HT Solar’da koşullar ağır, baskı çok
Tuzla’da kurulu HT Solar’da işçilerin çalışma koşulları ağırlaştı. İşçiler yazdıkları mektuplarla fabrikayı ve yaşadıklarını anlattı.
Arşiv fotoğraf: Birleşik Metal-İş
HT Solar İşçisi
İstanbul
Hammadde eksikliğinden kaynaklı bulunduğum bölüm 1 haftadır çalışmıyor. Diğer bölümde üretim devam ediyor. Biz de her gün makine temizliği yapıyoruz ve her gün aynı yerleri silip duruyoruz. Kameralardan sürekli bir takip var ve hep aynı yerleri temizlediğimiz halde işin temiz olmadığına dair uyarılar alıyoruz. Üzerimizdeki baskı artarak devam ediyor. İşyeri temsilcilerimize bu şikayetlerimizi bildirdik ama fabrika yönetiminin kabul etmediklerini söylediler. Her sene bu dönemlerde aynı şeyleri yaşıyoruz.
Hammadde yoksa, izin versinler. Yeni makinelerin geleceğini ve şu an fabrikanın yarısında kurulu olan sistemle birlikte yeni yıldan itibaren fabrikanın tamamımın otomasyon ile üretime devam edeceğini söylüyorlar.
“Ne zaman kurulursa kurulsun bu otomasyon da artık işimize bakalım”, “Acaba ne olur, tam otomasyon ile çalışıldığında ne yapacağız” diye de düşünmüyor değiliz. Çünkü kim nerede, nasıl çalışacak, ne kadar ihtiyaç olacak bilmiyoruz. Ve bunun kaygısı gün geçtikçe artarak devam ediyor. 2020 Mart’ında otomasyonun kurulu olduğu bölümde eleman eksikliği ihtiyacı doğmuştu. Ve üretimde önemli yer tutan bölümdeki ağırlıklı kadın işçiler diğer bölüme aktarılmıştı. Tam otomasyon ile birlikte bu bölümdeki arkadaşlarımızın üretim fazlalığının karşılığı ne olacak bilmiyoruz.
SAĞLIĞIMIZI DÜŞÜNEN YOK!
HT Solar İşçisi
İstanbul
Son zamanlarda aşırı derecede bir baskı oluştu. İnsanların birbirleri ile konuşmaları yasaklandı. Sürekli temizlik yapılıyor. Makine operatörün işi temizlik değil ama makinenin dibine kadar girip temizlik yapmak zorunda bırakılıyor. Benim bölümümde 2 makine vardı. Bu iki makine yetmediği için 4 makineye çıkarıldı. 1 ve 2 bir bölüme çalışıyor. 3 ve 4 diğer bölüme çalışıyor. Ben çok yüksek hızda çalışan bir makinede çalışıyorum ve bunun hızına yetişebilmek için senin robot gibi çalışman lazım. Tuvalete gidemiyorsun, çaya yemeğe gitsem bile o makinenin kapatılması durumunda senin iki kat çalışman gerekiyor. Bunlara alıştık demeyelim de, alışmak zorunda kaldık. Çünkü yapmak zorundasın, yapmazsan eğer tutanaklarla raporlarla kendi kendini ifşa ediyorsun. Makine arızalandı mı, ya da makinede bir sorun mu çıktı? Bunların hepsi senin kendi kendine tuttuğun raporlarla ortaya çıkıyor.
Diğer taraftan da bir kasa sistemi getirdiler. Kasa sistemi işimizi kolaylaştırması gerekirken adamların asıl amacı hücreler oksitlenmesin. Kasaya hücreleri saat saat koyuyoruz, her kasayı bitirdiğimizde saat saat yazıyoruz. İlk çıkan hücreyi ilk atmak gerekiyor. Çünkü bekletirsek oksitlenir. Biz o saatleri yazıyoruz. O kasaları dolduruyoruz ama diğer taraftan o kasalar çok ağır ki saat 1’de yaptığın kasanın üstüne saat 2’de yaptığın kasa geliyor, sonra saat 3’te yaptığın kasa geliyor. Senin de bu kasaların hepsini taşıman gerekiyor ki saat 1’de yaptın kasayı ilk atasın kasalarda tekerlekli değil, normal bildiğiniz plastik bir mavi kasa. Oradaki kişilere ‘bunlar çok ağır’ dedik. Bunların bu şekilde olması çok yanlış. Eski sistemde masalara koyarken daha kolaydı. Alması da yüklemesi de kolay oluyordu. Onlara bunu anlatamazsın, çünkü onlar gelip orada işçilerin nasıl çalıştığını görmüyorlar. Sıkıntılarını birebir yaşamaları lazım. Bunları sen anlattığın zaman ise ‘çözüm bulacağız’ diyorlar. 1 ay oldu hala çözüm bulmamışlardı. Kasa konusunda da üst üste değil de yan yana koyarak kendi kendimize çözüm aramaya çalışıyoruz. Burada da yedek atmamayı göze bırakarak koyuyoruz.
HEM FİZİKSEL HEM PSİKOLOJİK OLARAK YIPRANDIK
Bu şartlarda çalışmaktan hem fiziken hem de psikolojik olarak çok yıprandım ve orada bir yüklemeci olması gerekirken yüklemeci yok. Bütün işi sen yapıyorsun, hücreyi sen açıyorsun, makineye sen yüklüyorsun, makineden kasetleri sen topluyorsun, çöpleri sen atıyorsun, raporu sen tutuyorsun ve yine de aynı sayıyı senden bekliyorlar. Söylediğiniz zaman yani size sisteminiz çok saçma bir sistem dediğimizde ‘bizde böyle’ deyip işin içinden çıkıyorlar.
Ve 1 ayın sonunda kasa sistemi kaldırıldı. Ama nedeni biz işçilerin sağlığını ve çalışma koşullarını düşündükleri için değil, hücreler kasa içerisinde oksitlendiği için!
TUTANAK ÜSTÜNE TUTANAK YİYORUZ
HT Solar İşçisi
İstanbul
Fabrikamızda tutanaklar artmaya devam ediyor. Bu haksız tutanaklar karşısında ne işimizin başında ne de kafamızı koyduğumuz yastığımızda huzur bulamıyoruz. Diğer yandan hattın biri kapandığı için, o hatta çalışanlar çalışan hatta aktarıldı ve bu durumda o makinede 3 işçi çalışmak zorunda kaldı. Zaten var olan baskılarla boğuşurken bu kargaşa daha ciddi sorunları doğurdu. Daha fazla baskı ile karşı karşıya kaldık. Ve artık bu baskıyı kendi içimizde kendimizde yaşattığımız bir kırıcılığa yol açmaya başladı.
{{444184}}