13 Ekim 2021 09:48

İzmir BB'nin hatasını anlaması on yıl sürdü: Tehlikeli cüruf tesisi kapatılıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Foça'da tehlikeli atık sınıfındaki cüruflardan bordür, parke taşı ve yol dolgu malzemesi üreten tesisi kapatma kararı aldı.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Foça'da tehlikeli atık sınıfındaki cüruflardan bordür, parke taşı ve yol dolgu malzemesi üreten tesisi kapatma kararı aldı. Bu cüruf tesisine karşı açılan davada cürufların "tehlikeli atık" olduğunu ortaya koyan TÜBİTAK raporunu tahrif ederek tehlikeli atık tanımını "tehlikesiz atık" diye tesislere 'olur' veren bilirkişi heyetindeki üç profesörün, bu son gelişmeye karşı ne diyecekleri merak konusu. On yıl boyunca tehlikeli atıklardan bu tesislerde üretilen malzemelerin nerelere serildiği ve bunların sağlığa etkileri de ayrı bir tartışma konusu olacak.

TESİSLER ON YILDIR RUHSATSIZ ÇALIŞIYORMUŞ!

İzmir’in Foça ilçesine bağlı Ilıpınar, Kozbeyli ve Yeniköy mahalleleri arasındaki cüruflar İzmir'in kuzey ormanlarının ve sulak alan özelliğindeki bir mevkiiye depolanıyordu. Yörede yaşayan yurttaşlar yıllardır tehlikeli atık sınıfındaki bu cürufların kullanılmaması ve tesislerin kapatılması ile ilgili mücadele ediyordu. Bölgede depolanan bu cürufların hali hazırda kaç milyon ton olduğu bile bilinmezken, İBB yıllardır o bölgedeki tesislerinde tüm uyarılara rağmen bu cüruflardan bordür, parke taşı ve yol dolgu malzemesi üretimine devam ediyordu. Aradan geçen yıllar, dava konusu edilen tesisle ilgili gelişen hukuki süreç ve bölgedeki ekoloji mücadelesinin ısrarlı takibi sonrası nihayet İBB'den olumlu bir adım geldi. İBB Belediye Encümeninde görüşülen konu sonrası tesislerin ruhsatsız olduğu da ortaya çıktı. İBB'den yapılan açıklamaya göre belediye encümeni, Gölyüzü mevkisindeki cüruf depolama tesisinin, sunduğu bilgi ve belgelerin aksine geri dönüşüm değil bertaraf amaçlı depolama yaptığı, işyeri açma ve çalışma ruhsatının olmadığı, çevre ve insan sağlığı açısından sakıncalı olduğunu belirterek faaliyetten men edilmesini istedi. Karar firmaya tebliğ edilmesinin ardından tesislerin kapatılacağı dile getirildi.

İBB: "ZAMANLA ÇEVRESEL ETKİLERİ ÖNEMLİ HALE GELDİ"

Konuya dair bir açıklama yapan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yıldız Devran Aliağa'da Türkiye'nin en büyük kapasiteli demir çelik üretim tesislerinin bulunması nedeniyle buradaki cüruf oluşumunun kaçınılmaz olduğunu ileri sürdü. Devran, “Tabi ki bu cürufların belli çevresel etkiler gözetilerek ve alanları rehabilite ederek cüruf depolanması veya kazanılması mümkün. Bu tesis de yaklaşık 10 yıl önce faaliyete geçti. Faaliyet konusu olarak cürufların geri kazanımları yapılacağı yönünde taahhütler verildi. O dönem depolama yapmayacağı için depolama kodları belirtilmemişti. Depolanacak malzeme miktarı ile ilgili sınırlama getirilmemişti. Dolayısıyla herhangi bir geri kazanım yapılmadan yıllarca sürekli bir depolama yapıldı. Bu da zaman içerisinde ciddi sorunlar doğurdu. Yüksek toz miktarı nedeniyle yaşanan sorunların yanı sıra bölgede yangınlar sık sık çıkmaya başladı. Yani çevresel etkileri önemli hale geldi” dedi. Devran, kapatmanın ardından işletme tarafından alanın düzgün bir şekilde rehabilite edilmesi, ağaçlandırılması ve çevreye kazandırılması gerektiğini ifade etti.

"BİLİRKİŞİ SAHTEKARLIĞI" TEKRAR GÜNDEME GELECEK Mİ?

TÜBİTAK'ın bölgede milyonlarca ton bulduğunu belirttiği cürufların "tehlikeli atık" olduğuna dair raporuna rağmen İBB ve bölgedeki fabrika sahipleri bu cürufların yol yapımı için dolgu malzemesi, bordür ve parke taşı yapımı ile eritilmesini öngören ortak bir projeye geliştirmişlerdi. İBB’nin o zamanlar “Cüruf sorununa çevreci çözüm” diye övünerek sahiplendiği ve bölge patronlarından da övgüler aldığı bu uygulamada, bu atıkları "tehlikeli atık" olarak sınıflandıran TÜBİTAK raporu ise görmezden gelinirken atıklarla ilgili aralarında Memenen Belediyesi, Menemen Ziraat Odası, EGEÇEP gibi kurumların açtığı davada ise skandal bir bilirkişi raporu verilmişti. Dosya sunulan bilirkişi raporunu "tehlikeli çarpıtma" başlığı ile haberleştiren Evrensel, çeşitli üniversitelerden üç profesörün imzasını taşıyan raporda TÜBİTAK’ın raporunun tahrif edilerek, “Tehlikeli atık” cümlesinin “Tehlikesiz atık” diye yazıldığı ortaya koymuştu. EGEÇEP tarafından, Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Ayşegül Pala, aynı üniversitenin Maden Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Turan Batar ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Prof. Dr. Musa Avcı'dan oluşan bilirkişiler hakkında “Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu”nu işlemekten yapılan suç duyurusu ile ilgili ise başsavcılık “ifade sehven yazılmıştır” diyerek takipsizlik kararı vermişti. 

ÖNCEKİ HABER

Türk lirasının erimesiyle eylül ayında yabancılara yapılan konut satışı rekor kırdı

SONRAKİ HABER

Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç: 1 hekime 100 kovidli hasta düşüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa