Şair Şükrü Erbaş: Şiir bütün zamanların dilidir
Ataşehir Belediyesi 3. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günleri 7-10 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek. Festivalin onur konuğu Şair Şükrü Erbaş.
3. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günleri Afişi (solda) | Şair Şükrü Erbaş (sağda) Fotoğraf: Kadir İncesu
Kadir İNCESU
Pandeminin yaşamımıza yön verdiği zor günlerden geçiyoruz. Zorunlu kısıtlamaların sosyal yaşamı her açıdan olumsuz etkilediği günlerde tutunabileceğimiz dallardan birisi de kültür ve sanat etkinlikleri. Özellikle belediyelerin gerçekleştirdiği kültürel etkinlikler halkın bir nebze de olsa nefes almasını sağlıyor. Aşı olma oranlarının artması, maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulmasıyla gerçekleştirilen kültür sanat etkinlikleri yoğun ilgi görüyor. Bu dönemde “Parkta Hayat Var” sloganıyla yaptığı açık hava söyleşileri, konserler, çocuk tiyatroları ve kitap günleriyle dikkat çeken Ataşehir Belediyesi uluslararası bir etkinliğe imza atıyor: Nâzım Hikmet Şiir Günleri…
NÂZIM’I ANMA VE ANLAMA
Ataşehir Belediyesi 3. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günleri 7-10 Ekim tarihlerinde Ataşehir Belediyesi Erdal Eren Kültür Merkezinde gerçekleştirilecek. Nâzım Hikmet adına düzenlenecek şiir günleri ile şiirimizin büyük ustasını “anlama” ve “anma” amaçlanıyor. Şiir günlerinin bu yılki konuk ülkesi Hırvatistan, konukları ise ülkenin önde gelen üç şairi Darija Zilic, Goran Beus Richtemberg Ve Marjan Grakaliç…Direktörlüğünü Haydar Ergülen’in yaptığı, her kitabıyla daha çok sevilen, Türkçenin günümüzdeki en önemli şairlerinden Şükrü Erbaş’ın “Onur Konuğu” olduğu şiir günlerinde ülkemizden ise Tozan Alkan, İsmail Afacan, Osman Bozkurt, Tuba Bozkurt, Gökçenur Ç, Âba Müslim Çelik, Mehmet Erte, Devrim Horlu, Metin Kaygalak, Nilay Özer, Zeynep Derya Rota, Sinem Sal ve Engin Turgut yer alıyor. 4 gün sürecek şiir günlerinde paneller, söyleşiler, şiir okumaları gerçekleştirilecek.
NÂZIM İLE 4 GÜN
7 Ekim’de açılışı yapılacak olan şiir günlerinin ilk gününde konuk şairler şiirlerini okurken, Tozan Alkan ve Arkadaşları da müzik dinletisiyle yer alacak. İkinci gün Büyükada Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezinde şiirseverlerle buluşup şiirlerini okuyacak. Şiir günlerinin 3. gününde ise Erdal Eren Kültür Merkezinde devam edecek etkinlikler Hırvat şairlerin katılımıyla “Hırvat Şiiri” paneli, ülkemizden şairlerin katılımıyla da “Genç Şiir” paneli sonrası Onur Konuğu Şükrü Erbaş’ın söyleşi ve şiir okuması ile devam edecek. Atilla Birkiye’nin Nâzım Hikmet üzerine yapacağı konuşma sonrası şairlerin şiirlerinin okumasının ardından Erdal Güney sahne alacak. Ataşehir Belediyesi 3. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günlerinin son gününde ise şairler Ataşehir’in sitelerinde gerçekleştirilecek etkinliklerde şiirseverlerle buluşacak.
ŞİİRDE BULUŞMAK
Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, 3. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günleri nedeniyle yaptığı açıklamada, etkinliklerin yeni hayatın da aydınlık başlangıcı olmasını dileyerek “Geleneğimiz olan şiirin cumhuriyet dönemindeki en büyük temsilcisi, uluslararası gururumuz Nâzım Hikmet adına düzenlediğimiz şiir buluşmalarının üçüncüsünde yine birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz,” dedi.
