Antep’te 10 Ekim Katliamı’nın yıl dönümünde işçiler savaşı ve barışı konuştu
Antep'te çeşitli fabrikalardan işçiler, Emek Partisinin düzenlediği toplantıda savaşı ve barışı tartıştı; konuşmalarda, dayatılan tüm ayrıştırmalara karşın bir arada mücadele vurgusu öne çıktı.

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Ankara Üniversitesinde güvenlikler öğrencilerin 10 Ekim pankartını yırttı

10 Ekim’de katledilenler Ankara'da anıldı: Bayrağınız bizim elimizde

10 Ekim Ankara Katliamı pek çok kentte lanetlendi, hayatını kaybedenler anıldı

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir
Berfin TÜRKMEN
Gülüş TÜRKMEN
Antep
Emek Partisi Antep İl Örgütü 10 Ekim Ankara Katliamı'nın 6. yıl dönümünde farklı fabrikalardan işçiler ile "İşçiler Neden Savaşa Karşı Olmalı? Neden Barışı Savunmalı?" başlıklı etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikte Emek Partisi Antep il yöneticisi Abdullah Çiloğlan konuşmasının ardından işçiler söz aldı.
AYNI ŞEYLERİN YAŞANMAMASI İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ
Savaşın devlet ve egemenler tarafından yürütülen kirli bir oyun olduğunu ifade eden Çiloğlan, "Savaşlar, işçileri emekçileri bölmek için, onları birbirine düşmanlaştırmak ve buradan kendi sınıf çıkarlarına uygun politikalar hayata geçirmek üzere kullandıkları bir şey" dedi. Çiloğlan 10 Ekim'e gidilen sürece değindi: "7 Haziran seçimlerini kabul etmeyen Erdoğan iktidarı, IŞİD'in önünü açarak ülkenin her yerinde bombaların patladığı bir döneme soktu ülkeyi. Biliyorsunuz Antep'te de bir düğün gecesi bomba patlatıldı, 1 Mayıs'a giderken bomba patlatıldı" Çiloğlan günümüzde de savaş atmosferinin halen sürdüğüne değinerek, "Bugüne gelirsek işsizlik hat safhada. Çalışanlar da geçinemez durumda. Ve yine savaş yaklaşıyor. Çünkü hükümet oy kaybediyor. Aynı şeylerin tekrar yaşanmaması için peki biz işçiler ne yapacağız? Tıpkı 10 Ekim'de mitinge gidenlerin yaptığı gibi biz işçilere emekçilere düşen de savaşa hayır demek, bunun için mücadele etmek. Savaşlarda işçiler emekçiler olarak biz canımızı malımızı evlatlarımızı kaybederken onlar hep kazanıyorlar, kar etmeye devam ediyorlar" dedi.
"KİME KARŞI SAVAŞTIĞINI BİLMEDİĞİN BİR YERDE NASIL SAVAŞACAK İNSANLAR?"
Ardından işçiler söz aldı. Güven Boya'da çalışan bir işçi, "Bizim fabrikada işçileri siyasi farklılıklar sendikal mücadele sürdürdüğümüz dönemde ayırmadı. Ailemizden çok birbirimizi görüyoruz. Siyaset de konuşuyoruz fabrikada. Suriye Savaşı'ndan gelenler için iyi konuşulmuyor. İşimizi elimizden aldılar diyor kimi işçiler. Ama bizim başımıza gelse ne yaparız? Kime karşı savaştığını bilmediğin bir yerde nasıl savaşacak insanlar?" dedi.
"SAĞLAM BİR MUHALEFET OLSA SAVAŞ TEZKERELERİNE GERİ ADIM ATTIRABİLİRDİ"
