Sırada temsilcilikleri kurmak var
ODTÜ’de birçok dersin çevrimiçi şekilde yapılması kararının ardından hızlıca sınıflarında toplantılar alarak taleplerini bölümler bazında dekanlığa ileten öğrenciler, süreci dergimizle paylaştı.
Kaynak: Unsplash
Gözde TOPUZ
Yiğit Ulaş DÖNMEZ
ODTÜ
Geçtiğimiz hafta okulumuzda birçok dersimizi çevrimiçi ya da “hibrit” olacağını öğrendik. Özellikle 1 ve 2. sınıflarda çevrimiçi derslerin sayısının oldukça fazla olması, 3 dönemdir nitelikli bir eğitime ulaşamayan ODTÜ’lü öğrenciler olarak bizlerin yüz yüze eğitim talebini daha da ön plana çıkardı. Biz bu taleplerimizi hashtag kampanyası, bölümlere toplu e-posta atma gibi çeşitli yollarla dile getirirken geçtiğimiz günlerde Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığından fakülteye bağlı bölümlere bir e-posta geldi. Bu e-postaya göre Dekan, her bölümden iki temsilcinin katıldığı bir toplantı alma fikrini sunmuştu.
Bu e-posta sonrası bizim bölümümüz olan Biyolojik Bilimler Bölümünde hızlıca konuşarak neler yapmamız gerektiğini tartıştık ve bunun sonucunda Biyoloji ve Moleküler Biyoloji programlarında sınıf düzeyinde toplantılar alındı, sınıf bazında talepler belirlendi ve daha sonrasında bölüm geneli bir toplantı düzenleyerek gelen tüm talepleri ortaklaştırıp ortak bir talep listesi hazırlayarak iki tane temsilci seçtik. Süreci bölümün en geniş kesimini dahil edecek, en demokratik şekilde planlamak adına sınıf grupları ve öğrencilerin kendi temsilcilerini seçerek kendi kararlarını aldığı forum grubu üzerinden ilerleyen bir yol izledik. Ardından bu talepleri somut temellere oturtmak adına bölüm geneli talepleri içeren bölümün çoğunun katılım sağladığı anketler hazırladık. Bu süreçte dekanlık toplantısına katılım sağlayacak Tarih, Felsefe gibi bölümlerde de temsilci seçme süreci biraz daha öğrencilerin inisiyatifi dışında hocaların belirlediği şekilde ilerlese de öğrenciler Psikoloji, Tarih, Felsefe, Matematik gibi bölümlerde forumlar almak, anket düzenlemek gibi çeşitli yollarla taleplerini tartıştılar. Dekanlık ile olan toplantıya giderken tüm bu bölüm temsilcileri ilk önce kendi aralarında toplanıp tartışarak tüm bölümler için ortak olan iki talebi öne çıkardı: Nitelikli, yüz yüze eğitim ve öğrencilerin de bu karar mekanizmalarına dahil olması. Ardından bölüm temsilcileri, Dekan ve yardımcılarının da olduğu bir toplantı gerçekleştirdik.
ÖĞRENCİLER YÜZ YÜZE EĞİTİMDE ISRARCI
Bu toplantıda öğrencilerin en büyük taleplerinden biri olarak yüz yüze eğitimi vurguladık. Pandemi sürecinde mahkûm bırakıldığımız online eğitimin, eğitim konusunda hiçbir işe yaramadığını, öğrencilerin kendi eğitimlerinin sorumluluğu ile baş başa bırakıldığını bütün bölümlerden duymuştuk. Gerek uygulamalı bölümlerde öğrencilerin laboratuvar derslerinden uzak kalması gerekse beşerî bilimler bölümlerinde insan-insana tartışmayı temel alan derslerin uygulanamayışı bize uzaktan eğitimin halihazırda almış olduğumuz niteliksiz eğitimin daha da kötüye gittiğini gösterdi. Bu sebeplerle eğitimin derslik ve amfilerde yüz yüze olarak işlenmesi gerektiğini, aynı zamanda pandemi koşullarından dolayı gelmek istemeyen, sağlık sorunları olan veya karantinaya alınmış öğrenciler için dersin kaydedilmesi ve online olarak alınabilmesi gerektiğini söyledik. Bu konuda kararları genellikle hocalara bırakmış olan Dekanlığa karşı bu kararların demokratik üniversite talebimizi gerçekleştirmek için öğrencilerle alınması gerektiğini, öğrencilerin de bu karar mekanizmasının bir parçası olması gerektiğini söyledik.
