedeni daha olduğu konusunda hemfikir: İnsan zihni.
Zihnin hastalık belirtilerini üretme yeteneği “nosebo” etkisi olarak biliniyor. Nosebo, plasebonun pek sevilmeyen ikizi gibidir. Plasebo, ağrıyı ve hastalık belirtilerini hafifletirken, nosebo bunun tam tersini yapar: Ağrı ve belirti üretir.
2018’de yapılan bir araştırmanın bulgularına göre, plasebo deneylerine katılan insanlara tedavi özelliği olmayan madde içeren sıvı verilmesine rağmen bu insanların yarısı, yan etkileri deneyimledi. Pfizer’ın Kovid-19 aşısının 2020’deki ilk büyük denemesinde de benzer bir bulgu vardı. Aşı yapılmayan plasebo grubundaki insanların yüzde 25-33’ü yorgunluk, benzer bir orandaki katılımcılar baş ağrısı ve yüzde 10’u da kas ağrısı yaşadığını bildirdi.
Hakikaten, kent üniversitesinde biyobilimci olan Martin Michaelis ve Mark Wass, yakın zamanda “Bazı aşılanmış kişilerde yan etkilere sebep olmak için aşı oldukları bilgisinin yeterli olabileceğini” öne sürmüşlerdi.
BEYNİNİZ VE PLASEBO ETKİSİ
Pek sevilmeyen ikizinin aksine, plasebo etkisi o kadar iyi biliniyor ki tanıtılmaya fazla da ihtiyacı yok. Ama plasebo etkisi birçok yönü ile o kadar tanıdık oldu ki aslında ne kadar tuhaf olduğunu unutmak da kolaylaştı. Bir tedavi olmaksızın ağrı azalması ve iyileşmenin gerçekleşebilmesi tuhaf bir durumdur. Ve bu güçlü, pozitif fizyolojik etkiler, herhangi bir gerçek fizyolojik müdahale olmaksızın ortaya çıkabiliyor.
Araştırmalar gösteriyor ki birçok farklı hastalık plasebolardan faydalanabiliyormuş. Bunların içinde sivilceler, Crohn hastalığı, epilepsi, ülser, multilp skleroz, romatizma, parkinson hastalığı ve kolit de var. Kısa süre önce yapılmış bir araştırma, plaseboların erektil disfonksiyon için de oldukça önemli bir etkisi olduğunu buldu.
Plaseboların antidepresanlarla karşılaştırılması, plasebo etkisinin depresyon tedavisinde önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir. 2008’de yapılan bir araştırma, önde gelen antidepresanlar ve plasebolar arasında önemli bir farka rastlayamadı. 2018 yılında yapılan bir çalışmada, antidepresanlar biraz daha iyi sonuç verdi, ancak etkilerinin plasebolara kıyasla hâlâ “çoğunlukla mütevazı” olduğu görüldü.
Bunlar sadece tavsiye ya da yanılgı meselesi değildir, gerçek ve ölçülebilir fizyolojik değişiklikler meydana gelmiştir. Çalışmalar, plaseboların ağrı kesici olarak alındığında, ağrıyla ilgili nörolojik aktiviteyi azalttığını ve opioidlerle aynı nörotransmiterlerin ve sinir yollarının çoğunu kullandığını gösterdi. Benzer şekilde araştırmacılar, parkinson hastalığı olan kişiler tarafından alındığında da, plaseboların semptomları azaltan dopamin salınımını uyarabildiğini incelediler.
Plaseboları inceleyen araştırmacılar; tedavi beklentisi, farklı kişilik tipleri ve hasta-doktor ilişkisi gibi bazı faktörlerin de sonuçlar üzerinde etkisi olabileceğini buldular.
Plaseboların beyindeki ödül yollarını aktive edebileceğini, opioid ve dopamin aktivitesinin düzeyini artırabileceğini biliyoruz. Fakat bununla birlikte, plasebo etkisinin altında yatan nedenler hâlâ bir sır.
Başlık Evrensel’in tercihidir.
theconversation.com’dan çeviren Hasancan Aktepe