Ankara Garı
Aradan 6 yıl geçti. Acılarımız hâlâ taze. Failler hâlâ aramızda. Onlara Ankara’nın yollarını açan göz yumanlar hâlâ cezalandırılmadı. Ama herkes tarafını biliyor.
Fotoğraf: Evrensel
Kır bıyıklı, 50-55 yaşlarında, üzerinde açık sütlü kahverenkli, çizgili bir takım elbise olan adam; bembeyaz yüzü ve elbisesinin üzerinde binlerce leke ile yolu birbirinden ayıran demir bariyerlere oturdu. Nefes nefese ve panik içindeydi. Kesik kesik; “insanlar parçalandı, gövdeler bacaklar ayrı yerde” dedi. Ben, ortamı germeye ve panikletmeye ne gerek var deyip; adama çıkıştığımı hatırlıyorum. Ama on dakika sonra göreceklerim, adamın ne kadar haklı ve üzerindeki lekelerin de insan etinin parçaları olduğunu bana anlatacaktı.
10 Ekim 2015 sabahıydı. Eşimle birlikte, önce TTB binasına uğramış, heyecanla bizden önce alana gitmiş TTB kortejine ulaşmak için hızla yürüyorduk. Tandoğan tarafından alana yaklaştık, birkaç saniye ara ile iki patlama duyduk. Ses bombası sandık. Yürümeye devam ediyorduk. Alandakiler kimi hızla kimi koşarak geri dönüyordu. Biz hâlâ durumun vahametinden bihaber yürüyorduk. Bir itfaiye aracı geçti. Ardından içinde 2 ya da 3 polisin olduğu polis arabası alt geçide yöneldi. Kitle polis arabasını öfke ile durdurdu. İçinden çıkan polisler panik halinde havaya ateş ederek; gara yakın bir binanın içine sığındılar.
Bu tür kalabalıklarda silah sesi bana hep provokasyonları hatırlatır. Hemen eşimi emin bir yere götürüp, alana geri döndüm. Alandan dışarı doğru insan hareketinin yanında, ticari taksilerle yaralılar taşınıyordu. Alana girdiğimde hayatımda gördüğüm en büyük felaketin içinde olduğumu ancak akşam anlayacaktım. Yerde yatan yaralılar, hareketsiz bedenler, yardım isteyen insanlar. Onlara yardım etmeye çalışan kimisi sağlık çalışanı, kimi cesaretini toplamış mitinge gelen yoldaşlar. Meslek gereği, en azından çok acil olmayanların başına bir kişiyi koyarak, bilinci kapalılara yardım etmeye çalışıyordum. Herkes kendi yaralısını en acil kabul edip, gelen ambulansa onu koymaya çalışıyordu. Ben alana girdiğimden sanırım 10 dakika sonra ambulanslar gelmeye başlamıştı.
Yani patlamadan neredeyse 20 dakika sonra. Ankara’daki iki üniversite ve Numune hastanesinin yerini düşününce, bunu kabullenmek mümkün değildi. Üstelik daha 7-8 dakikada ambulans ve polis aracının gelişine tanık olmuştum. Kimi hastaya yeniden canlandırmaya çalışıp, en azından onları öncelikle hastaneye göndermeye çalışıyorduk. Sanırım 15-20 dakika sonra alanın genel haline baktığımda ellerinde getirdikleri pankartla üzerleri örtülmüş yüze yakın insan yatıyordu. Biraz önce birlikte slogan attığınız yoldaşlarınızdı o yatanlar. Sanki bir film şeridinin içinde, sadece anı yaşıyordum. Donuk, sessiz, ağlamaklı. Bizden sadece 30 metre ilerde olan iki patlama ve yüzlerce yaralı ile onlarca parçalanmış bedenler.
1 saat ayrılamadım çembere alınmış alandan. Başında olması gereken polisler şimdi gelmiş, insanların yoldaşlarına sahip çıkmasına da engel olmaya çalışıyorlardı. Sanırım, öğleden sonra idi, TTB binasına döndüğümde. Orada içinde göremediğim detayları öğrenmeye başladım. Yüzlerce yaralı Ankara’nın değişik hastanelerinde idi. Gece yarısı belli oldu yüze yakın devrimciyi yitirdiğimiz. O gece mitingi düzenleyen dört örgüt olarak, sabah saat 10.04’de garın önünde basın açıklaması yapılacak ve yoldaşlarımız için kırmızı karanfil bırakacaktık. Ama Ankara polisi, ihbarını aldığı canlı bombalara engel olmamış; tersine bize engel oluyordu. Bizimle birlikte olan milletvekillerinin Ankara valisi ve içişleri bakanını aramaları da fayda vermedi. Belediye araçlarının delillerle birlikte yıkadığı garın önündeki alana giremedik. Pazar günü İzmir’e döndük ve salı günü büyük katılımla bir yürüyüş yaptık. Benim için en acı anlardan biri o mitingde oldu. Yaşatmak için çabalayıp, umutla ambulansa koyduğum iki yoldaşın resimleri elimizde birer pankarttı. Onlar yoktu artık. 103 canımızı yitirmiştik.