Ataşehir Belediyesi 3. Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günleri Direktörü Haydar Ergülen yaptığı açıklamada, Ataşehir Belediyesi Şiir Günlerinin, Nâzım Hikmet’i yitirdiğimiz 3 Haziran gününü de kapsayan 4 günlük bir buluşma olduğunu belirterek, “Salgın nedeniyle üçüncüsünü bu yıl 7-10 Ekim arasında yapıyoruz. Umarım 2022’den başlayarak yeniden Haziran’a taşınırız. Üçüncü kez konuk ülke şairlerini ağırlıyoruz. İlk yıl Macar şiiri, ikinci yıl İspanyolca şiiri idi, bu yıl Hırvat şiiri, üç seçkin Hırvat şairi konuğumuz olacak. Bir dili, ülke şiirini farklı şairleriyle tanımayı, onları hem Türkiye’den katılan şairlerle hem izleyenlerle buluşturmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
‘İNSANA İNANMADAN ŞİİRE İNANAMAYIZ’
Ahmet Telli ve Özdemir İnce’nin önceki yıllarda Onur Konuğu olduğu Ataşehir Belediyesi Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Günleri’nin bu yılki Onur Konuğu Şükrü Erbaş açıklamalarda bulundu. Erbaş, “Dilimizin ve şiirimizin büyük ustası, kendinden sonra Türkçe şiir yazan herkesin başöğretmeni, işçi sınıfının ve emekçi halkın onurlu aydını, devrim düşüncesinin büyük eylemcisi, hasret ve gurbet ustası, dünya halklarının ev içi dostu, bir şiir dehası Nâzım Hikmet adına konulan uluslararası bir şiir buluşmasında birlikte olacağız. Yabancılaşmanın, yalnızlığın, şiddetin, yoksulluğun batağında boğulan çağımız insanını bu çirkef çukurundan kurtaracak en onurlu birkaç buluşmadan birisidir. Düzenleyenlere bin teşekkür ederim. Benim için bir başka güzelliği de böyle bir buluşmaya ‘Onur Konuğu’ olarak davet edilmemdir. Bunu düşünenlere, emeği geçenlere bir daha bütün kalbimle teşekkür ediyorum” dedi.
Erbaş, bir söyleşide söylediğine dikkat çektiği düşüncelerini hatırlatarak şöyle konuştu: “Benim arkamda aynı dilde, kültürde, coğrafyada yaşadığımız çok büyük dört şair var: Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Nâzım Hikmet. Ben, onların yazdığı o büyük şiirlerin hiç olmazsa eteklerinde yer alacak, onları da kendimi de mahcup etmeyecek, üzerimde soğuyup duran zamanın ağırlığını bir iç çekiş kadar olsun göğüsleyecek şiirler yazmak istiyorum. Onların hayatları kadar engin bir gönülle yaşamak istiyorum. Onların, sadece yaşadıkları zamana değil bütün zamanlara meydan okuyan o büyük başkaldırılarını, en büyük miras olarak taşımak istiyorum. Aşktan, emekten, şiirden ve utanma duygusundan başka bir hayatım olmasın istiyorum. İnsanın hayatı bir ‘Ahh!’ olmasın istiyorum. Kocaman bir dünya olsun istiyorum.”
Edebiyatın her zaman daha iyi bir dünyayı işaret ettiğine vurgu yapan Erbaş, “Yoksa yazmazdık. Bunu, ya yaşadığımız dünyanın acımasızlığını daha da ağırlaştırarak yapar ya da insanın özgürlüğünü odağına alan bir geleceği ruhumuzun en derinlerine işleyerek. Şiir bir gelecek tasarımıdır. Bir ruh tasarımıdır. Verili güzelliğe ve özgürlüğe karşı yepyeni bir zaman, güzellik, özgürlük ve aşk tasarımıdır. Bizi sığlıkla, sıradanlıkla, yalnızlıkla, şiddetle, çirkinlikle kuşatan bir gerçeğe karşı, bütün varlığımızın üzerinde yeniden var olduğu büyülü bir yaşama kaidesidir. Şiir, yalnızca insanın değil bütün varlıklarıyla doğanın da şarkısıdır. Bütün zamanların dilidir. Bütün halkların dilidir. İnsanın en kalabalık, en yaratıcı, en merhametli yalnızlığıdır. Sözcükleri hayal gücümüzle büyütmezsek, ışıtmazsak, hayatla gönül bağımız kalmaz. İnsana inanmadan şiire inanamayız. Elbette şiire inanmadan da insana inanamayız,” şeklinde konuştu.
Erbaş açıklamasını, Henri Michaux’nun “Şairler! Kardeşler! Cehennemlik kardeşlerim benim, güvenle arkamdan gelin” sözünü değiştirerek, “Şairler! Kardeşler! Cehennemlik kardeşlerim benim, güvenle birlikte yürüyelim,” diyerek bitirdi.