Diğer bir yandan uygulanan sınav sisteminin hiçbir şekilde adil olmadığını ve değerlendirme konusunda yeterli olmamasından dolayı psikoloji, sosyoloji ve tarih gibi beşerî bölümlerde daha çok araştırmaya, yorumlama yönelik; biyoloji ve kimya gibi alanlarda ise daha uygulama ve araştırma temelli sınavların adil ve ölçücü olacağını savunduk.
BÜTÇE ÖĞRENCİLER İÇİN KULLANILSIN!
Yaklaşık 1 ay önce dersler yüz yüze olacak açıklaması yapan ODTÜ, bugün birçok bölümde birçok dersi uzaktan yaparak öğrencileri mağdur etti. Yetersiz yurt kapasitesinden dolayı yurda yerleşemeyeceğini düşünen öğrenciler yüz yüze açılacak umuduyla ya özel yurtlarla anlaşma sağlamış ya da artan kiralara boyun eğerek ev tutmak zorunda kaldı. Bu yüzden okulda gerçekleşen barınma sorununa çözüm bulmak için yeni bir yurt talep ettiğimizde ise “Bütçemiz yeterli değil” gibi cevaplar aldık. ODTÜ bünyesinde bulunan Teknokent’in yıllık 50 milyon lira hibe aldığını ve 20 milyar liradan fazla satış yaptığını söylediğimizde ise herhangi bir cevap alamadık. Burada da açıkça görülmektedir ki okul bütçesi öğrenci yararına kullanılmamakta, öğrencilerin parasız eğitim hakkına engel olunmaktadır.
Toplantıda sık sık tekrar ettiğimiz en büyük talebimiz ise öğrencilerin karar mekanizmasında yer alması zorunluluğu oldu. Çünkü bugün bizim dahil olamadığımız karar mekanizmalarında alınan kararlar bizlerin ihtiyaç ve taleplerini karşılayacak bir noktada durmuyor, bizi ilgilendiren kararlar bize söz hakkı tanınmadan alınıyor. Öğrencilerin de bu karar mekanizmalarına dahil edilmesini sağlamak amacıyla öğrencilerin sınıf temsilcileri seçmeleri gerektiği, Dekanlık ve bölümlerle iletişim kurmak için bu temsilciliklerin kullanılması gerektiği konusunda öğrenciler ve Dekanlık olarak fikir birliğine vardık.
Tam toplantının yapıldığı saatlerde Rektörlük önünde öğrenciler tarafından yüz yüze eğitim için bir eylem gerçekleştiriliyordu. Rektörlük önü protestosunda da dekanlık toplantısında da öğrenciler olarak taleplerimiz aynıydı: “Öğrencilerin karar mekanizmalarına dahil edilsin, önlemler alınsın ve ODTÜ yüz yüze açılsın.”Bugün açısından da bu taleplerimizin karşılanması için bölümlerimizde sınıflarımızda bir araya gelmemiz, en aşağıdan yani sınıflarımızdan örgütleyerek en demokratik şekilde kendi temsiliyetimizi sağlamamız, ortak taleplerimiz etrafında mücadele etmemiz ve bu temsiliyeti en meşru en kalıcı hale getirecek şekilde güçlendirmemiz gerekiyor.