13 Ekim 2021 21:15
Son Güncellenme Tarihi: 14 Ekim 2021 21:58

Vergi düzenlemesine dair kanun teklifi TBMM'de kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda, Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi iki gündür yapılan görüşmeler ve oylama sonucu kabul edildi.

Fotoğraf: Raşit Aydoğan/AA

Paylaş

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda, Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nde üç bölümde  yer alan maddeler kabul edildi. İki gündür süren görüşmelerde muhalefetin maddelere dair çok sayıda önerisinin AKP ve MHP'li milletvekillerince reddedilmesi dikkat çekti.

Bugün teklifin üçüncü bölüm görüşmeleri de sona erdi. İYİ Parti Grup Başkanvekili D. Müsavat Dervişoğlu, “Çiftçilere yönelik düzenleme önemli ve yerinde. ÖTV ve gibi bazı ürünlerin vergi oranının arttırılması yetkisinin Cumhurbaşkanlığı’na verilmesini kabul etmiyoruz. Varlık şirketine uygulanan vergi muafiyetine karşı çıkıyoruz. Hem komisyon hem de Genel Kurul aşamasında yapıcı eleştirilerimiz dahi kabul edilmeden, geçiriliyor. Acele hazırlanmış, palyatif çözümler Meclis’ten geçiriliyor. Teklifin geneli üzerinde İYİ Parti oyumuzun rengi rettir” dedi.

Genel Kurul’da yapılan oylamada kanun teklifi 247 kabul oyuna karşı 44 ret oyuyla kabul edildi.

BİR MADDE DEĞİŞTİRİLDİ

Genel Kurul’da kabul edilen önergeyle "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri üzerinden gelir elde eden mükelleflerin verecekleri yıllık gelir vergisi beyannameleri, işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın şubat ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar vermelerine" ilişkin madde düzenlemeden çıkarıldı. Teklife yeni madde ihdası yapıldı. Gelir Vergi Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile ret ve iade edilecek.

Bu düzenlemeden yararlanmak için vazgeçilen davalarla ilgili daha önce verilmiş ve kanun yolu tüketilmemiş kararlar uyarınca, taraflara tebliğ edilip edilmediğine bakılmaksızın işlem yapılmayacak, idarece de açılmış davalar sürdürülmeyecek, faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmeyecek, hükmedilmişse ödenmeyecek. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunanların iade talepleriyle ilgili olarak bu hüküm uygulanmayacak.

2 ÖNERGE KABUL EDİLDİ

Kabul edilen diğer bir önergeyle, 3 bin 600 liradan fazla vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilanın, Gelir İdaresi Başkanlığı veya ilgili idarenin resmi internet sitesinde de duyurulabilmesine imkan tanınıyor. Bu konudaki usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınıyor.

Öte yandan başka bir önergeyle yıllık gelir vergisi beyannamesinin mart ayında verilmesine devam edilmesi sağlanıyor.

MUHALEFETİN PEK ÇOK ÖNERİSİ KABUL EDİLMEDİ

İki gündür süren görüşmelerde muhalefetin maddelere dair çok sayıda önerisinin AKP ve MHP'li milletvekillerince reddedilmesi dikkat çekti. Kanuna dair muhalefet cephesinden yapılan konuşmalarda, ekonomik kriz, Pandora belgeleri, TÜGVA’dan çıkan yolsuzluk gündeme geldi.

ESNAF BÜYÜKŞEHİRDE İSE YARARLANAMAYACAK

Birinci madde üzerinde HDP, CHP ve İYİ Parti tarafından önerge verildi. Değişiklik önergesi veren CHP grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, “Basit usulün vergi dışı bırakılmasına bir itirazımız yok ancak bu maddedeki düzenleme bu hâliyle eksiktir. Gelir Vergisi Kanunu'nun basit usulün hududu başlıklı 51'inci maddesinde kimlerin basit usulden yararlanamayacağı açıklanmıştır. Maddenin 12'nci bendinde basit usulden yararlanamayacak olan mükelleflerin belirlenmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir. Bu kapsamda, yine Gelir Vergisi Kanunu'nun 51'inci maddesine ilişkin olarak Bakanlar Kurulu kararına göre büyükşehir belediye sınırlarında alım, satım ve imalat faaliyetlerinde bulunan mükellefler basit usulden yararlanamamaktadır. Aynı iş hacmine sahip 2 esnaftan büyükşehir belediye sınırlarında olanlar basit usulden yararlanamazken diğer illerde olanlar yararlanabilmektedir” dedi.

