Biz sadece kira ödemek için mi çalışıyoruz?
Bana KYK çıkmadı. Devletten kalacak yerler beklemek hepimizin en doğal hakkı, devlet hepimizin barınmasından yükümlü.
KYK logosu
Selin KURŞUN
İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Pandemi nedeniyle bir buçuk yıldır online sürdürülen eğitim hayatımızın ardından yüz yüze ve hibrit model kararının alınmasıyla birlikte milyonlarca öğrenci yaşadığı yerden farklı şehirlere akın etti. Lakin, karşılaştığımız tablo ise hayal edebileceğimizden çok daha kötüydü. Pandemi, okullara uzun bir ara vermemizi ve her şeyden uzak kalmamızı getirmenin yanı sıra hayatı gittikçe pahalılaştırmış ve zorlaştırmıştı. Bununla birlikte, KYK tercihlerinin geç başlatılması ve sonuçların okulların açılmasına çok kısa bir süre kala açıklanmasıyla birlikte devlet yurtlarından beklentiye girenlerin boşta kaldıkları ve barınamadıkları bir süreci beraberinde getirdi.
KAPASİTELER ARTIRILMALI
Bu süreci ve durumu İzmir Demokrasi Üniversitesinden arkadaşlarımızla konuştuk. Sohbete başladığımız Cennet, “Bana KYK çıkmadı. Devletten kalacak yerler beklemek hepimizin en doğal hakkı, devlet hepimizin barınmasından sorumlu” diyerek açıkladı. KYK yurdu çıkmayan öğrenciler özel yurt arayışına girdi ve uçuk fiyatlarla karşılaştılar. Kimileri bu paraları vermek zorunda kaldı. Kimileri ise kendi şehirlerine geri dönmek zorunda kaldılar. Sude ise, okuduğu şehre gelişinin oldukça sancılı geçtiğini aktararak son geldiği 10 saatlik yolu geri dönmekten kıl payı kurtulduğunu son anda öğrenci kabul eden bir yurt bulduğunu söyledi. Süreci ise şöyle anlattı: “Çaremiz olmadığından kısa süre kalmak için çok fazla para ödedik. KYK da çok yüksek sıralamalarda yedek çıktı ve bir kez daha sokakta kalma korkusu yaşadım. Ev sahipleri kiraları çok artırmışlar ve özel yurtlar çok fahiş fiyatlar koymuşlar. Bence bir an önce ev kiraları uygun miktarda düşürülmeli ya da devletin öğrenci barındırma kapasitesi artırılmalı. Öğrenciler için yurtlar yapmalılar.” Cennet ise özel yurtların pahalılığını bir olayla aktarıyor bizlere: “Geçici kaldığım yurtta bir kadın evlerin 3000 TL oluşundan şikayet etti. Biz sadece kira ödemek için mi çalışıyoruz?”
DEPOZİTO VE ÜÇ KİRA PEŞİN
Mervan, 1 ay ev aradığını söyleyerek İzmir’in en köşe bucak yerinde kalmak zorunda kaldığını ifade ediyor: “Geceleri zaten sokağa da çıkmıyordum, sokakta uyuyanlar da vardı ve tanık olduklarım benim için psikolojik açıdan zordu” diyerek ne şartlarda bulunduğunu aktarıyor. Bir başka sorun ise memur kefil bulma problemi olarak karşımıza çıkıyor. Öğrencilere ev vermeyenler de var, sadece kız öğrencilere veren de kadınlara yalnız vermeyen de meslek seçen de. Mervan Basmane’de kalırken aynı zamanda birçok emlakçı geziyor ve hepsi memur kefil istiyor. Bu ev arayışı sürecinde de otelde kalmaya devam ederken çözümü depozitoyu ve üç kirayı peşin ödeyerek ve sözleşmeyi sonradan yaptırmayı kabul ettirerek buluyor. “100 kişiden 90’ı gürültü olur çekincesiyle öğrenciye ev vermem dedi” diyor. Hande bu durumu yaşayanlardan birisi ve kendi yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Emlakçıların, çevremdeki bazı insanların tek başıma ev aradığımı söylediğimdeki tavırlarından rahatsızlık duydum. Tek başıma olası sorunlarla başa çıkamayacağımı söyledi bazıları. Kimi de gürültü çıkarırım sürekli birilerini çağırırım diye düşünüp evini vermek istemedi.”
Okullar açılalı 3 hafta oldu ve hala düzenini kuramayanlar var. Çoğu kişi ise düzenini okul başladıktan 1-2 hafta sonra ancak kurabildi. Mervan, “Okullar açılmıştı ve derslerime odaklanamıyordum” diyerek hayallerindeki gibi bir yerin olmadığını bir aylık ev arayışının sonucunda sadece kalınabilecek bir yer ayarlayabildiğini söylüyor. Asıl canını sıkan şeyin ise fırsatçılık olduğunu ekliyor. “Benden önceki kiracı 1000 lira veriyordu, benden 1400 istediler. 2 günde %40’lık zam. Bunlar zaten muhtaç diyerek fiyatları artırıyorlar. Ben girmesem kesin birileri girerdi bu eve zaten. Her krizi bir fırsata çevirmeye çalışıyorlar gibi” diyerek bitiriyor konuşmasını.