Aradan 6 yıl geçti. Acılarımız hâlâ taze. Failler hâlâ aramızda. Onlara Ankara’nın yollarını açan göz yumanlar hâlâ cezalandırılmadı. Ama herkes tarafını biliyor. Bakın, ertesi gün bize o alanı kapatan Ankara valiliği, bugün o alana, kaybettiğimiz her devrimci arkadaşımız için konulan 102 ağacı kaldırdı. Valiler farklı ama zihniyetleri aynı. Korkuyorlar bizden, ölümüzden de canlımızdan da. Korksunlar, çünkü o bombayı patlatanlardan da onlara kol kanat gelenlerden de hesap soracağız.
Ankara Gar katliamı bir tesadüf değil. Suruç katliamı ile başlayan bir sürecin parçası. 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 40.87 AKP, bu şiddet ortamı ile hazırladığı 1 Kasım seçimlerinde oyunu yüzde 49.49’a yükseltti. Bu beş ay içinde 862 kişi çatışmalarda hayatını kaybetti. Dolar 2,66 liradan, 2.80 lirayı çıktı. Yani bir toplum can güvenliği ve ekonomik açıdan dibe vurduğu bu beş ayda ne oldu da AKP oyunu yüzde 20 arttırdı. Bu iyi analiz edilmesi gereken bir durum. Ayrıca AKP’ye seçim kazanmak için, aynı şiddet reçetesini hatırlatmasından endişe duyuyorum.
Garlar buluşma ve ayrılma mekanlarıdır. Yoldaşlarımızla orada ayrıldık. Ankara Gar katliamında kaybettiğimiz yoldaşları saygıyla anıyorum. Onlara sözümüz, barış içinde ve kardeşçe yaşadığımız bir ülkede, özgür, mutlu olmak. Ve onların hesabını tek tek sormak. Sağlıkla kalın.
- Sağlık kurumları depreme hazır mı? 27 Mart 2023 11:33
- Anneler 28 Haziran 2022 08:31
- Evrensel 07 Haziran 2022 07:40
- Beyaz eylemler 30 Mayıs 2022 10:38
- Umut hâlâ var 24 Mayıs 2022 12:52
- 6 Mayıs 09 Mayıs 2022 05:48
- Gezi’nin hekimleri 02 Mayıs 2022 06:23
- Seçim sonrası 25 Nisan 2022 05:34
- Nasıl bir Tabip Odası? 04 Nisan 2022 06:01
- Sağlık Bakanlığı’na dilekçe 29 Mart 2022 05:28
- Dağ fare doğurdu 21 Mart 2022 04:58
- Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya mektup 14 Mart 2022 06:22
- 14 Mart 07 Mart 2022 05:00
- Savaşa hayır 27 Şubat 2022 23:28
- Hekim sendikaları 21 Şubat 2022 05:13
- Dananın kuyruğu 07 Şubat 2022 04:39
- Pandemi bitti (mi) 31 Ocak 2022 04:56
- Gündem kavgası 24 Ocak 2022 06:33
- Sağlık kime emanet 17 Ocak 2022 05:22
- Kim sahtekar 10 Ocak 2022 04:39
- 2022 hoş geldi mi? 03 Ocak 2022 10:42
- Fırtınadaki gemi 27 Aralık 2021 04:57
- Ok yaydan çıkıyor 20 Aralık 2021 04:28
- Alanda hava ısınıyor 06 Aralık 2021 04:47
- Sağlığa bütçe 29 Kasım 2021 05:07
- Yeniden pandemi 22 Kasım 2021 04:35
- Şimdi değilse ne zaman 15 Kasım 2021 05:13
- Haydi mücadeleye 08 Kasım 2021 05:27
- İzmir depremi 01 Kasım 2021 04:57
- Ölüyoruz 25 Ekim 2021 05:32
- 5 dakikada sağlık, 3 dakikada adalet 18 Ekim 2021 05:31
- Sayıştay raporu 04 Ekim 2021 06:03
- Kanıksamak 27 Eylül 2021 06:10
- Şehir hastaneleri 20 Eylül 2021 05:56
- Çifte standart 13 Eylül 2021 04:55
- Uyarmıştık 06 Eylül 2021 04:57
- Barış günü 29 Ağustos 2021 23:41
- AKP’nin icraatları 23 Ağustos 2021 05:20
- Terörist 16 Ağustos 2021 05:27
- Karışık günler 02 Ağustos 2021 05:03
- Aşılanma sorumluluğu 26 Temmuz 2021 05:05
- Kimin bayramı 19 Temmuz 2021 00:33
- Tasarruf Genelgesi 13 Temmuz 2021 00:10
- Bu hafta 05 Temmuz 2021 08:30
- İki hekim, iki ölüm 28 Haziran 2021 05:10
- Birincilik 21 Haziran 2021 03:49
- Dalganın etkisi 14 Haziran 2021 05:12
- Tezatlar ülkesi 07 Haziran 2021 05:31
- Hükümetin suyu çıktı 31 Mayıs 2021 05:39
- Çevre felaketleri 23 Mayıs 2021 23:19
- Helalleşme 16 Mayıs 2021 23:34
- Yılın annesi 10 Mayıs 2021 04:20
- Yanlış tren 02 Mayıs 2021 23:59
- 1 Mayıs 26 Nisan 2021 05:08
- Katillerimizi bilelim 19 Nisan 2021 00:00
- Korku 12 Nisan 2021 05:27
- Tam kapanma 05 Nisan 2021 00:23
- Yaşatmak 29 Mart 2021 05:19
- Her yanımız virüs 22 Mart 2021 04:34
- Pandemide bir yıl 15 Mart 2021 05:24
- Tıp bayramı 07 Mart 2021 23:14
- Mart ayı 28 Şubat 2021 22:09
- Güvenilir olmak / Doğruyu bilmek 22 Şubat 2021 04:27
- Aklımızla alay etmeyin 14 Şubat 2021 22:15
- Hepimiz Boğaziçiliyiz 07 Şubat 2021 23:13
- Bir yıl ve teşekkürler 31 Ocak 2021 22:12
- Aşılandık 18 Ocak 2021 03:22
- Hakkımız ödendi(!) 24 Ocak 2021 22:30
- Hakkımız hâlâ ödenmiyor 11 Ocak 2021 04:37
- Geldi gelecek derken 03 Ocak 2021 23:00
- Yeni yıla girerken 27 Aralık 2020 23:25
- Meslek hastalığı mı? 20 Aralık 2020 23:00
- Herkese ücretsiz aşı 13 Aralık 2020 22:06
- Kimin aşısı, kime aşı? 06 Aralık 2020 23:21
- Yalancının mumu 29 Kasım 2020 23:30
- Pandemide zirve 22 Kasım 2020 23:30
- Salgın büyüyor, bütçe küçülüyor 16 Kasım 2020 03:57
- İzmir depreminin ardından 08 Kasım 2020 23:00
- Tarifsiz acı 02 Kasım 2020 03:53
- İkinci dalgaya hazır mıyız? 26 Ekim 2020 00:10
- Maskeden sonra aşı krizi 19 Ekim 2020 04:30
- Sağlıkta şiddet devam ediyor 12 Ekim 2020 00:15
- Mızrak çuvala sığmadı 05 Ekim 2020 04:44
- İstediğin yerde durmak 28 Eylül 2020 00:30
- Doğru söyleyen 22 Eylül 2020 05:24
- Aşı ve yurttaşlık hakkı 13 Eylül 2020 23:00
- Sağlık çalışanına yine ek ödeme 07 Eylül 2020 04:20
- Emek ve emekçi düşmanı 31 Ağustos 2020 04:58
- Devlet ve üniversite hastaneleri 24 Ağustos 2020 00:43
- Sağlık çalışanlarında tükenmişlik ve istifalar 17 Ağustos 2020 04:11
- Görünen köy kılavuz istemez 10 Ağustos 2020 05:17
- Umutlarımızı kurban etmeyeceğiz 03 Ağustos 2020 00:00
- Toplumun ağabeyi olmak 27 Temmuz 2020 04:08
- Normalleşme devam ediyor 20 Temmuz 2020 01:00
- Dayanışma yaşatır 13 Temmuz 2020 05:10
- Önce zarar verme 06 Temmuz 2020 00:40
- Tabip odaları seçimleri 29 Haziran 2020 00:02
- Barolar ve meslek odaları ne istiyor? 22 Haziran 2020 08:14
- Emek mücadelesine devam 15 Haziran 2020 04:54
- Kimin normali? 08 Haziran 2020 00:04
- Sağlık emekçileri uyanıyor 01 Haziran 2020 00:33
- Emeğin ve mücadelenin kazanımı 25 Mayıs 2020 06:25
- Kaç sağlık çalışanı bir futbolcu eder? 18 Mayıs 2020 00:15
- İşçileri virüs de vuruyor 11 Mayıs 2020 01:00
- Bir uçak dolusu yardım, bir uçak dolusu ölüm 03 Mayıs 2020 23:30
- Karantina devam ederken 26 Nisan 2020 20:52
- Pandemide kaybettiklerimiz 20 Nisan 2020 01:00
- Bir garip karantina 13 Nisan 2020 00:45
- Bilim ve siyaset 06 Nisan 2020 00:30
- Salgın devam ederken 30 Mart 2020 00:40
- Salgın ve sağlık çalışanları 23 Mart 2020 06:29
- Koronavirüs salgını ve görevler 15 Mart 2020 20:00
- Hekimlik yapmak istiyoruz 09 Mart 2020 06:52
- Şehir hastaneleri gerçeği (2) 02 Mart 2020 06:36
- Şehir hastaneleri gerçeği (1) 24 Şubat 2020 05:58
- Hastaneler halkındır 17 Şubat 2020 04:27
- Yerel yönetim ve sağlık 10 Şubat 2020 00:00
- Sağlıkta Şiddet 03 Şubat 2020 00:00
- 14 Mart yaklaşırken 27 Ocak 2020 00:57