Ardından konuşan bir dokuma işçisi ise Antep'in Suriye'deki savaştan en çok etkilenen şehirlerden biri olduğunu söyleyerek, "Antep, sanayisi geniş olan bir şehir. Gelen Suriyeliler çalışmaya başladığında en çok patronlar faydalandı. Suriyeli işçiye yarı fiyat teklif ettiler. Mecburen çalışmak zorunda kaldılar. Bizim fabrikada da Suriyeli dokumacılar var. Patron, pazar mesaisinde ücretleri düşürdüğü için gitmedik. Suriyeli işçiyi arıyor patron, sen gel çalış diyor. Ama Suriyeli işçi 'hayır arkadaşlarım gelirse ben de gelirim' diyor. Yani sınıfını biliyor" diye ekledi. Savaşların işçileri bölmek için de bir araç olduğunu ifade eden dokuma işçisi, " İşçileri işyerinde ayırmaya çalışıyorlar. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Suriyeli... Bizim savaşımız sınıf savaşı olmalı. İşçi sınıfının savaşı, iktidar savaşı olmalı. Paylaşım savaşlarına karşı çıkmadığımız sürece bu yola giremeyiz. Mesela iyi bir muhalefet olsa Suriye'ye, Libya'ya askerleri göndermeyebilirdi. Geçmişte bunlar oldu, savaş tezkeresine karşı güçlü bir muhalefet geri adım attırmıştı" dedi.
BİRLEŞİRSEK KAZANIRIZ VURGUSU ÖNE ÇIKIYOR
Eski bir Angel Halı işçisi ise kendi fabrikalarında yaşadıklarını anlattı: "Bu senenin dördüncü ayında Angel Halı işçileri olarak işten atıldık. 'Sendikaya giderseniz polis gelecek hapse düşeceksiniz' dediler. Korkutmaya başladılar. Toplam 63 kişi olarak fabrikayı dize getirdik. Bize diyorlar ki sendikalı olma. Sendika sayesinde sesimizi duyurduk, alacaklarımızı aldık." Geçmişte AKP üyesi olduğunu söyleyen işçi, "Ben önceden AKP üyesiydim ama bu süreçte bizim yanımızda olanlar Emek Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve HDP oldu. Diğer herkes biz sizi arayacağız dedi. Ama aramadılar. Şu an hedef belli tek adamlık. Bir yere kadar beraber yürüyoruz dediler, sonra hadi kardeşim dediler. İnsanları kullanıp sonra tekmeyi vuruyorlar. Diyeceğim şu ki: Biz birleşirsek kazanırız yoksa sırtımıza çıkmaya devam edecekler" dedi.
Suriyeli bir saya işçisi ise " İşçinin Türkü, Kürdü, Suriyelisi olmaması lazım. Emekçiyiz biz. Birlikte hareket etmemiz lazım. Suriyeli işçileri de böyle ikna edeceğiz. Bizim haklarımız var, bunları anlatmamız lazım. Korkuyorlar Suriyeliler ama biz artık yıllardır buradayız. Burada da haklarımızı talep etmemiz lazım. Bunları anlatmamız lazım." dedi.
"HAKSIZLIĞA UĞRAMADAN ÖRGÜTLENMEMİZ LAZIM"
Uzun süre Merinos Fabrikasında çalışmış bir işçi de söz aldı. Merinos işçisi, "Sermaye sınıfına para sayma makinesi, işçilere emekçilere zikirmatik. Kapitalizmin bize verdiği bugün Türkiye'de bu. Bugün Antep'te işçi arkadaşımız ne yapmak zorunda kalıyor? Tazminatını alamadığı için iki silonun arasına çıkıp intihar girişiminde bulunuyor. Bizim haksızlığa uğramadan önce örgütlenmemiz lazım." dedi.
Son olarak konuşan Abdullah Çiloğlan kendi fabrikasındaki duruma değinerek, "Benim elime geçen aylık para 3500 lira. Ama patronun benim sırtımdan günde kazandığı para en az 6000 lira. Biz her an sömürülüyorsak hiç beklemeden de örgütlenmemiz lazım" diye ifade etti.
Evrensel'i Takip Et