11 Ekim 2021 14:56
/
Güncelleme: 12 Ekim 2021 03:01

Işık Baykurt: Fakir Baykurt tek bir damar değil; hangi damarı tuttursak o damardan konuşabiliriz

Zeliş IRMAK
İstanbul

Kız Çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü ilan edildi. Eğitim hakkı, beslenme, yasal haklar, kadına yönelik şiddet ve zorla evlilik konuları özellikle bugün, dünya çapında gündeme taşınır.

11 Ekim aynı zamanda usta yazar ve eğitimci Fakir Baykurt’un ölüm yıl dönümü. 1999’da hayatını kaybeden Fakir Baykurt’u konuşmak üzere aradığımız kızı Işık Baykurt ile sohbetimiz önce Dünya Kız Çocukları Günü ile ilgili oluyor.

Fakir Baykurt’un eserlerinin hâlâ güncel olduğunu belirten Işık Baykurt, Tırpan’ı hatırlatıyor:

“Bugün Tırpan eserini anmakta yarar var. Tırpan’ın ilk basımı 1970 yılında yapılmış, hâlâ basılıyor. 51 yıl sonra da hâlâ okunuyor. Babamın böyle bir özelliği de var. Eserleri güncel. Bugün de küçücük kızlar okuldan alınıyor, istismara uğruyor, evlendiriliyor. Çocuklar işçi olarak çalıştırılıyor.”

Usta yazar, Tırpan romanında bir köyde yaşayan ve zorla evlendirilmek istenen Dürü’nün yaşadıklarını anlatır. Dürü, farklıdır. Baykurt, Dürü’yü güçlü bir karakter olarak yazar. Dürü, zorla evlendirildiği için yaşamına son vermez, mücadele eder. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla bir okuma önerisi de sunmuş olalım.

ESERLERİ HÂLÂ GÜNCEL

Işık Baykurt, babası Fakir Baykurt’un eserlerinin hâlâ güncel olduğunu anlatırken Yılanların Öcü’nden de bahsediyor:

“Yılların Öcü’nün ilk baskısı 1958. Yunus Nadi roman Ödülü’nü alıyor. Jüri ise şampiyonlar ligi gibi. Halide Edib Adıvar, Orhan Kemal, Behçet Necatigil, Haldun Taner'in de aralarında bulunduğu bir jüri… Hepsinin oyunu alarak birinci oluyor.

Yılların Öcü, Karataş’ta, Irazca’nın evinin önüne köyün zengini Haceli’nin ev yapmasından yola çıkıyor. Irazca’nın başkaldırısıyla başlıyor konu. Bugün de aynı şeyleri görmüyor muyuz? Kentsel dönüşümde yaşananlar, gereksiz kamulaştırmalar ya da Kanal İstanbul… Hâlâ aynı şeyleri konuşuyoruz. Bu eserler hâlâ güncel işte.”

FAKİR BAYKURT ÇOK YÖNLÜ BİR İNSANDI

Köy enstitüsü mezunu, Türkiye Öğretmenler Sendikasının (TÖS) kurucu başkanı Fakir Baykurt eğitimciliğiyle de öne çıkan bir yazar.

Bu yönünü ise kızı Işık Baykurt şöyle anlatıyor:

“Babam aynı zamanda öğretmen örgütçüsü, öğretmen lideri. Öğretmenler sendikası kurucusu. Bir boykot yapıyorlar, üç gün. Büyük bir eğitim yürüyüşü yapıyorlar Tandoğan Meydanı’nda. Bu sebeple yargılanıyorlar. TÖS Davası sürerken kamuoyu baskısıyla af yasası çıkıyor. Ancak babam o kadar kararlı ve dik duran bir insan ki af kapsamına girmeyi reddediyor. ‘Bu davanın sonuçlanmasını bekliyorum, biz beraat edeceğiz’ diyor ve beraat ediyorlar. Babamın öğretmenler arasında da saygınlığını korumasının en büyük nedeni bu duruşu.”

Fakir Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere Almanya'ya gidiyor ve Duisburg şehrine yerleşiyor.

“Babam çok yönlü bir insandı. Yıllar sonra Almanya’ya gidiyor, orada da uluslararası bir kimlik kazanıyor. Öğretmenliğe de dönüyor Almanya’da. Orada Evrensel gazetesinde yazmaya başlıyor” diyen Işık Baykurt, Fakir Baykurt’un aynı zamanda barış mücadelecisi olduğunu söylüyor ve Barış Derneği üyesi olduğunu hatırlatıyor.

Gerek yazın hayatı gerek örgütlü hayatı çok yoğun geçen Baykurt’u çocukları çok az görüyordu:

“Babamı çok az gördüğümüz zamanlardı. Onunla geçirdiğimiz saatler en değerli saatlerdi. Babam öldüğünde 42 yaşındaydım. 42 yılımın yaklaşık yarısı babamdan ayrı geçti. Geriye bakınca bir duruyor insan. Ama böyleydi o dönem. Babam yargılandı, tutuklandı. Ama bugün de hâlâ babalarını bekleyen çocuklar var, ne yazık ki.” Babası ile az görüştüklerinin bir örneği de fotoğraflarda ortaya çıkıyor. Haber için beraber oldukları bir fotoğraf istediğimizde Işık Baykurt, babası ile fotoğrafı olmadığını söylüyor. Çiğli Belediyesinin düzenlediği ödül törenine gittiğinde “Babamla bir fotoğrafım olsun” diyerek Fakir Baykurt’un panodaki fotoğrafının yanına geçiyor ve böylece babası ile bir fotoğrafı oluyor.

“EV ANAYASASI HAZIRLAMIŞTIK”

Babaları Fakir Baykurt ile geçirdikleri zamanların en değerli zamanlar olduğunu söyleyen Işık Baykurt, kısa zamanlarda dahi babalarından çok şey öğrendiklerini ve ev yaşamında daima söz haklarının olduğunu anlatıyor:

“Babamın sohbetlerinden öğreniyorduk. Eve konuk geldiğinde beraber masaya biz çocuklar da otururduk, sohbetlerine katılırdık. Annem, babam rahat çalışsın diye uğraşırdı. Ev anayasamız vardı bizim. Biz çocuklar olarak ciddi kazanımlar elde ederdik.”

“İNSANLIĞIN GÖZÜNÜN ARDINDAKİ KARANLIĞI KİTAP VE KÜTÜPHANE AYDINLATIR”

Babasının 22’nci ölüm yıl dönümü sebebiyle Fakir Baykurt sitesinde yayımladığı yazıda şöyle bir alıntı yapıyor Işık Baykurt:

“Babam anlatırdı. ‘Elektrik çok büyük bir buluş. Gözümüzün önünü aydınlatıyor, çevremizi ne güzel görüyoruz. Ama ya insanlığın gözünün ardındaki karanlık? Orası nasıl aydınlanacak? İşte burada kitap ve kütüphane devreye giriyor.’”

Konu kütüphaneye gelmişken, İstanbul Avcılar Belediyesinin Fakir Baykurt Kütüphanesi açacağı bilgisini de hatırlatıyor Işık Baykurt.

Baykurt, İzmir Çiğli Belediyesinin düzenlediği ve bu yıl ikincisi gerçekleştirilen 2021 Fakir Baykurt Roman Ödülü’nü “Büyümek İstedim” isimli dosyası ile Ali Balkız’ın kazandığını da söylüyor.

Fakir Baykurt’un dolu dolu geçen hayatından kısaca bahseden Işık Baykurt ekliyor:

“Dolayısıyla babam tek bir damar değil; hangi damarı tuttursak o damardan konuşabiliriz babam hakkında. Gülen gözlü bir dev idi babam.”

Kitapları hâlâ baskı yapan, satılan, okunan bir yazar Fakir Baykurt. Işık Baykurt’un da sık sık hatırlattığı gibi, eserlerindeki konular hâlâ güncel. Fakir Baykurt gerek eserleri gerek mücadele hayatıyla öğretmeye ve yol göstermeye devam ediyor.

Evrensel'i Takip Et