Acının ve umudun romanı

Özlem ERTAN

Aşkın Zengin Akkuş, romanlarında kadınların dünyasına ışık düşürmeyi, kadın sorunlarını irdelemeyi seven bir yazar. Geçtiğimiz aylarda yayımlanan ‘Kutsal Cehalet’ romanında, babası yaşındaki bir cinci hocayla evlendirilen Hanife’nin, mahkum edildiği hayattan kurtulup özgürleşme öyküsünü, Avrupa Orta Çağının engizisyon döneminde vuku bulan bir kurguyla paralel anlatan yazarın, ‘Mış Gibi Yaşamak’ adlı ilk romanı ikinci baskısını yaptı. Truva Yayınları’ndan çıkan ‘Mış Gibi Yaşamak’ta yine bir kadın öyküsü anlatıyor Aşkın Zengin Akkuş.

BİR ÇOCUK KAÇIRMA ÖYKÜSÜ

İzmir ve İstanbul’da geçen romanın merkezinde intikam ve bir çocuk kaçırma öyküsü var: Doğum yaptıktan kısa süre sonra Eda’nın ikiz bebeklerinden biri kaybolur. Eda ve eşi Berkan, Gonca adını verdikleri kızlarının ortadan kaybolduğu hastanenin altını üstüne getirir, bu şekilde sonuç alamayınca da polise başvurur. Ancak tüm çabalarına rağmen kayıp bebeklerini bulamazlar ve diğer kızları Yonca’yla birlikte yaşamlarına devam etmek zorunda kalırlar. Ancak Eda, sadece bir kez görmek imkanı bulduğu bebeğinin kaybından doğan travmasından asla kurtulamaz. Bu yüzden diğer kızı Yonca’yla da gerektiği kadar ilgilenemez.

Bu arada Gonca da intikam için kaçırıldığından habersiz büyür. Onu yetiştiren ve hizmetçisi olarak kullanan Perihan’ın nasıl kötücül biri olduğunu bilmeden… Gonca’ya ailesinin onu istemediği ve bebekken terk ettiği anlatılmış, o da buna inanmıştır. Üstelik onu ailesinden koparan Perihan’ın başka planları da vardır. Eda’yla ailesini uzaktan izlemeye devam eden ve Yonca’nın ikiz kardeşi Gonca’nın birebir kopyası olduğunu gören Perihan, on sekiz yaşına geldiğinde Gonca’yı ailesinin yanına gönderecek ve bu kez de Yonca’yı kaçıracaktır.

KOLAY OKUNAN BİR ROMAN

Peki, nedir Perihan’ın bu katıksız nefretinin nedeni? Niçin Eda’dan intikam almak için envaiçeşit kötülük yapmaktan kaçınmaz? Tabii ki bu soruların yanıtlarını ‘Mış Gibi Yaşamak’ın satırları arasında bulacaksınız.

‘Mış Gibi Yaşamak’ akıcı ve dolambaçsız bir dille yazılmış, kolay okunan bir roman. Satırlar arasında ilerledikçe yeni sürprizlerle karşılaşıyor ve dışarıdan bakınca normal gibi görünen hayatların aslında ne tuhaf sırlar sakladığına hayret ediyorsunuz.

Bu romanda derin acılar, ama aynı zamanda umut var. Karanlıkların, sonunda aydınlığa çıkacağına dair insani bir inanç...