10 Ekim 2021 17:32

Üniversite mezunu işsiz kadınlar: “Mevcut düzen değişirse bir şeyler değişecek, bu böyle gitmeyecek"

Kocaeli’de işsizliği ve geleceğe dair beklentilerini konuştuğumuz iki üniversite mezunu genç kadın, düzenin böyle devam edemeyeceğini ve değiştirmek için umutla mücadeleye vurgu yapıyor.

Arşiv | Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Ebru YİĞİT
Kübra LAZ
Kocaeli

Kocaeli’nin Derince ilçesinde Felsefe grubu öğretmenliği mezunu 28 yaşındaki Şule ve Tapu kadastro bölümünü yeni bitiren okurken bile çalışmak zorunda kalan Aslı ile işsizlik, ekonomi ve gelecek kıskacındaki yaşamlarını konuştuk.

Felsefe grubu öğretmenliği mezunu 28 yaşındaki Şule Türkiye şartlarında ataması yapılmayan öğretmen olarak iyi olmadığını belirterek başlıyor söze: "Ben bir öğretmenim mesleğimi yapmayı istiyorum. Ekonomik ve sosyal alanda güvence istiyorum. Hayatımı mevcut duruma uydurmak yerine kendime göre mevcut durumda bir alan yaratmak istiyorum. Öğretmenlik bir değerdir sorumluluk gerektirir ben bu değeri ve sorumluluğu istiyorum. Ücretli öğretmenlik adı altında iki kuruş para için sömürülmek istemiyoruz. Eğitim fakültesi mezunundan çok eğitim fakültesi mezunu olmayan insanların ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalması aslında yaşadığımız işsizlik boyutunun bir  göstergesidir. Öğretmen atamayıp, çok az paralara istihdam ettiklerini sandıkları bu sistemin kabul edilecek bir yani yok. Ataması yapılmayan onlarca öğretmen arkadaşımız çareyi ölmekte buldu. Benim için de böyle olmasın diyorum ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmen istemiyorum. Ben artık öğrencileriyle kahkaha atabilen öğretmenler görmek istiyorum."

“UMUT ANCAK DEĞİŞİMLE OLABİLİR”

"Geleceği ilişkin neler düşünüyorsun, umutlu olduğun yanlar var mı? sorumuza "Umut ancak değişimle olabilir" diye yanıt veriyor Şule, devam ediyor; “Bu şartlarda gelecek görünmüyor, hiç görülmeyeceği anlamına da gelmiyor. Mevcut düzen değişirse bir şeylerin değişeceğine inanıyorum, bu böyle gitmeyecek. Filozof Marcel demiş ki 'Umutsuz olduğun zaman bile bir umudun vardır o mevcut durumdan kurtulma çabasıdır' Ben de buna inanıyorum."

Mesleğine dair bir hevesi kalıp kalmadığını sorduğumuzda ise en çok kendisini değersiz hissetmenin onu üzdüğünü söylüyor: "4 yıl oldu atama bekliyorum ve bu süre zarfında köreliyorsun, ilk zamanlardaki verimi alamıyorsun, hevesin azalıyor, bir umutsuzluk kaplıyor. Hevesimizi kursağımızda bıraktılar. Ataman yapılmıyor geçinemiyorsun itibarsızlaştırılıyorsun değer görmüyorsun e hevesin kırılıyor nihayetinde”

"Ne olursa sence bu durum değişir, değiştirmenin bir koşulu var mıdır?" diye sorduğumuzda ise en büyük yeniliğin bu düzenin toptan değişimi olduğunu ifade ediyor: "Sürekli eğitime yeni bir yama yapılarak eğitim sistemi çökmeye devam ediyor. Sorunun kaynağına inilmeli. Her yıl ortalama eğitim fakültesi 40 bin mezun veriyor, plansız üniversite kuruyorsun ve eğitim fakültesi acıyorsun... E o zaman bana iş olanağı sağlamaya gelince başka alanlara yönelin gençler diye rahatsız edici söylemlerle karşılaşıyorsun. Bunu yapanlar kendileriyle çelişiyorlar. 2002'den bu yana baktığımızda kaç tane eğitimci olup da milli eğitimin başında olmuş bakan var. Çoğu mühendislik, turizm vs. mezunu. Eğitimciler bu ülkede değer görmeli diye düşünüyorum. Bütün bunlar ve beklentilerimiz dikkate alınırsa mevcut durum değişir. Bize gerçek bir yenilik lazım o da ancak devrim gibi bir sonuç ile olur."

“HERKES OKURKEN ÇALIŞMAK ZORUNDA”

Aslı ise henüz üniversiteden mezun olmuş ama okurken bile çalışmak zorunda kalanlardan biri. Daha önce depoda, fabrikada çalıştığı için üniversite mezunlarının sonunun fabrika işçisi olmak olduğunu yaşamıyla deneyimlemiş. Üniversitede tapu kadastro bölümünü bitirmiş, KPSS ile kazanırsa eğer kendi alanına dair yapacakları olduğunu ama bunun çok zor olduğunu söylüyor: "Kendi mesleğime dair bir hevesim hiç olmadı, öğrencilerin yüzede 90'ı istemediği bölümleri okumaya mecbur bırakılıyor, eğitim sistemi çok kötü, üniversite mezunu olmak bir fabrikaya giriş bileti bunun herkes farkında"

İŞSİZLİĞİN ASIL SEBEBİ; İKTİDARIN EKONOMİ POLİTİKALARI

İşsizlik ve bunun yaşamında yarattığı etkileri sorduğumuzda ise iktidarın ekonomi politikalarının işsizliğin asıl sebebi olduğunu ifade ediyor: "İşsizliğin sebebi ülke ekonomisinin kötü olması, genç nüfus okul okurken çalışmak zorunda kalıyor bu da işsizlik oranını arttırır bunun yanında yeterli iş kolunun bulunmaması ülkemizde üretim olmaması dışa bağlılık vs. bir sürü etken işsizliği arttırıyor ve bunun sorumluluğunun iktidara ait olduğunu düşünüyorum."

Bu koşullardaki gelecek tahayyülünü sorduğumuzda ise "Bir gelecek ancak sadece ülke vatandaşlarının menfaatini düşünen başarılı siyasetçiler sayesinde düşünülebilir. Umudu olmayan gençler yurtdışına kaçıyor. İmkanı olan herkes gitmek istiyorsa, burada büyük yanlışlar var demektir." diye yanıt veriyor.

"Ne olursa değişir, sence çözüm nasıl olur?" diye sorduğumuzda ise "Ülkenin sosyal, ekonomik, siyasi yönden bu kadar geride olması üzücü, beklentim insanların gözünün açılması ve el ele verip bu ülkeyi geri kazanmak. Mevcut durumun değişmesi çok yakındır çünkü insanlar artık her şeyin farkında el ele vererek okuyarak öğrenerek bilimin ışığında kurtaracak diye düşünüyorum. Bu ülkeyi yine 'terörist' denilen genç nüfus kurtaracaktır” diye yanıtlıyor. (Kocaeli/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

DEÜ Hukuk Fakültesi öğrencileri: Tek kaygımız barınma değil

SONRAKİ HABER

EMEP'in Adana'da düzenlediği panelde demokrasi ittifakı talebi öne çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa