14 Ekim 2021 00:35

"Kuryenin ekmek kavgası, patronun para sevdası"

Ellerinde paketleri zamana karşı yarışıyor kuryeler. Tepelerinde ‘puan sistemi’... ‘Hızlı ve sıcak’ yetişmek için kendilerini de tehlikeye atıyorlar...

Fotoğraf: Nevra Uçkaç/DHA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Türkiye’de motorlu kuryelerin sayısı son yıllarda rekor hızla artıyor. Artık her yerdeler. Kimi yemek, kimi ilaç kimi evrak taşıyor. ‘Hız ve puan’ baskısı gün boyu trafikte iki teker üstünde giden motokuryeler canından oluyor. Sadece mart 2020’den mayıs 2021’e kadar geçen sürede 237 kurye hayatını kaybetti. Siparişle canı arasında kalan kuryeler “Kuryenin ekmek kavgası, patronun para sevdası ölüme sebep oluyor” diyor.

ACIMASIZ ÇARK

Pizzacılardan, kebapçılardan, marketlerden, fırınlardan, bankalardan, eczanelerden ve daha nicesinden fırlayan kuryeler ellerinde poşetlerle şehrin caddelerine yayılıyor... 1 milyona yaklaşan sayıları ile motokuryeler (Son verilere göre sayıları 982 bin ancak sadece 100 bini kayıtlı) varlar ama aslında yoklar. Çünkü kayıt dışılar. Sayı her geçen gün büyüyor, çünkü hazır gıda ve paket servisi pazarı büyüyor. Bugünlerde pazar payının 5 milyon doları geçtiği konuşuluyor. Bu büyük pay kuryeleri de acımasız bir çarkın içine bırakıyor. Zamanla yarışan kuryeler, siparişi teslim etmek için hayatından oluyor. Sayılar da ne yazık ki bunu doğruluyor. Sadece mart 2020’den mayıs 2021’e kadar geçen sürede 237 kurye hayatını kaybetti. Üstelik bunlar yalnızca yansıyanlardan kayıt altına alınabilenler. Gerçek ise görünenden daha korkunç. Yaralananların sayısı yok bile. İlknur Köksal ve Settar Yurdakul gibi...

‘DÜN BEN YARIN BAŞKASI...’

Çiçek ustasıyken işsiz kalan 50 yaşındaki İlknur Köksal salgın döneminde motokuryeliğe başladı. 7 Mart 2021’de kaza yaptı, bacağı kırıldı, kafasına darbe aldı, doktor ‘Dizlik olmasa bacağın kopardı’ dedi. 1 hafta hastanede kaldı, şimdi evde. Yedinci ay bitti ama hâlâ topallayarak yürüyor, kulağındaki ödem de iyileşmedi, kalıcı hasar olacak mı belirsiz...

“27 Ocak 2021’de Antalya’da motokuryelik yaparken motoruna minibüs çarpan ve beyin kanaması geçiren arkadaşımız vardı, ondan sonra çözüm istedik. Yok. Şimdi ben, yarın başkası. Bu bile hepimizin başına aynı şeyin gelebileceğini gösteriyor” diyor başlarken. Sonra da kendi durumunu anlatıyor: “7 ay bitti, ne arayan ne soran var tabii. İş göremezlik ödeneği aldım ama başka da bir şey yok. Ağrısının-sızısının yanında psikolojisinin bozulması, maddi zorluklar cabası. Şimdi işsizim. Etrafımızdaki insanların desteği olmasaydı çok daha zor durumda kalacaktım.”

