Irak’ta seçim yeni, düzen eski | Siyaset Bilimci Dr. Arzu Yılmaz değerlendirdi
“Seçimlere katılım konusunda Kürdistan Bölgesi’ndeki durum Irak’tan farklı değil. Dolayısıyla insanların siyaseti sorunların çözüm zemini olarak görmemesi yönüyle bu sonuç önemli…”
Fotoğraf: AA
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Irak’ta yüzlerce kişinin öldürüldüğü "işsizlik ve yoksulluk" protestolarının ardından Iraklılar ilk kez sandık başına gitti. Yapılan erken genel seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre, Şii lider Mukteda Sadr'ın partisi 69 sandalye elde ederek 329 sandalyeli parlamentoya en kitlesel katılım sağlayacak parti oldu. 33’ü Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) olmak üzere Kürt partiler parlamentoya 61 vekil gönderdi. Irak Yüksek Seçim Komiserliği, seçimlere katılım oranını yüzde 41 olarak açıkladı.
Irak’ı yakından takip eden Hamburg Üniversitesi Siyaset Bilimci Dr. Arzu Yılmaz ile Irak seçimlerini konuştuk. Bazı parti ve koalisyonların sandalye sayısını artırmasına rağmen aldıkları oyların düştüğüne vurgu yapan Yılmaz, “Irak’ta yaşanan sorunların oluşacak yeni parlamento dengesiyle çözülmesinin zor olacağını gösteriyor. Dolayısıyla, Irak’ta yeni seçimle de eski düzen devam edecek demek mümkün” değerlendirmesinde bulundu.
Seçim sonuçlarını Irak Kürdistan Bölgesi siyasetinde yakın dönemde yeni muhtemel krizlerin bir göstergesi olarak gören Yılmaz, sorularımızı yanıtladı.
Irak’ta 2019 sonunda yüzlerce kişinin ölümüne yol açan işsizlik, yolsuzluk karşıtı protestolar gerçekleşti. Bu seçim ise protestoların ardından yapılan ilk genel seçim oldu. Genel değerlendirmeniz nedir?
Bu tam da sözünü ettiğiniz gösteriler nedeniyle alınan ve bir erken seçim kararıydı. Göstericilerin, Irak’ta işlevsiz kalan sorunlara çözüm üretemeyen daha da önemlisi bir yolsuzluk mekanizmasına dönüşen siyasi düzenin değişmesi talebini karşılamak üzere bu seçim gündeme geldi. Bu çerçevede, bir de yeni seçim sistemi Irak Meclisinden geçti. Amaç, siyasi sistemi kitleyen mezhep, çıkar, silahlı güç ya da yabancı devlet destekli koalisyon yapıları dışında kalanların da Irak Meclisinde temsil edilebilmesini sağlamaktı. Nihayetinde, bugün resmi olmayan rakamlara göre 30 bağımsız aday ve 5-6 yeni parti Irak parlamentosuna girme şansı elde etmiş görünüyor. Fakat seçime katılım oranı ve bu seçimlerde bazı parti ve koalisyonların sandalye sayısını artırmasına rağmen toplam aldıkları oylardaki düşüş, Irak’ta yaşanan sorunların oluşacak yeni parlamento dengesiyle çözülmesinin zor olacağını gösteriyor. Dolayısıyla, Irak’ta yeni seçimle de eski düzen devam edecek demek mümkün.
Resmi olmayan ilk sonuçlarına göre en fazla oyu Şii din adamı Mukteda Sadr'ın partisi aldı. Sadr partisinin seçimi kazanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadr’ı rakiplerinden ayıran en önemli özellik Irak siyasetinin belirlenmesinde yabancı devletlerin hem askeri hem siyasi müdahalesine açıkça ve güçlü bir şekilde karşı olmasıydı. Bu durum göstericilerin de en önemli taleplerinden biriydi. Seçim sonuçları bu damarın parlamentoda güç kazandığını gösteriyor. Zira öte yandan İran’ın desteğiyle Irak siyasi ve askeri alanında hareket eden Fetih koalisyonu seçimlerde büyük bir yenilgiye uğradığını görüyoruz. Fakat bu tablo içinde, örneğin, İran Devrim Muhafızları Komutanı İsmail Gani’nin seçimin hemen ertesi günü Bağdat’ta boy göstermesi de Irak’ta işleyişin seçim sonuçlarına göre öyle hemen kolayca değişmeyeceğini de gösteriyor.
"ABD BAŞKANI BIDEN SEÇİMLERİ ETKİLEDİ"
ABD Başkanı Joe Biden, ABD ordusuna bağlı muharip güçlerin yıl sonuna kadar Irak'tan ayrılacağını Irak Başbakanı Mustafa Kazımi ile görüşmesinin ardından açıklamıştı. Söz konusu açıklamanın seçimlere bir etkisi oldu mu? Ortaya çıkan sonuç ABD için ne ifade ediyor?
Bence oldu ve açıkçası olumlu bir etkisi oldu diyebiliriz. Zira Sadr’ın başarısında ya da Fetih’in yenilgisinde bu açıklamanın yansımaları görülebilir. Iraklılar kendi ayakları üzerinde durma iradesine dair önemli bir talep ortaya koydu. Bu aslında ABD’nin özellikle İran’ın Irak’taki etkisini kırma politikası açısından avantajlı bir zemin yaratıyor denilebilir. Ama İran’ın bu sonuçlara nasıl bir tepki vereceği, olası bir çatışma ya da şiddet durumunda ABD’nin nasıl bir pozisyon alacağı da gelişmelerin seyrini değiştirebilir.