48 BİN ŞİRKET İFLAS ETTİ

Girgin, Türkiye'de yüzde 21,7'lik büyüme olduğu söylenen bu dönemde en az 61 bin esnaf kepenk kapattığını, 2021 yılının Ocak-Ağustos aylarında ise 48 bin şirket ve gerçek kişi ticari işletmesi de iflas ederek kapandığı verilerini paylaştı. Girgin, “Bunun sorumlusu kim? Sizsiniz. Türkiye'de bir kriz vardır ve bu krizin sebebi ne zincir marketlerdir ne soğandır ne patlıcandır, sorumlusu AKP'dir, tek adam sistemidir” dedi.

PEKÖZ: BİRAN ÖNCE GERÇEKLERLE YÜZLEŞİN

Sanal medya platformu için getirilen düzenlemeye dair önerge veren HDP grubu adına söz alan Adana Milletvekili Kemal Peköz, “Bu düzenleme genel anlamıyla olumlu olmakla birlikte, vergi adaleti açısından ciddi sakıncalar içermektedir çünkü vergilendirme dilimi olarak yüzde 15'lik bir dilim seçilmiştir. Oysaki kamu emekçileri, kamuda çalışan ya da işçi olarak emekçilerin çalıştıkları dönemlerde 8'inci aydan itibaren vergilendirme yüzde 20'lik bir dilim içerisine verilmektedir. Dolayısıyla, burada bir adaletsizlik söz konusudur, bunun giderilmesi lazım. İktidara bir an önce gerçeklerle yüzleşmesi ve Türkiye'deki yoksulluğun, sefaletin üzerine gitmesi ve bunun için bir çözüm aramasını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.

"KENDİ KOYDUĞUNUZ KANUNLARI ÇİĞNEDİNİZ"

Üçüncü maddeye ilişkin önerge veren İYİ Parti grubu adına söz alan Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, şunları söyledi: “3 milyon civarında çiftçimize 600 milyon liralık, tabiri caizse, vergi indirimi geliyor ya da verdiğimiz desteklerden artık vergi almayacağız. Ancak, iktidar olarak yanlışınız nerede? 2006 yılında çıkardığını ‘Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz’ maddesini on beş yıldır çiğniyorsunuz. On beş yılda çiftçilerimize vermeniz gereken 222 milyar lirayı vermediniz, gasp ettiniz. Çiftçilerimizin Ziraat Bankasına, özel bankalara, hatta diğer tüccara, Tarım Krediye toplam borcu da aşağı yukarı bu miktarda. Bir de diyorsunuz ki ‘Biz çiftçiyi çok seviyoruz’ Haydi oradan! Çiftçiyi seven, emeği seven, nasırlı elleri seven hakkını yer mi, hukukunu çiğner mi?​”

MAÇİN: KÜRT KÖYLERİNE AYRIMCILIK YAPILIYOR

HDP Urfa Milletvekili Nusrettin Maçin de, Urfa ilinde 20 köy ve 3 muhtar derneğiyle Eylül ayı içerisinde görüştüğünü belirterek, şunları aktardı: “Tarımsal sulamada su Kürt köylerine dönüm başı 250 TL iken Arap köylerine 90 TL'den veriliyor. Bunun iki nedeni var: Bir, Kürt düşmanlığı; ikincisi, yandaş ve kutuplaştırma siyasetidir. Yine, Suruç'un Perepere köyü ve ona bağlı 15 köyün su seviyesi yüksek olduğundan dolayı su evlerin içine sızıyor. Suruç, birçok köy bu durumda, soruna el atan yok arkadaşlar. Toplumun isyan noktasına gelmesinin temel nedeni iktidarın yolsuzluk, rüşvet ve ranta bulaşmış olmasıdır, sarayın akıl almaz harcamalarıdır. Hâlâ 128 milyar doların hesabını vermediniz. Ticaret Bakanınız Bakanlığa kendi aile şirketinden dezenfektan sattı, bunun hesabını vermediniz.”

ÇEPNİ: PİŞKİNLİK İMPARATORLUĞU

Hiçbir korkunun halk korkusuna benzemediğini vurgulayan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ise, “AKP'li yıllarda belki de tarihte eşi benzerine çok az rastlanır bir yolsuzluk, hırsızlık düzeni inşa edildi. Bir kere, en başında pişkinlik imparatorluğu bu. Bakın, şimdi de karşımıza TÜGVA çıktı, hemen öncesinde Pandora karşımıza çıktı hatta bunlara bile gelmeden düşünün ki bakanların içerisinde olduğu yolsuzluklar ortaya serildi. İçişleri Bakanı, ‘suç işleri bakanı’ uyuşturucu trafiklerinin, yolsuzluğun bizzat içerisinde olduğu ortaya serilmesine rağmen bu Bakan bırakın bunlara yanıt üretmeyi öğrencileri ‘terörist’ ilan etmekten başka yapacak hiçbir işi yok. Yani 5'li çete, yandaşlar ve benzeri, bunlara gelmeden iktidarın kendisi bu sistemin doğrudan içerisinde” sözlerini sarf etti.

Teklifin birinci ve ikinci kısmındaki maddeler oylanarak kabul edildi. Bunun ardından TBMM Başkanvekili Haydar Akar, alınan karar gereği birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

KABUL EDİLEN DÜZENLEME İLE NELER DEĞİŞİYOR?

Genel Kurulda kabul edilen önergeyle "Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri üzerinden gelir elde eden mükelleflerin verecekleri yıllık gelir vergisi beyannameleri, işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın şubat ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar vermelerine" ilişkin madde düzenlemeden çıkarıldı.

Teklife yeni madde ihdası yapıldı. Gelir Vergi Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile ret ve iade edilecek.

Bu düzenlemeden yararlanmak için vazgeçilen davalarla ilgili daha önce verilmiş ve kanun yolu tüketilmemiş kararlar uyarınca, taraflara tebliğ edilip edilmediğine bakılmaksızın işlem yapılmayacak, idarece de açılmış davalar sürdürülmeyecek, faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmeyecek, hükmedilmişse ödenmeyecek. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunanların iade talepleriyle ilgili olarak bu hüküm uygulanmayacak.

Kabul edilen diğer bir önergeyle, 3 bin 600 liradan fazla vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilanın, Gelir İdaresi Başkanlığı veya ilgili idarenin resmi internet sitesinde de duyurulabilmesine imkan tanınıyor. Bu konudaki usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınıyor.

Öte yandan başka bir önergeyle yıllık gelir vergisi beyannamesinin mart ayında verilmesine devam edilmesi sağlanıyor.

Teklifin kabul edilen maddelerine göre, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kazançları, gelir vergisinden istisna tutulacak.

"Küçük esnaf" olarak ifade edilen ve 850 bin civarında olan bu mükellef grubunun kazançlarının istisna edilmesiyle yıllık beyanname vermemeleri sağlanacak.

Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası getirilecek. Buna göre, internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden istisna tutulacak. Bu istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye'de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şart olacak.

Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla yüzde 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve Gelir Vergisi Kanunu'nun "muhtasar beyanname" ve "vergi tevkifatının yatırılması" başlıklı maddelerindeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlü olacak. Bu tutar üzerinden ayrıca tevkifat yapılmayacak.

Mükelleflerin, düzenleme kapsamı dışında başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel olmayacak.

İstisnaya ilişkin şartların taşınmadığının tespit edilmesi halinde eksik tahakkuk etmiş olan vergi, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunacak.

Cumhurbaşkanı, düzenlemedeki tevkifat oranını her bir faaliyet türü için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, bir katma kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkili olacak.

Tarım sektörü ve çiftçilerin desteklenmesi için kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan destekleme ödemeleri, gelir vergisinden istisna tutulacak ve bu ödemelerden herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacak.

Yıllık beyanname ile bildirilen gelir üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi, mart ve temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenecek.

Düzenlemeyle cari vergilendirme döneminin ilk dokuz ayı, üçer aylık dönemler itibarıyla geçici vergi dönemleri olarak belirlenecek. Buna göre, cari vergilendirme dönemi içindeki üç, altı ve dokuz aylık periyodlar üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi dönemleri kabul edilecek. İlgili takvim yılı veya hesap döneminin son üç aylık dönemi ise geçici vergi dönemi kapsamında sayılmayacak, madde kapsamındaki mükellefler tarafından bu dönem için geçici vergi beyannamesi verilmeyecek.

ELEKTRONİK ORTAMDA VERGİ DAİRESİ KURULABİLECEK

Vergiye uyumlu mükelleflerin vergi indirimden yararlanma koşulu olan "indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki iki yılda haklarında tarhiyat yapılmamış olması" koşulu, yapılan tarhiyatların kesinleşmesine bağlı olacak.

Söz konusu süre içinde kesinleşen tarhiyatın indirim tutar sınırının yüzde 1'inden az olması durumunda da indirimden yararlanma şartları ihlal edilmemiş sayılacak.

Yapılan tarhiyatın indirimden yararlanıldıktan sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan indirimin mükelleften geri alınmasına ilişkin hüküm, madde metninden çıkarılıyor. Kesinleşmiş tarhiyat bulunmaması kuralı, vergi beyannameleriyle sınırlandırılacak.

Fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesi kurulabilecek. Elektronik ortamda kurulan vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenerek mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini temin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki veriliyor.

Gelir İdaresi Başkanlığının görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanların ortak ve yöneticileri de öğrendikleri sırlar ve gizli kalması gereken diğer hususlar açısından yasaklara, bu görevlerinden ayrılsalar dahi uymak zorunda olacak.

Yabancı memleketlerde bulunan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatlar, Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmeksizin, vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklar tarafından doğrudan yurtdışı temsilciliklerine gönderilecek.

Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi ve mükellefiyet türü ile düzeltmeye konu tutarı ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak düzeltme yetkisinin devredilmesi ile düzeltmenin bağlı olunan vergi dairesi dışındaki vergi daireleri tarafından yapılmasına izin vermeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak.

UZAKTAN İNCELEME

Ticari faaliyetlerin icrasında değişen iş yeri kavramı, vergi incelemesine taraf olan mükelleflerin büyük çoğunluğunun elektronik defter ve belge kullanması, dijital olarak veri depolama olanaklarının çeşitlenmiş olması, incelemelerin daha çok teknolojik ekipmanlar kullanılmak suretiyle yapılması, inceleme süreçlerinin dijital ortama taşınması gibi gelişmelerin "uzaktan incelemeyi" mümkün hale getirdiği gerekçesiyle, teklifle, vergi incelemesinin uzaktan yapılabilmesine yönelik düzenlemeler yapılıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, mükelleflerin bildirmeye mecbur olduğu bilgilerin, kamu kurum ve kuruluşları tarafından Bakanlığa yazılı veya elektronik olarak bildirilmesi durumunda, bu bildirimi mükellefler tarafından yapılmış bildirim olarak kabul etmeye, bu şekilde kabul edilecek bildirimleri faaliyet konusu, gelir unsuru ile mükellefiyet, vergi, iş yeri ve şirket türlerini ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak tespit etmeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak.

Fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, Hazine ve Maliye Bakanlığının Ticaret Bakanlığı ile müştereken veya kendisi tarafından belirlediği usul, esas ve süreler dahilinde söz konusu defterler için berat alınması veya defterlerin onaylanması tasdik hükmünde sayılacak; berat alınması ve onay işlemlerinde belirlenen usul, esas ve sürelere uyulmaması halinde ise defterlerin tasdik ettirilmemiş sayılacak.

Mükelleflere kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgelerin vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılması uygulaması kapsamına elektronik belge olarak düzenlenmesi gereken belgeler de dahil ediliyor.

Yararlanılması, yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibrazı şartına bağlanan muafiyet, istisna, zarar mahsubu ve benzeri konularda, tasdik raporunun gerekli süre içerisinde ibraz edilmemesi durumunda, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilecek ve bu süre içinde verilmesi halinde tasdik raporu zamanında verilmiş sayılacak.

TEKLİFİN İKİNCİ KISMI

Genel Kurul'da kabul edilen teklifin ikinci kısmında yer alan maddelere göre; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler ile defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, söz konusu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları mallar için işi yapana veya malı satana imzalatacakları gider pusulası düzenleyecek. Vergiden muaf esnaf için düzenlenen gider pusulası, bu kişiler tarafından verilmiş fatura hükmünde olacak. Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenlenecek, bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılacak.

Kanun teklifiyle bazı durumlarda gider pusulası yerine kabul edilebilecek belgelere ilişkin düzenlemeler de hayata geçiriliyor. Bu kapsamda maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler ile Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilecek; bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek kalmayacak. Bu madde, düzenlemenin yayım tarihini takip eden ayın başında yürürlüğe girecek.

Düzenlemeyle söz konusu Kanun'a, "elektronik defter beratı" ve "elektronik muhasebe fişi" tanımları ekleniyor. Buna göre, elektronik defter beratı, elektronik ortamda tutulan defterlere ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen standartlara uygun bilgileri içeren ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanmış elektronik dosya; elektronik muhasebe fişi ise şekil hükümlerinden bağımsız olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen standart ve içeriğe uygun olarak elektronik ortamda düzenlenen, imzalanan, muhafaza ve ibraz edilebilen muhasebe fişine ait elektronik kayıtlar bütünü şeklinde tanımlanıyor.

Teklifle, mükelleflerin defter ve belgelerini elektronik ortamda ibraz edilebilmesine imkan sağlanırken, vergi mahremiyetine ilişkin hükümlerin elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilen mükelleflerin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanması imkanı getiriliyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığınca, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin, mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanmasının yanı sıra mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla ibraz edilmesine de izin verilmesi veya zorunluluk getirilmesi için yetki veriliyor.

MALİYET BEDELİNE DAHİL EDİLECEK GİDERLER

Düzenlemeyle Vergi Usul Kanunu'ndaki iktisadi kıymet değerlerinin değerleme ölçütleri arasına "alış bedeli" de ekleniyor.

İktisadi kıymetlerin değerleme ölçüsü olarak dikkate alınan "maliyet bedeli" tanımına girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı sayılarak söz konusu Kanun'a dercediliyor. Böylece uygulamada tereddütlere neden olan, maliyet bedeline zorunlu veya ihtiyari olarak dahil edilmesi öngörülen giderler sayılarak maliyet bedelinin nelerden oluştuğunun açıklığa kavuşturulması hedefleniyor.

Buna göre, iktisadi kıymetin, iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla doğrudan ilgili gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri; iktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla doğrudan ilgili resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri; iktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler; iktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri ile gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler, maliyet bedeline dahil edilecek.

Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecek. Mükelleflere, iktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılmasıyla ilgili özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu, maliyet bedeline dahil edebilme veya genel giderler arasında gösterebilme serbestliği getiriliyor.

Teklifle, Kanun'a değerleme ölçüsü olarak eklenen "alış bedeli", bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanıyor. Buna göre, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesiyle ilgili diğer giderler alış bedeline dahil edilmeyecek.

YENİDEN DEĞERLEME ORANI

Vergi Usul Kanunu'nda yapılan değişiklikle "Enflasyon düzeltmesi, yeniden değerleme oranı ve yeniden değerleme" başlığı düzenleniyor. Buna göre, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını TL dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç, enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları, kanun teklifinde belirlenen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilecek.

Yeniden değerleme yapılacak yılın ekim ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yİ-ÜFE'de meydana gelen ortalama fiyat artış oranı, yeniden değerleme oranı olarak dikkate alınacak. Kendilerine özel hesap dönemi tayin olunan mükellefler için özel hesap döneminin başladığı takvim yılına ait oran esas alınacak. Geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılacak değerlemede esas alınacak yeniden değerleme oranı ise bir önceki yılın kasım ayından başlamak üzere; 3, 6 ve 9'uncu aylarda bir önceki 3, 6 ve 9 aylık dönemlere göre Yİ-ÜFE'de meydana gelen ortalama fiyat artış oranı esas alınmak suretiyle belirlenecek.

Yeniden değerlemede iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek şekilde bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilecek.

İktisadi kıymetlerini bu fıkra kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam edecek.

Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulacak.

Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde, bunlara isabet eden pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulacak.

Her yılın yeniden değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilecek. Yeniden değerlemenin herhangi bir yıl yapılamamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı daha sonraki yıllarda geçmiş dönemlere ilişkin yeniden değerleme yapılamayacak.

Hesap dönemi içinde aktife giren iktisadi kıymetler için aktife girdiği hesap döneminde, yeniden değerleme yapılmayacak. Bu düzenleme 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girecek.

Belge basımıyla ilgili bildirim görevini belirlenen sürede yerine getirmeyen ya da bildirimi eksik, hatalı yapan matbaa işletmecilerine 1400 lira özel usulsüzlük cezası uygulanacak.

Dileyen mükellefler, amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar, gün esasına göre amortisman ayırabilecek.

Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri, 365 ile çarpılacak. Mükellefler, belirlenen faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla belirleyebilecek. Bu süre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin 2 katını ve 50 yılı aşamayacak. Mükellefler bu tercihlerini, iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla kullanacak. Bu şekilde belirlenen amortisman süresi ve oranı, izleyen dönemlerde değiştirilemeyecek.

Amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra bu hesaplama şeklinden vazgeçilemeyecek.

Teklifle, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlunun ödemediği dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami bir tutar belirlenerek, bu konudaki belirsizlik gideriliyor. Protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş ve 3 bin lirayı aşmayan alacaklar, şüpheli alacak sayılacak. Şüpheli alacak hükümleri, işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilecek.

Teklifle, amortismana tabi malların satılmasında mevcut uygulamadaki tereddütlü hususlar gideriliyor.

Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa, satıştan doğan kar, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek. Bu süre içinde satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kar, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kar ve zarar hesabına eklenecek.

Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı ile ziyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, bilanço esasına göre defter tutan mükellef tarafından üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilecek.

Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere, iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin ayrılacak amortismanlarına mahsup edilecek. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunacak.

Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında; cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 5. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın; kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren 2. yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde 50, usulsüzlük cezası yüzde 25 oranında artırılarak uygulanacak. Artırım tutarı kesinleşen cezadan, kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda tutar itibarıyla en yükseğinden fazla olamayacak.

Kağıt ortamında yapılan, tutulan kayıt ve defterlere yönelik olarak kayıt nizamına ilişkin hükümlere uyulmaması durumunda kesilecek cezalar ile elektronik kayıt ve defter uygulamalarındaki kayıt nizamına uyulmaması fiillerine uygulanacak cezaların aynı mahiyette olması ve bu fiillere karşılık olarak birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi temin edilerek uygulamada yaşanan tereddütler giderilecek.

Teklifle gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlara bağlı olarak özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi temin edilecek.

Tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun, belirlenen sürede ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilecek.

Belge basımıyla ilgili bildirim görevini belirlenen sürede yerine getirmeyen ya da bildirimi eksik veya hatalı yapan matbaa işletmecilerine 1400 lira özel usulsüzlük cezası verilecek.

Özel usulsüzlük cezası, bildirimin belirlenen sürenin sonundan başlayarak 30 gün içinde yapılması ya da eksik veya hatalı yapılan bildirimin aynı süre içinde tamamlanması, düzeltilmesi durumunda yarı oranında uygulanacak.

Yeminli mali müşavir tasdik raporunun belirtilen sürede ibraz edilmemesi durumunda, tasdik raporu ibraz şartı getirilen mükellef adına 50 bin liradan az ve 500 bin liradan fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın yüzde 5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek.

İhtilafların azaltılması ve vergisel süreçlerde etkinliğin artırılması için 5 bin Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin uzlaşma talep edilebilmesi ve bu tutarı aşmayan usulsüzlük cezaları içinse Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen indirim oranının yüzde 50 artırımlı olarak uygulanması sağlanıyor. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Merkez Bankasında iki başkan yardımcısı ve bir PPK üyesi görevden alındı

SONRAKİ HABER

Dersimli kadınlardan eylem: Her alanda kız kardeşlerimizin yanında, tacizcilerin karşısındayız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa