Avusturya'da "emanetçi başbakan" dönemi
Hakkındaki yolsuzluk soruşturması üzerine istifa eden Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un yerine, kendisine yakın bir isim olan Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg geldi.
Fotoğraf: Arbeitsbesuch Polen/Bundesministerium für europäische und internationale Angelegenheiten/Flickr CC BY 2.0
Zeynep ARSLAN
Viyana
Avusturya’da 6 Ekim’de Ekonomi ve Yolsuzluk Savcılığı (WKSt) tarafından Federal Başbakanlık, Maliye Bakanlığı ve hükümetin büyük ortağı muhafazakar Avusturya Halk Partisinin (ÖVP) genel merkezinde yapılan aramalar, adeta siyasi depreme yol açtı. ÖVP’li Başbakan Sebastian Kurz, bizzat karıştığı yolsuzluk skandalının ortaya çıkmasından sonra görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
DOKUNULMAZLIK ZIRHINA SARILDI
Koalisyon hükümetinin küçük ortağı Yeşiller, başlatılan soruşturmanın ardından ÖVP ile koalisyon ortaklığına devam etmek istediğini açıkladı ve iktidarda kalabilmek için yapabilecekleri yegane şeyi yaparak, Kurz'un başbakanlık görevinden geriye çekilmesi şartını koştu. Cumhurbaşkanı Van der Bellen ile yapılan görüşmelerin ardından Kurz, beklenenden daha erken bir zamanda, 9 Ekim Cumartesi akşamı görevinden istifa ettiğini açıkladı. Yerine ise Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg’i başbakanlığa önerdi.
“Eğer Sebastian Kurz olmazsa biz de yokuz” diye kamuoyuna resmi açıklama yapan ÖVP’li bakanlar, görevlerine kaldıkları yerden devam edecek. Kurz ise milletvekili ve parti başkanlığı görevine devam edecek. Böylece dokunulmazlığını sürdürerek yargılanma sürecini dondurmuş oldu.
KURZ, "GÖLGE BAŞBAKAN" OLACAK
Basında yer alan değerlendirmelerde, yeni Başbakan Schallenberg’in seçimlere kadar Kurz’un emanetçisi olabileceği ifade ediliyor. Zira uzun yıllardır Kurz ile yakın iş birliği içerisindeydi. Kurz’un parti başkanlığından ayrılmaması ve Meclis Grup Başkanlığı görevini üstlenmesi de skandalın yarattığı etki nedeniyle siyaseti bırakmaya niyetli olmadığı şeklinde değerlendiriliyor.
Bu nedenle, muhalefet partileri, skandala rağmen “Kurz sisteminin” iş başında kalmaya devam edeceğine dikkat çekiyor.
Başta SPÖ (Sosyal Demokrat Parti) ve FPÖ (Özgürlükçü Parti) olmak üzere muhalefet partileri parlamentoda bir “Araştırma Komisyonu”nun kurulmasını skandalın bütün yönleriyle açığa çıkarılmasını talep ediyorlar. Konuyla ilgili olarak meclise bir önergenin sunulması bekleniyor. Koalisyon ortağı Yeşiller’in önerge konusunda nasıl bir tutum alacağı ise merak ediliyor.
SCHALLENBERG VE LINHART YEMİN EDİP GÖREVE BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen tarafından atanan yeni Başbakan Alexander Schallenberg ve Türkiye doğumlu yeni Dışişleri Bakanı Michael Linhart, Cumhurbaşkanlığı'ndaki törende yemin etti.
Van der Bellen, törende yaptığı konuşmada söz konusu atamaların ardından beklentinin koalisyon hükümetinin çalışmalarına odaklanması yönünde olduğunu ifade etti. Yeniden şekillendirilen hükümete, halkın siyasete güvenini tesis etmek için büyük sorumluluk düştüğünü dile getirdi.
NE OLMUŞTU?
5 Ekim günü, eski Avusturya Ortaklık Anonim Şirketi (ÖBAG) Başkanı Thomas Schmid’in asistanının evine yapılan ev aramasından bir gün sonra, Avusturya Halk Partisi (ÖVP) merkez parti binasında ve başbakanlık binasında arama yapılmıştı.
Yolsuzluk, rüşvet ve zimmete para geçirmek ile suçlananlar arasında Başbakan Kurz, danışmanı Stefan Steiner, medya sorumlusu Gerald Fleischmann ve çok sayıda basın sözcüsü bulunuyor. Ayrıca eski ÖBAG Başkanı ve Maliye Bakanlığı Genel Bekreteri, Thomas Schmid, eski Bakan Sophie Karmasin ve Michael Fellner’e ait ‘Medyagrubu Avusturya’ ve oe24 Limited medya şirketi suçlananlar arasında.
İddialara göre Başbakan Kurz ve ekibi, siyasi gelişimine olumlu etki etmek üzere algı yönetici anketler hazırlamış ve yayımlanmak üzere adı geçen medya kurum ve kuruluşlarına ödemeler yapmış. Avusturya Ekonomi ve Yolsuzluk Savcılığı’nın (WKStA) iddialarına göre bu doğrultuda rüşvet ve sahte faturalar düzenlenmiş. Aynı zamanda Fellner medya grubu ile 1,3 milyon avroluk ‘reklam ve medya iş birliği anlaşmaları’ da söz konusu.
Savcılığa göre bu şekilde “editoryal bölümdeki yayınların içeriğini ve zamanlarını etkileme” ile birlikte “Başbakan Kurz ve yandaşları için avantajlar” sağlanmış. Özellikle Kurz’un, dışişleri bakanlığı ve daha sonra başbakanlık görevi süresince görevini kötüye kullanarak bu girişimlerin bulunulmasına ön ayak olduğu iddia ediliyor.
KURZ’UN HIZLI YÜKSELİŞİ
Avrupa muhafazakar Hıristiyan Sosyal ve Hıristiyan Halk Partileri için yeni yüz ve gelecek vadeden 1986 doğumlu, lise mezunu Sebastian Kurz, 2009 ve 2017 yılları arasında Avusturya Genç ÖVP’nin başkanlığını yaptı. 2010 ve 2011 yılları arasında Viyana Eyalet Parlamentosu ve Belediye Meclisinde vekil olarak devam etti.
Adeta ÖVP parti başkanlığına hazırlanan Kurz, 2011 ve 2013 yıllarında SPÖ ile ÖVP koalisyon hükümeti bünyesinde Uyumdan Sorumlu Devlet Müsteşarlığı görevini yaptı. Bu zaman diliminde kısa bir süreliğine parlamentoda milletvekilliği yapan Kurz, 2013-2017 yılları arasında Avrupa, Uyum ve Dışişleri bakanlıkları yaptı.
SPÖ ve ÖVP koalisyon hükümeti dönemi iki parti arasında son derece gerilimli geçerken 2014, 2016 ve 2017 yıllarında sürdürülebilirlik adına hükümet bünyesinde başkanlar değiştirildi. 2016 yılında SPÖ’lü Başbakanı Werner Faymann görevinden istifa ederek yerini Christian Kern’e bıraktı. Bu döneme kadar ÖVP parti başkanlığı ve başbakan vekilli görevini yerine getiren ve Kurz’un da siyaset sahnesinde parlamasını sağlayan Michael Spindelegger de yerini Reinhold Mitterlehner’e bırakmak zorunda kaldı.
Kurz ile Mitterlehner arasındaki rekabet ise bu dönemde başladı. 2016 ve 2018 yıllarına ait bu mesajlaşmalarda çalışanların lehine kararlaştırılması planlanan vergi düzenlemesi de Kurz ve yandaşlarının ÖVP içi parti yönetiminin aleyhinde olan çalışmaları sonucunda bozguna uğratılmış olduğu öğrenildi. 2017 yılında ÖVP-SPÖ hükümeti bu şekilde Kurz ve yandaşlarının da önemli katkılarıyla son buldu ve görevinden geri çekilmek zorunda kalan parti başkanı Mitterlehner’in yerini hedeflediği üzere Kurz aldı. Mitterlehner daha sonra 2019 yılında tüm bu olayları anlattığı 208 sayfalık bir kitap yayınlamıştı.
Kurz’un başından olduğu ÖVP 2017 ırkçı Avusturya Özgürlükçü Partisi’yle (FPÖ) koalisyon hükümetini kurdu. ÖVP, dönemin FPÖ Başkanı H.C. Strache’yi bir nevi kurban vererek fazla ileriye giden FPÖ koalisyon ortağından da silkinerek mağdur söylemiyle 2019 yılında gerçekleşen bir sonraki seçimlerden daha güçlü çıkarak bu sefer Yeşiller Partisi’yle koalisyon hükümetini kurdu.
Dünya genelinde çalışma saatlerinin düşürülmesi tartışılırken, ÖVP’nin FPÖ ile birlikte günde 12 saat çalışma uygulamasının yasal düzenlemeye kavuşması halkın boynuna bindirilmişti. ÖVP-Yeşiller koalisyon hükümeti son olarak büyük şirketler ile orta ve üst sınıflara avantaj sağlayan vergi uygulamasını yürürlüğe koydu. Nihayetinde Kurz’un üçüncü koalisyon hükümetini ise, bu sefer erken seçim olmasa da büyük sarsıntıya uğradı.