Moderna'nın kurucusuna "Katalin Kariko, Nobel Ödülü'nü hak ediyor" sözlerini dedirten çalışmalar mRNA bazlı Kovid-19 aşısının geliştirilmesine kilit rol oynadı. Katalin Karikó kimdir?
Macar biyokimyager ve bilim insanı Katalin Karikó Kovid-19 pandemisiyle tüm dünyanın daha yakından gündemine giren mRNA (Mesajcı Ribo Nükleik Asit) bazlı aşıların arkasındaki isimlerden biri. Karikó’nun çalışmaları Moderna’nın ve Pfizer/Biontech’in mRNA bazlı Kovid-19 aşılarının geliştirilmesine olanak sağladı.
Moderna'nın kurucusu Derrick Rossi'ye "Katalin Karikó, Nobel Ödülü'nü hak ediyor" sözlerini dedirten çalışmalar Karikó’nun Macaristan’dan ABD’ye göçüyle hız kazandı.
KARİKO’NUN mRNA YOLCULUĞU
Kariyerine 1970'lerde Macaristan’da başlayan Katalin Karikó, 1985’te Philadelphia'daki Temple Üniversitesinin daveti üzerine eşi ve kızıyla birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. Karikó bir süredir yürüttüğü Mesajcı RNA çalışmalarına Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesinde devam etti.
RÜTBE TENZİLİNE UĞRADI
80'li yılların sonlarında özellikle kanser gibi hastalıkların tedavisine eğilen bilim insanlarının odaklandığı alan DNA oldu. Ancak Karikó'nun ana ilgi alanı, hücrelere proteinlerin nasıl yapılacağına dair talimatlar veren genetik kod olan RNA idi. mRNA uygulamalarının ortaya çıkan yan etkileri, insana uygulanabilirliğindeki zorluklar bu alandaki ilgiyi, ödenekleri ve dolayısıyla çalışmaları kısıtladı. Ancak Karikó yılmadı, mRNA konusunda çalışmaktan vazgeçmedi. Hatta 1995'te Pennsylvania Üniversitesinde profesör unvanını almayı beklerken bunun yerine daha düşük bir pozisyona getirildi.
WEISSMAN’LA TANIŞMA
Biyokimyacı Karikó, mesajcı RNA'nın, felçten sonra beyin dokusunu iyileştirme gibi birçok hastalıkların tedavisinde önemli rol oynayabileceğine inanıyordu. Karikó, 1990'lardan itibaren mRNA'nın insan hücrelerine aktarımı önündeki en önemli teknik engelleri çözmek üstüne çalıştı.
Bu sırada Karikó'ya kanser teşhisi konuldu. 1997'de bir fotokopi makinesinin önünde yapılan tesadüfi bir toplantı, Karikó'nun kariyerini hızlandırdı. HIV aşısı üzerinde çalışan immünolog Drew Weissman ile tanıştı. Yürüttükleri beyin fırtınası meyvelerini verdi ve 2005’te yayınladıkları çalışma ile modifiye nükleosit kullanma yöntemi ile, vücudun savunma sistemi devreden çıkarılmaksızın mRNA'nın insan hücrelerinin içine sokulabildiğini gösterdi.
Sentetik RNA'nın vücudun bağışıklık sistemi tarafından tanınmamasına izin verecek bir yol geliştirmek için iş birliği yapan ikili araştırmalarına devam etti ve RNA'yı lipid nanopartiküllere yerleştirmeyi başardılar, bu kaplama çok hızlı bir şekilde parçalanmalarını önledi ve hücrelere girişlerini kolaylaştırdı.
MODERNA VE BIONTECH BU ÇALIŞMA ÜZERİNE KURULDU
Harvard Üniversitesinden kök hücre biyoloğu Derrick Rossi, bu keşfin ardından mRNA temelli çalışmalar yürütecek olan biyoteknoloji şirketi Moderna’yı kurdu. Benzer bir girişim de Almanya’da yaşandı. mRNA odaklı çalışmalar yürütmek üzere Biontech şirketi kuruldu. Karika ve Weissman, 2013’ten beri mRNA çalışmalarının lisansını da alan bu şirketin yönetim kurulunda.
ÇALIŞMALARI KOVİD AŞISI İÇİN KULLANILDI
Karikó, mRNA teknolojisinin gelişmesi için çalışmalarını sürdürdü. Karikó'nun klinik araştırmaları, mRNA'dan gelen antiviral yanıtın, kanser aşılarına tümörlere karşı savunmada ekstra bir destek verdiğini ortaya çıkardı. BioNTech'in aşı antijenleri üreten bağışıklık hücreleri yarattığı aşı çalışmasının temelinde de bu klinik araştırmalar yer aldı. 2020'de bu teknoloji, Pfizer/BioNTech tarafından ortaklaşa üretilen Kovid-19 aşısında kullanıldı.
mRNA AŞISI NEDİR?
mRNA (mesajcı RNA) aşısı, sentetik RNA moleküllerini insan hücrelerine transfer edilmesine dayanır ve hücreyi yeniden programlayarak, hücrenin normalde patojen (örneğin virüs) veya kanser hücreleri tarafından üretilen yabancı proteini üretmesini sağlar. Yöntem, bu sayede vücudun uyumlayıcı bağışıklık tepkisini harekete geçirir, böylece vücut, proteinin içindeki patojenleri ya da kanser hücrelerini yok etmeyi öğrenir.