Lila Kağıt işçisi sendika hakkı için kararlı
Gittikçe büyüyen Lila Kağıt bugün en büyük kağıt mendil, tuvalet kağıdı üreticisi oldu. İşçiler ise sendikalaşma girişimlerinin engellendiğini söylüyor.
Fotoğraf: Freepik
Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu
Pandemi döneminde dört kat büyüyen Lila Kağıt’ta işçilerin hiçbir talebine cevap verilmiyor. İşçilerin sendikaya üye olmaya başlamasıyla işten çıkarma yoluna giden patron, sonrasında işçilerin e-devlet şifrelerini almaya çalıştı. Bu baskılar işe yaramayınca ek prim, eğitim yardımı ve gıda çeki sözü verdi.
Lila Kağıt patronu, ülkenin en eski tekstil firmalarından biri olan Marmara Mensucat’ı da elinde bulunduruyor. Marmara Mensucat faaliyetlerini azaltarak aynı yerde 2006 yılında Lila Kağıt’ı kurdu. Gittikçe büyüyen Lila Kağıt bugün en büyük kağıt mendil, tuvalet kağıdı üreticisi oldu. Pandemi döneminde Konvertig 2 ve bobin kağıdı üreten TM-4 hattını kurarak dört kat büyüyen Lila Kağıt, üretim ve kâr rekorları kırdı.
Selüloz-İş sendikasında örgütlenerek sendikal çalışmadan dolayı işten atılan Mustafa Serttaş, “Pandemi döneminde birçok arkadaşımız kovid-19’a yakalandı ama üretim durmadı. Aksine daha çok arttı. Pazar günleri de dahil 12 saat çalışmaya başladık. Kovid-19’a yakalanan veya temaslı arkadaşlarımızın işi de bizim sırtımıza yıkıldı. Kayırmacılık, işten çıkarma, prim yakma baskılarına maruz kalıyorduk. Lila Kağıt yeni hatlar kurdu, büyüdü, üretim ve kâr rekoru kırdı. Bunu bizim sırtımızdan yaptı ama bizim hiçbir isteğimizi yerine getirmedi. Fabrikaya bir sebil istedik, onu bile 7 ay sonra getirdiler. Bize sadece 500 liralık gıda çeki reva gördüler” dedi.
İŞ KAZASI GEÇİREN İŞÇİNİN BİLE PRİMİ KESİLDİ
Lila Kağıt’ta ücretin dışında üç ayda bir ücretin yüzde 70’i kadar prim veriliyor. Ama bu primi almak için birçok şart ve yöneticileri ikna etmek gerekiyor. Serttaş bu durumu şöyle açıklıyor: “Bu primi tam almak için makine olmak lazım. Örneğin 3 ay boyunca 10 günü geçen devamsızlıkta prim tamamen kesiliyor. 10 günü geçmesen bile gelmediğin günlerin primi kesiliyor. Tutulan tutanaklara göre prim kesiliyor. Bu da yöneticilerin insafına kalmış. Fazla mesaiye itiraz eden, her denileni yapmayan, hak arayan işçilere sürekli tutanak tutuluyor ve primden oluyorsun. İş kazalarında dahi hata kusurunun yüzde 50’si işçiden kaynaklıysa prim gidiyor. Hata tespitini de işyeri yapıyor. Varın siz düşünün.”
ÖNLEM İŞ KAZASINDAN SONRA ALINIYOR
Gerek uzun süreli çalışma gerekse hızlı üretime zorlanmadan kaynaklı sık sık iş kazalarının olduğu Lila Kağıt’ta geçen sene bir işçi de iş cinayetinde yaşamını yitirmişti. “Makine bakımlarında veya arızalarında zaman kaybı olmasın diye ‘switch’ler iptal ediliyordu. Bundan dolayı benim bildiğim 8-9 arkadaşın parmağı koptu” diyen Serttaş şöyle devam ediyor: “Geçen sene bir arkadaşımızı fabrika içinde forklift ezdi, hayatını kaybetti. Kazadan sonra yollara şeritler çekilip dubalar kondu. Forklift ve yaya geçişi ayrıldı. Depoda kamyonların giriş ve çıkışları kullanılıyor. Burada her an kaza olabilir. Kaza olduktan sonra mı önlem alacaklar?”
