‘Bu mücadelenin peşini bırakmayacağız’
Katliamın izlerinin hâlâ ilk günkü gibi taze olduğunu belirten aileler, her şeylerinin yarım ve paramparça olduğunu söyleseler de kararlıkları tam: Bu mücadelenin peşini bırakmayacağız.
Fotoğraf: Evrensel
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen Emek Demokrasi ve Barış Mitinginde kimisi eşini, kimisi çocuğunu, kimisi bedeninden bir parçayı bıraktı orada. Saldırıdan sağ kurtulanlar bedenen ve ruhen onarılması güç yaralarla ayrıldı. Geçen 6 yılda yakınlarını kaybedenlerin yasını tutmasına bile izin verilmedi. 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anmaları yasaklandı, aileler polis şiddeti ve soruşturmalara maruz bırakıldı. Adliye koridorlarında adalet talebinin karşısına çıkarılan ise sadece bir avuç tetikçi oldu. Katliamın 6. yıl dönümünde yakınlarını kaybeden ailelerle konuştuk. Aileler, “Barış ve özgürlük ortamında yaşamak istiyoruz. Talepler değişmedi. Katiller, sorumlular, katliama yol açanlar bu mücadelenin peşini bırakmayacağımızı bilsinler” diyor.
‘ALANDAN ÇIKAN HERKES KENDİNDEN BİR ŞEY BIRAKTI’
Saldırıda hayatını kaybeden Ali Kitapçı’nın eşi Emel Kitapçı, “Katliam gününe tanıklık etmiş biri olarak söylüyorum; orada olan herkes kendinden bir şeyler bırakarak çıkmış oldu o alandan. Katliamın sebebinin siyasal iktidarın varlığını sürdürmek olduğunu biliyoruz. Zaten dava süreçleri de bunu teyit ediyor. Tüm engellemelere rağmen çıkan deliller, kurumlar arasındaki yazışmalar, katliamda rol oynayan kişilerin Ankara’ya geliş süreçleri devletin işin içinde olduğunu gösterdi” dedi.
6 yıldır her ay anma yaparak yitirilenleri andıklarını ve adalet istediklerini hatırlatan Kitapçı, “Delillere rağmen kamu görevlilerinin yargılanmadığı bir süreç var. İstihbaratların nasıl sümen altı edildiği ya da katliama yapmak için yola çıkmış iki aracın nasıl hiçbir engelle karşılaşmadan Ankara’ya kadar gelebildiği... Neredeyse lütfedip tanık sıfatıyla ifade veren, peyderpey Türkiye’den Suriye’den gelen bir IŞİD gelinleri süreci var. Bilgilendirici ifade vermediği halde bu gelinler ceza da almıyorlar” dedi.
"BİR BEDELİ OLMALI"
Katliamdan bu yana çok şeyin değiştiğini söyleyen Kitapçı “Ötekileştirmeden tutun korku dalgasının insanların ruhuna sindirildiği bir baskı sürecine… Yani toplumsal anlamda bir katliam süreci. Zaten kısa vadede adaletin gerçekleşmesini beklemiyorduk. Keşke demokrasinin olduğu bir ülkede yaşasaydık, o zaman farklı bir yorum yapabilirdik. Aileler için en önemli şey devletin sorumluluğunun ortaya çıkarılması. Kaybettiklerimizi geri getirmeyecek ama bunun bir bedeli olmalı. Bugünden yarına hem unutulmaması hem de tekrar bu topraklarda bu acıların yaşanmaması yönünde bir mücadele anlayışı devam ediyor” dedi.
Gerçek suçlular cezalandırılana kadar mücadelenin devam edeceğini belirten Kitapçı, “2015 10 Ekim’inde insanlar yola çıktığında alana gelirken çok haklı, meşru talepleri vardı. ‘Biz barış ve özgürlük ortamında kardeşçe yaşamak istiyoruz’ diyorlardı. Bu talepler değişmedi. Bu mücadele sürmek zorunda. Talepler gün gelir karşılanırsa; biz deriz ki o gün evet, dökülen kanların belki bir karşılığı oldu” dedi.
"KORKMAZ’A SÖZ VERDİK"
Oğlu Korkmaz Tedik’i kaybeden Zöhre Tedik, “Barış talebini yükseltmek için çocuklarımız, yakınlarımız, aileler, gençler, kadınlar, çocuklar yani herkes Ankara’ya geldi. Fakat katliamı yaşadık. Korkmaz’ımın yasını tutuyorum ama Korkmaz’ımı yaşatmak, katillerden hesap sormak için bu dava en hızlı sürede açılmalıydı. Bu yüzden telefonlar ettim mitingi düzenleyen kurumlara. Ailelerin çabalarıyla, kurumlar bir araya geldi. Aramasaydık belki dava daha geç açılacaktı. Dernek altında örgütlenerek bir araya geldik. Biz söz verdik Korkmaz’ımıza. Hem Korkmaz’a hem de 103 insana: Katillerden ve sorumlulardan hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.
Dava sürecinde mahkeme heyetinin değiştiğini hatırlatan Tedik “Yeni heyet bizi yok sayarak ‘Çıkın, sizi atarım salondan’ diyebiliyor. Bize kelepçe taksanız ne olur. Biz yine bu salonlara gireceğiz, yine dolduracağız. Biz bütün sorumlulardan; dönemin Başbakanından, İçişleri Bakanlığından, Sağlık Bakanlığından, IŞİD’in başından hesap sorana kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.
"OĞLUM BABASINI GÖRME HAYALİYLE UYUYOR"
Hayatının kaybeden Vahdettin Ozğan’ın eşi Nabile Ozğan, “Çocuğum o zaman 14 aylıktı. Şimdi her gün, her gece babasını görme hayaliyle yatıyor. Ne zaman mezarlığa gitsek koşa koşa gidiyor babasının yanına, oturuyor, babasıyla dertleşiyor. Babasının yüzünü hatırlamadığını söylüyor. ‘Bir kere kalk, yine git’ diyor. Biz bunlarla yaşıyoruz” diye konuştu. 6 yıldır adalet için mücadele ettiklerini söyleyen Ozğan, “Hakkımı istiyorum ben, bir şey istemiyorum ki. Neden öldürülüyoruz biz? Bunun nedenini istiyorum” dedi.
"10 EKİM ANITI İÇİN FİDANLAR GELİYOR"
Katliamın ardından yakınlarını kaybeden aileler, sendikalar, meslek odaları ve siyasi partiler, Ankara Garı’nın önüne anıt yapılmasını talep etmişti. Aradan geçen 6 yıla rağmen katliamın gerçekleştiği meydana anıt yapılmadı. Saldırıda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu yer ise defalarca saldırıya uğradı.
Yerel seçimlerin ardından aileler, sendika ve meslek odaları Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş ile görüştü. Büyükşehir Belediyesi ile yapılan görüşmelerde anıtın yapılacağı sözü verilse de yıllardır adım atılmadı. 10 Ekim mitinginin tertip komitesinde bulunan DİSK, KESK, TMMOB Türk Tabipleri Birliği ile 10 Ekim Barış Derneğinin düzenlediği “Emek, Barış ve Demokrasi Meydanı Anıt Meydan ve Anma Yeri Tasarımı Uluslararası Fikir ve Tasarım Projesi Yarışması” sonucunda geçtiğimiz yıl kazanan eser açıklandı. Yarışmayı Ankara Garı önüne 103 Ginkgo Biloba ağacının olacağı bir anıt meydan projesi kazandı. Mabet ağacı olarak da bilinen ağaçlar, katliamda hayatını kaybeden 103 kişinin hatırasını taşıyacak. Uzun yıllardır beklenen 10 Ekim anıtı için bugün çalışmalara başlanacağı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre anıt için satın alınan ağaçlar katliamın 6. yıl dönümünde Ankara Garı’na getirilecek.
10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, İzmir Büyükşehir Belediyesinin de Alsancak’ta Asteğmen Besim Bey Parkı’nda 103 çelik siluetin bulunduğu bir anıt hazırladığını ve bu yüzden geçtiğimiz hafta kendilerini ziyaret ederek teşekkür ettiklerini söyledi. İzmir’de yapılan anıt bugün katliamın 6. yıl dönümünde açılacak.
Yarın: Herkes için adalet istiyoruz