ÇARPAN ARAÇ KAÇTI, KURYE BEYİN KANAMASI GEÇİRDİ

Yaklaşık 8 yıldır motokuryelik yapan Settar Yurdakul’a 5 Ekim günü araç çarptı. Çarpan araç kaçtı, Yurdakul yoğun bakıma alındı. 3 günün sonunda yoğun bakımdan çıktı, hâlâ hastanede. Hastane odasında ulaşıyoruz Yurdakul’a, kaza günü yaşananları “Paketimi devrettim dönüyordum, ışıklarda beklerken bir araç geldi bana çarptı, kafamı parçaladı” diye anlatıyor. Çalıştığı firmadan soran eden yok tabii, hastane masraflarını da kendisi karşılıyor. “Dernek başkanlarımız, kurye arkadaşlarımız yardımcı oldu. Ben de zamanında onlara destek olmuştum. Şimdi onlar bana oluyor” diyor ve ekliyor: “Sonra muhtemelen başka arkadaşlarımız... Yani bizim aslında kimsemiz yok işte; kendimiz, arkadaşlarımız ve ailemizden başka. Bu kadar güvencesiziz.”

MÜHENDİSİ, PRATİSYEN HEKİMİ...

Çok çeşitli meslek gruplarına mensup olanların kuryeliğe başladığını anlatıyor Settar Yurdakul: “Mühendis olup kuryelik yapanlar var, tıp okumuş, pratisyen hekimlik yapan aynı zamanda akşam kuryelik yapanlar var. Gerekçesi çok ama en başta işsizlik. Salgınla birlikte çığ oldu işsizlik. Eee burada da pazar büyüyor, insanlar kendini kuryeliğe attı. Bir de tabii yetmeyen ücretler... İnsanlar can pahasına yapıyor bu işi.”

Tam da onlardan biri işte İlknur Köksal. Settar Yurdakul’un dediklerinin tasdiki gibi İlknur Köksal’ın anlattıkları: “50 yaşındayım ben, 2 de kızım var. Normalde çiçek ustasıyım, aranjman falan yapıyorum. Eşimin işyeri de kapandı pandemide, işte kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği falan derken... Zaten zordu, ben zaten motor kullanıyordum, işsiz kalmamak için kuryelik yapmaya başladım.”

CANI İLE SİPARİŞ ARASINDA...

Açıyorsunuz interneti, motokurye diye yazdığınızda karşınıza onlarca hatta yüzlerce firma çıkıyor. Adları değişik değişik... Ortak noktaları vadettikleri: “Hızlı, güvenilir, sıcak...” Ellerinde paketleri zamana karşı yarışıyor kuryeler. Tepelerinde ‘puan sistemi’… ‘Hızlı ve sıcak’ yetişmek için kendilerini de tehlikeye atıyorlar. Hız sınırı, dikkat, güvenlik önlemi... Ne varsa es geçiliyor. İlknur Köksal’dan dinleyelim: “Firmalar birbiri ile rekabet etmek için bizi hiç düşünmüyor. Müşteriler de aslında. Firma ‘Hızlı götür’ diyor, müşteri ‘Sıcak getir’ diyor. Eee biz... Ben mesela yağmurlu havada yağmurluk giymişim, ensemden su girmiş, suratımdan sular akıyor. ‘Aaa yağmur mu var’ diye soruyor mesela ama sonra altına yazıyor, ‘Sıcak gelmedi’ diye. Puan düşünce prim kesen yerler var. İşte ondan olmamak için sen de basıyorsun. Ya da hani ‘Süresinde gelmezse siparişin bedava’ kampanyaları var ya onlardan yararlanmak için binbir numara yapanlar da var. Sorun çok. Bir de biz motorlu taksi gibi olduğumuz için firmalar ‘Nasılsa elimizin altında fazladan kurye var’ diyor. Geçenki kazadan sonra hani, ‘Haber değeri yok ki’ demişti ya biri. Kuryelerin yaşadıklarının özeti aslında... Canı ile sipariş arasında kurye. Canının değeri yok ki haber değeri olsun... Ölüm oluyor geçiyor, bazen haber bile olmuyor. Olsa değişmiyor, bir sonrakine kadar aynı. İnsanın bu kadar değersiz olduğunu bilmesi ağrına gidiyor biliyor musunuz? Bir kurye arkadaşımız demişti ‘Kuryenin ekmek kavgası, patronun para sevdası ölüme sebep oluyor’ diye. Aslında özeti budur.”

BİZİM BİRBİRİMİZDEN BAŞKA KİMSEMİZ YOK!

Kuryeler uzun süredir artan sorunları için bir araya geliyor, çeşitli görüşmeler, eylemler yapıyor. Settar Yurdakul da Çanakkale 1915 Çanakkale Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı. Hem kazaların yaşanmaması hem de çalışma koşullarının düzelmesi için canla başla çalışanlardan. Çalışma koşulları ile ilgili sayısız sorun yaşadıklarını anlatan Settar Yurdakul “Ama” diyor: “Onları konuşmaya başlayamıyoruz bile, can derdinden.”

Sonra da devam ediyor: “Pandemiden önce bu kadar kurye yoktu. Herkes kendi alışverişini kendi yapıyordu. Marketine, eczanesine, bankasına, lokantasına kendi gidiyordu. Çok nadir kuryeden istiyordu. Ama pandemi döneminde herkes evinde kaldı, motokuryeler hariç, onlar evinde kalamadı. Sayı da katlanarak arttı. Şu anda öyle bir alışkanlık oldu ki marketlere giden yok. Bütün süpermarketlerin hizmetlerini biz veriyoruz, müşterilerin alışverişlerini biz yapıp teslim ediyoruz. Yani bizim işimiz birdi, yüz oldu. İş arttı, yetiştirme baskısı arttı. Bakıyorsun internete, bir dolu yer var, ‘En hızlı biz getiririz’ vs. diyen. Hem iş hem yetiştirme baskısı hem de kazalar arttı. Aslında bir tarafta firmanın zaman baskısı, öbür tarafta müşterinin puan baskısı... İkisinin arasında zamanla yarışan kurye. Ve canından olan... Benim başıma geldi, şanslıyım hayattayım, başka bir sürü arkadaşımın da başına geldi. Aslında tüm kuryeler aynı risk ile karşı karşıya. İşte sadece son bir yılda 200’ün üzerinde ölen kurye sayısı. Biz dernek olarak bunlar yaşanmasın diye uğraşıyoruz. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok çünkü.

KADIN OLUNCA…

Bir de kadın olmak var tabi. Bir kadın olarak motokurye olmanın ne demek olduğunu anlatıyor İlknur Köksal. “Kuryelik ‘erkek mesleği’ olarak bilinir ya. Kadın olunca katlanıyor sorunlar. Özellikle sıkıştırmalar, aynama çarpanlar, çarpacakmış gibi yanından geçenler. Bir keresinde gece saat 10-11 gibi sipariş bırakıyorum, sıkıştırdılar, sağa doğru yanaştım. İyice sıkıştırdılar, yolda doğal gaz çalışması var, yarılmış yol. Arka koltukta oturanlardan biri camdan çıkıp beni iteledi, sağa kaçınca da araya girdi tekerlek, düştüm. Ooo daha neler neler” diyor bitirirken.

PANDEMİDE EN AZ 237 KURYE ÖLDÜ: DAHA NE OLMASI LAZIM?

Ölümle burun buruna kalırken baskı, mobbing, düşük ücret, sigortasızlık, uzun çalışma saatleri gibi birçok sorunla karşı karşıya kalan kuryeleri temsil eden Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyonu, uzun süredir motokuryelerin sorunlarının çözülmesi için çalmadık kapı bırakmadı. Biraz yorgun, biraz da kırgın Federasyon Başkanı Çağdaş Yavuz: “Bakın sadece mart 2020’den mayıs 2021’e kadar 237 kurye arkadaşımız öldü. Bize veri falan veren de yok. Biz toplaya toplaya ulaştık bu rakama. 20 liralık paket için canımızdan oluyoruz. Olmasın artık dedik, bütün siyasilerin kapısını çaldık, Çalışma Bakanlığına, Ticaret Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına, Ulaştırma Bakanlığına gittik. Hangi kapıyı çalsak herkes bizimle çok ilgileniyor. Ama iş yapmaya geldiği zaman... Yöntemlerini söylüyoruz, kısa yolunu anlatıyoruz, çözüm de koyuyoruz ortaya... ‘Kızım not al, oğlum not al’ diyorlar. Sonra, sonrası yok. Sonrası kapı duvar. Hiç kimse bir şey yapmıyor. Görüşmeden öteye gidemiyor. Maalesef sesimiz duyulmuyor. İşte sonra ne oluyor, kuryeye vurup öldüren ‘Haber değeri yok’ diyor. Der, yok çünkü. Olsa da en fazla 1.5 dakikalık haber oluyor. Bir umudumuz kalmadı siyasetçiler umudumuzu bitirdiler.”