ÜCRETLER KEYFE GÖRE BELİRLENİYOR
Lila Kağıt’ta işçiler asgari ücret ve biraz üzerinde ücret ile çalışıyor. Ama neredeyse her işçinin ücreti farklı. Çünkü ücret ve zamlar puanlama sistemine göre belirleniyor. Serttaş, “Bazı yeni giren işçilerin 12 yıllık işçiden bile fazla ücret aldığı oluyor. Çünkü ücret artışı puanlama sistemine göre yapılıyor. Puanlama ise devamsızlık, rapor, fazla mesaiye kalma, tutanak durumuna göre yapılıyor. Yani tamamen keyfe göre. Bir yıl performansımı 4 yaptılar. Enflasyonun bile altında zam aldım” diyor.
BİZ DE HAK EDİYORUZ
Mustafa Serttaş işten çıkarılmasını ise şöyle anlatıyor: “Benim hakkımda haberim olmadan performans düşüklüğünden dolayı tutanak tutulmuş. Bunu 4 gün sonra işten çıkarıldığım gün öğreniyorum. Kıdem ve ihbar tazminatımı yatırarak işten çıkardılar. Ara bulucuya gittim. Bana önce 2 maaş sonra da 5 maaş teklif ettiler. Bazı arkadaşlara 7-8’e kadar çıkabiliriz demişler. Yine de kabul etmeyip işe iade ile birlikte kötü niyet ve sendikal tazminat için dava açtım. Biz Lila Kağıt işçileri olarak bu sektörde olup da sendikalı olan işçilerin aldığı hakları hak etmiyor muyuz?
İŞÇİLER ÜZERİNDE BASKI ARTIYOR
Yaşadıkları sorunları çözemeyen Lila Kağıt işçileri çareyi sendikalaşmakta buldu ve Selüloz-İş Sendikasında örgütlenmeye başladı. Sendikalaşmayı duyan Lila Kağıt yönetimi ilk önce bir hafta içinde 17 işçiyi işten attı. Sendikanın fabrika önünde yaptığı basın açıklamasından sonra işten atmalar dursa da baskılar devam etti. İşçiler müdür ve vardiya amirlerinin, kendilerinden e-devlet sayfalarına girerek sendikaya üye olup olmadıklarını sorguladıklarını söyledi. Hâlâ çalışan bir işçi “Vardiya amiri yanıma gelip ‘Sendikaya üye olmana saygı gösteririm. Ama üye değilsen e-devletine bakayım’ diyor. Sendika üyeliğime saygı gösteriyorsa niye e-devletime bakıyor? Bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Üye olduğunu sandıkları işçileri zor işlere gönderiyorlar, yerlerini değiştiriyorlar” diyor. Serttaş da e-devlete zorla bakmaya devam ederlerse şikayet edeceklerini belirtiyor.
BASKI İŞE YARAMAYINCA BİR PARMAK BAL
Baskılardan da sonuç alamayan fabrika yönetimi bu sefer daha önce vermediği bazı hakları vermeye başladı. İşçiler “Fabrika müdürü vardiyalarda toplantı yaptı. Bu toplantılarda resmen rüşvet vermeye çalışıyor. Müdürün işçilere yaptığı açıklamada kasım ve aralık ayında 1500’er lira prim, üniversiteye giden çocuğu olana 750, diğerlerine 500 lira eğitim yardımı ve yılbaşında 500 liralık alışveriş çeki verileceğini duyurdu. Bunları verecek durumunuz vardı da niye bu zamana kadar beklediniz? Baskılar işe yaramayınca rüşvet teklif ediyorlar. Bu aldatmacaya hiçbir işçi kanmayacaktır” diyor.