Kaboğlu: Paris Anlaşması’nın kabulü, Turizm Teşvik Kanunu’nun iptalini gerektirir
İbrahim Kaboğlu, TBMM’nin Paris İklim Anlaşması’nın gereği olarak Turizmi Teşvik Kanun’u başta olmak üzere Türkiye’nin çevresini yok eden yasaların bir an önce ele alınması gerektiğini vurguladı.
CHP Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu | Fotoğraf: MA
TBMM Genel Kurulu’nda oybirliği ile kabul edilen Paris Anlaşması, Resmi Gazete ’de yayımlanarak 5. Yasama Yılı’nın ilk kanunu olarak yürürlüğe girdi. CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, yaptığı değerlendirmede, TBMM, 27 Dönem 4. Yasama Yılı’nın son düzenlemesi olan ve anayasaya aykırı 7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’yla bir taraftan, doğal ve kültürel alanların Partili Cumhurbaşkanı’nın keyfi iradesiyle onun seçeceği kişiye tahsisiyle Türkiye ekosistemi üzerinde yaratılan riskleri; diğer taraftan, henüz onaylanan Paris Anlaşması’yla da Türkiye’nin çevre politikasını olumlu yönde değiştirecek olmasının yaratığı çelişkide Anayasa Mahkemesi’ne önemli görev düştüğünü dikkat çekti. Kaboğlu, ayrıca TBMM’nin de Paris İklim Anlaşması’nın gereği olarak Turizmi Teşvik Kanun’u başta olmak üzere Türkiye’nin çevresini yok eden yasaların bir an önce ele alınarak çevre hukukunun etkili kılınması gerektiğini söyledi.
Anayasa Komisyonu CHP grubu sözcüsü Kaboğlu bu çelişkiyi, CHP olarak 7334 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 15 maddesine yapılan kapsamlı iptal başvurusunun Anayasa Mahkemesi tarafından ivedilikle karara bağlanmasının gerekli olduğunu söyledi.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN, AZ SAYIDAKİ GECİKMELİ KARARLARI
Anayasa Mahkemesi’nin 27. Yasama dönemi kanun ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine yönelik, uzun sürelerde çok az karar verdiğine dikkat çeken Kaboğlu, CHP’nin AYM’ye başvuru yolunu kullanabilen tek parti konumunda olmasının nitelikli yasa ve yürürlükteki Anayasa’ya saygı ile yeni Anayasa arayışı arasında tarihsel bir görev ve sorumluluk içinde olduğunu vurgulayarak 27. Dönemi Anayasa Mahkemesi iptal başvuruları hakkında bilgi verdi.
82 KANUNUN YALNIZ 19’UNDA KARAR VERDİ
Anayasa Mahkemesi, 27. Dönem, TBMM’de kabul edilen 190 yasadan, başvuru yapılamayan 108 uluslararası antlaşma dışında kalan 82 kanunun 63’üne yönelik CHP olarak açtığımız iptal davalarından, sadece 19 kanuna ilişkin karar vermiştir. Bu kararların 11’inde iptal, 8’inde ise ret yönünde olmuştur. AYM kararlarına ilişkin ortalama süre, yaklaşık 13.5 aydır. Yani, 1 yıldan uzun. Dahası, AYM 27. Yasama yılının ilk yasası 7145 sayılı yasa gibi (OHAL Yasası) üç yıldır gündemine almadığı gibi; Anayasa’ya aykırılığı konusunda içtihadı olan ve TBMM iradesine darbe vurulan Güvenlik Soruşturması gibi yasaları da hala bekletmektedir.
CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİNDE 17 AYDA BİR KARAR VERİLİYOR
Bilindiği üzere, 6771 sayılı kanunla gerçekleşen Anayasa değişikliği ile 104. madde ile öngörülen Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine ilişkin ise, 3 yıl 3 ayda çıkan 84 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 63’üne ilişkin CHP olarak iptal talebinde bulunulmuştur. AYM, CBK’lere ilişkin 10 karar vermiştir ve bu kararların 5’inde iptal, 5’i ise ret kararlarıdır. AYM, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine karşı başvurularda ortalama 17 ayda karar verebilmiştir.
ANAYASA’YA AYKIRI YASA YAPMA EĞİLİMİNİN TEYİDİ
Anayasa hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında, ivedi ve tutarlı bir içtihat oluşturulamamış olması, kanunla düzenlenmesi gereken alanlarda çok sayıda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılmasına vesile olduğunu ve son dönemde AYM üyeliklerine atamalarda siyasal saikler öne çıktığı halde, iptal kararlarının sayısal çokluğu ise, bu yasama döneminde Anayasa’ya aykırı yasa yapma eğiliminin teyidi niteliğinde olduğunu belirtti.
SİSTEMİN SÜRDÜRÜLEMEZLİK KANITI
Kaboğlu, Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme’nin 3 yıl 3 aylık uygulamasının iflasının AYM kararları ile de tescil edildiğini belirtti. Anayasa’ya aykırı yasalar ve cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile hukuk devleti ilkesinden uzaklaşıldığını vurgulayan Kaboğlu, demokratik parlamenter sisteminin haklılığı ve kamuoyunda bu kısa süre sonunda yurttaşlar tarafından da talep edilir hale geldiğini söyledi. (HABER MERKEZİ)