Sadece kapı kapı dolaşmadı kuryeler, eylemler yaptı, dilekçeler verdi. Ama orada da sonuç yok. İsyan ediyor adeta buna Çağdaş Yavuz: “Hiçbir şey değişmedi. Daha vahimleşiyor. Ya daha ne olması lazım bizi duymaları için 10 bin kişinin ölmesi mi gerekiyor. Ya da çok muhterem bir kişinin yeğeninin falan ölmesi gerekiyor anca o zaman çözülür.”

YETER Kİ ÇÖZÜM İSTENSİN...

Peki sorun ne, nerede eksik var, neyin çözülmesi lazım.

“3 federasyon 25 derneğimiz var. Her ilde de temsilci arkadaşlarımız var. Biz 81 ilde yayıldık. Artık ölmek istemiyoruz, çözüm için de elimizi taşın altına koymaya hazırız” diyor Çağdaş Yavuz ve tek tek anlatıyor:

  • Öncelikle mesleğimiz tehlikeli iş sınıfına alınmalı. Sonra hız puanlaması kaldırılmalı. Sonra da daha sistematik düzenlemeler yapılmalı.
  • Mevzuatta açık var. Bakın B sınıfı ehliyeti olan kişiler 50 cc’ye kadar motor kullanabiliyor. Ruhsatını 50 cc olarak çıkarıp sonra da gidip onu sanayide 80 cc’ye yükseltiyor. Bunu anlamak için teste sokmak lazım, yapan var mı yok? Bu açıklığı tespit den firmalar oradan yürüyor. İnsanlar işsiz, mecburlar... Ne oluyor, o 50 cc’lik motorla arterlere çıkıyor. Oysa bu motorların normalde gerekirse yolları uzatması, ama arterlere çıkmaması lazım. Ama o zaman da yetiştiremiyor. Sonrası kaza... Dikkat edin bütün kaza haberleri de arterlerde gerçekleşiyor. İşte bu konuda bir denetim şart, bir standart getirilmeli
  • Sadece motor meselesi değil, kuryelik bir meslek olarak tanımlanmalı, bunun eğitimi olmalı. Bakın kurye ne yapacağını, kendine nasıl güvenli alan oluşturacağını bilmeli. Şu an federasyon olarak mesleki yeterlilik belgesi veriyoruz. Bu belgenin Türkiye’de de zorunlu hale gelmesi gerekiyor. Bunun eğitimi verilmeli. Ve denetlenmeli.
  • Devletin Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF) diye resmi bir kurumu var. TMF’nin şu andaki Başkanı Bekir Yunus Uçar. Kendisi aynı zamanda Milli Piyango’nun da başındaki kişi. Çift maaşlılardan yani. TMF’nin alt biriminde bir Motosikletli Daire Başkanlığı kurulsa mesela. Denetlese, sorunları çözmek için girişimde bulunsa, yazı yazsa, eğitimleri organize etse. Bu daire başkanlığı bu meslek adına düzenlemeler yapsa.  Şartlar, kanunlar, yasalar getirse, önerse. Yani çözüm için adım atılsa biz hazırız, üstümüze düşeni yaparız...
ÖNCEKİ HABER

Yazar Selim İleri hastaneye kaldırıldı

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen: Doçentlik Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklere dava açtık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa