CHP'li Gökçen'in "FETÖ'nün Siyasi Ayağı" kitapçığı gerekçesiyle yargılandığı dava ertelendi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen'in "21 Soruda FETÖ'nün Siyasi Ayağı" kitapçığındaki ifadeler gerekçesiyle yargılandığı dava görüldü.
Fotoğraf: DHA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP tarafından dağıtılan "21 Soruda FETÖ'nün Siyasi Ayağı" adlı kitapçık ile ilgili "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "hakaret" ve "iftira" suçlamalarıyla açılan davada savunmasını yaptı. Gökçen, "Kitapçığın hazırlanma aşamasında demokratik hakkımı, ifade özgürlüğümü ve örgütlenme özgürlüğümü kullandım" dedi.
CHP, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun 11 Şubat’ta 2020'de TBMM'de grup toplantısında yaptığı konuşmayı kitapçık haline getirerek dağıttı. "21 Soruda FETÖ'nün Siyasi Ayağı" adlı kitapçık, mahkeme kararıyla toplatıldı. Kitapçıkla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında milletvekili olmayan Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen hakkında, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik", "sesli, yazılı ve görüntülü bir iletiyle hakaret" ve "iftira" suçlamasıyla 6 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Kitapçığın hazırlanması ve dağıtılmasından sorumlu tutulan milletvekilleri hakkında fezleke düzenlenerek TBMM’ye gönderildi.
GÖKÇEN: DEMOKRATİK HAKKIMI KULLANDIM
Ankara 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, avukatları, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve çok sayıda milletvekili katıldı. Savunmasında demokratik haklarını kullandıklarını belirten Gökçen, o dönem Merkez Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, bu kurulun genel başkan ve genel başkan yardımcılarından oluştuğunu söyledi. İsnat edilen suçlamaları kabul etmediğini belirten Gökçen, "Kitapçığın hazırlanma aşamasında demokratik hakkımı, ifade özgürlüğümü ve örgütlenme özgürlüğümü kullandım. Bunun bir suç olduğunu düşünmüyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
"KAMUOYUNUN SORULARINI GÜNDEME GETİRMEK CHP'NİN GÖREVİ"
Avukat Celal Çelik kitabın yayımlandığı tarihte ve sonrasında mağdur olarak gösterilen Bülent Arınç, Abdulkadir Aksu, Mehmet Ali Şahin ve Suat Kılıç'ın kamu görevlisi olmadıklarını bu nedenle bu suçlar yönünden şikayet beyanlarının alınmasını gerektiğini belirterek, bu kişilerin mahkeme huzurunda beyanlarının alınmasını talep etti. İddianameyi düzenleyen savcının görevini kötüye kullandığını savunan Çelik, "Cumhuriyet Savcısı, kitapçıkta hiçbir şekilde olmayan değerlendirmeleri söylenmiş gibi iddianameye almıştır. İddianamedeki değerlendirmeler, kitapçıktaki ifadelerden fazladır" dedi.
Avukat Çağlar Çağlayan, kitapçığın kamuoyunun sorularını cevaplamak için hazırlandığını, bunu gündeme getirmenin muhalefet partisi olarak CHP'nin görevi olduğunu belirtti.
Ahmet Kemal Kumkumoğlu ise kitapçıktaki ifadelerin siyasi eleştiri sınırları içinde kaldığını, kitapçıktan yola çıkarak müvekkile "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçu atılmasının hukuki olmadığını belirtti. Kumkumoğlu, müvekkilinin kimseye hukuka aykırı ve gerçek dışı bir fiil isnadında bulunmadığını, iddianamede uydurmuş gibi belirtilen ifadelerin tamamının belgeli olduğunu dile getirdi.
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme dosyaya dilekçe ile başvuran Bülent Arınç, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Berat Albayrak, Cemil Çiçek, Binali Yıldırım'ın katılma taleplerini kabul eden mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 24 Şubat 2022'ye erteledi.
"FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI NEREDE?"
Adliye önünde açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Ankara Adliyesi'nde yine temelsiz, haksız ve hukuksuz bir davayla karşı karşıyayız. Genel Başkan Yardımcımız Gökçe Gökçen yargılanıyor. Bütün MYK üyelerimiz hakkında fezlekeler düzenlendi. Niçin? Cumhuriyet Halk Partisi olarak FETÖ’nün siyasi ayağını sorduğumuz için. 21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı kitapçığını kamuoyuyla paylaştığımız için. Tekrar soruyoruz FETÖ’nün siyasi ayağı nerede? FETÖ’nün bir tek siyasi ayağı ortaya çıkarılmadı. Meclis'te kurulan darbeyi araştırma komisyonunun raporunu bile yayımlayamadılar. Bu davada son derece haklı olarak görülen sorularımız suç olarak görülüyor" ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)