2050’de Türkiye’nin kıyıları sular altında kalacak
Climate Central'in araştırmasına göre 2050’de Türkiye’de deniz kıyısındaki birçok kent ve proje aşamasındaki nükleer santrallerin bulunduğu alanlar sular altında kalma riskiyle karşı karşıya.
Fotoğraf: Pixabay
Özer AKDEMİR
İzmir
İklim merkezi Climate Central tarafından yapılan bir araştırmaya göre deniz seviyesinin yükselmesinin uzun vadeli etkileri gözler önüne serildi. Araştırmada yüzlerce video simülasyonu içeren bir dizi materyal kullanılarak dünyanın hangi bölgelerinin gelgit çizgisinin altında kalacağını gösteren küresel harita çıkarıldı. Haritanın Türkiye’yi ilgilendiren kısmında ise deniz kıyısında bulunan birçok ilimizin ve özellikle yapımı devam eden ya da proje aşamasında olan nükleer santrallerin bulunduğu alanların sular altında kaldığı görülüyor.
TÜRKİYE’DE NÜKLEER SANTRAL ALANLARI SULAR ALTINDA
Haritada Türkiye’ye bakıldığında, deniz seviyesindeki artıştan İstanbul boğaz hattı, Karadeniz sahil yolu, İzmir Karşıyaka, Akyaka, Dalyan ve Yumurtalık Lagünü’nün de aralarında bulunduğu birçok yerin sular altında kalacağı dikkat çekiyor. Haritaya göre 2050 yılında halen nükleer santral kurulma çalışması süren Mersin Akkuyu’nun kıyı kesimleri deniz suları altında kalıyor. Yine nükleer santral projesi bulunan Sinop İnceburun’un da yükselen deniz suları altında kaldığı görülüyor.
NERELER SULAR ALTINDA KALACAK NERELER HÂLÂ KURTARILABİLİR?
Çalışmaya göre Paris İklim Anlaşması’nın iddialı hedeflerine ulaşılması durumunda, deniz seviyesindeki yükselmenin kabaca yarı yarıya azaltılacağı ileri sürülüyor. Climate Central’ın kıyı riski tarama aracında sunulan yeni interaktif harita, dünyadaki hemen hemen her kıyı topluluğu için gelecekteki potansiyel deniz seviyesi çizgilerini karşılaştırırken, bir taraftan da gezegenin insan faaliyetleri tarafından ne kadar ısındığına bağlı olarak kurtarılabilecek veya sular altında kalacak toprakları farklı renklerle gösteriyor.
GELECEĞİ KURTARMAK İÇİN FIRSAT PENCERESİ GİDEREK KAPANIYOR
Climate Central, küresel ısınmanın daha düşük veya daha yüksek seviyelerde sınırlandırıldığı farklı senaryolar altında etkileşimli bir dünya haritası yayımladı. Araştırma, deniz kıyısındaki şehirlerin gelecekte yaşayacağı kayıpların sadece yükselen denizlerle sınırlı tutulması için fırsat penceresinin giderek kapandığını gözler önüne seriyor. Environmental Research Letters’ta yayımlanan araştırma 1-12 Kasım’da İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenecek BM COP 26 iklim müzakerelerinin sonuçlarına da göndermeler yapıyor. Bu müzakereler sonucu şekillenecek iklim eylemlerinin uzun vadede hangi bölgeleri kurtarabileceği, hangilerinin kaybolabileceği gibi iddialı öngörüler de bulunuyor. Çalışmaya göre bugün bir milyar kişiye ev sahipliği yapan yüzlerce kıyı şehri ve kıyı bölgesi ise tehdit altında.
BUGÜN UYGULANAN POLİTİKALARIN GELECEK NESİLLERE ETKİSİ
Google Earth verileri ve görüntüleriyle desteklenen bu araştırma, dünya çapında 200’den fazla kıyı noktasında gelecekteki su seviyelerinin kesin bir şekilde resmedilmesini sağlıyor. Deniz seviyesinin yükselmesinin uzun vadeli etkilerine yönelik öngörülerden oluşan çalışmaya göre, yüksek emisyonların deniz seviyesinin yükselmesi üzerindeki 200 ila 2000 yıl arasında değişen çok yüzyıllık etkilerine bakılıyor. Çalışma iklim krizi gerçeği karşısında bugün uygulanan politikaların gelecek nesiller için ne anlama geldiğini de yansıtıyor.