"İRAN VE TÜRKİYE KARŞI KARŞIYA GELEBİLİR"
Irak seçim sonuçlarını bölge siyasetine bir yansıması olur mu? Özellikle İran ve Türkiye açısından…
Bu etki seçim sonuçlarına bağlı nasıl bir hükümet kurulacağına bağlı. Eğer Sadr’a bağlı bir Başbakan ve kabine kurulursa bu her iki ülkenin en başta askeri olarak Irak’taki mevcudiyetiyle ilgili ilişkilerde kriz yaratabilir. Hükümetin seçim sonuçlarından çok hangi siyasi dengeler üzerinden kurulacağı bu açıdan önemli. Ama her halükarda başta Kürdistan Bölgesi olmak üzere ve ileride özellikle tartışmalı alanda Türkiye ve İran’ın karşı karşıya gelmesi ihtimal dahilinde diyebiliriz.
"SONUÇLAR KÜRDİSTAN BÖLGESİNDE YAŞANACAK MUHTEMEL KRİZLERİN GÖSTERGESİ"
Seçim sonuçlarını Kürdistan Bölgesi açısından değerlendirecek olursanız neler ifade edersiniz?
Seçimlere katılım konusunda Kürdistan Bölgesi’ndeki durum Irak’tan çok farklı değil. Dolayısıyla, en başta söylenmesi gereken insanların siyaseti sorunların çözüm zemini olarak görmemesi yönüyle bu sonuç önemli. Bir diğer önemli konu ise Kürdistan İslami Birlik (Yegırtu) dışında tüm partilerin oylarının, bu arada Irak parlamentosunda sandalye sayısını artırmayı başaran KDP de dahil, neredeyse yarı yarıya düşmüş olması. Bu açıdan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Goran’ın özellikle bir hezimet yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Hiç kuşkusuz bu sonuçlar Kürdistan siyaseti açısından yakın dönemde yaşanması muhtemel krizlerin bir göstergesi. Bu bağlamda, örneğin, Duhok’taki seçim sonuçlarına ayrıca değinmek gerektiğini düşünüyorum. Zira, KDP’nin hem Kürdistan Bölgesi’nde Süleymaniye ve Germiyan gibi hem tartışmalı alanda Ninova, Şengal ve Kerkük gibi yerlerde gösterdiği başarıya rağmen, her zaman çok güçlü olduğu Duhok’ta oylarının yüzde otuzdan fazla bir oranda düştü. Ben bu sonucun üç temel dinamiğe bağlı olduğunu düşünüyorum.
"DUHOK BİR ANLAMDA KDP’YE ‘SARI IŞIK’ YAKTI"
Bu üç temel dinamiği açar mısınız? Duhok sonuçlarına ilgili değerlendirmenizi nedir?
Birincisi, 2014 sonrası Duhok en fazla göç alan şehir oldu. Hem Irak içinde yerinden edilenler hem Suriye Kürdistanı’ndan gelenlerle beraber Kürdistan Bölgesi’nde yaklaşık 1,5 milyon mültecinin büyük çoğunluğu Duhok’a yerleştirildi. Bunun coğrafi yakınlığa olduğu kadar, KDP’nin tercihlerine bağlı nedenleri vardı. Çünkü KDP güvenlik açısından Duhok’ta kontrolü daha iyi sağlayacağını varsaydı. Fakat bu durum Duhok’ta siyasi baskının olağanüstü artmasına da neden oldu. Bir de buna ekonomik sorunlar eklenince anlaşılan Duhok bir anlamda KDP’ye ‘sarı ışık’ yaktı. İkincisi ise Türkiye’nin askeri operasyonlarının büyük ölçüde Duhok sahasında cereyan etmesinin yarattığı sorunlar. Örneğin, Duhok kırsalında neredeyse hayatı sürdürmeyi imkansız kılacak bir savaş durumunun yaşanması. Bir üçüncüsü ise bu operasyonlara bağlı olarak Kürtler arasında yaşanan gerilimin ve özellikle KDP ve PKK arasında zaman zaman çatışmaya varan durumların Duhokluların gözünün önünde gündelik hayatının tam ortasında cereyan etmesi. Bu bölge tarihsel olarak, coğrafi olarak ve özellikle son otuz yıldır siyasi olarak Kürtler arasındaki ilişkilerin seyrinin en önemli sahası olageldi. Ve Duhok’taki seçim sonuçları gösteriyor ki taban bu son süreçte yaşananlara tepkili. Tepkileri, geçersiz oy pusulalarına düşülen notlarda görmek mümkün. Duhok özelinde bir de şu farklılığa vurgu yapmak yerinde olacaktır. Seçimlerde aşiretler Duhok sahasında diğer alanlara göre daha etkin. Oy oranlarını bireysel tercihlerin yansıdığı göstergeler olmanın ötesinde aşiretlerin siyasi iktidara yaklaşımı açısından da değerlendirmek gerekir. Ve bu çerçevede söz konusu tepkilerin aşiretler üzerinden de okunması önemli diye düşünüyorum. Fakat seçim sonuçlarını daha büyük fotoğraf ölçeğinde okumak gerekirse hiç kuşkusuz KDP’nin tartışmalı alanın Irak parlamentosunda temsilinde kazandığı güce dikkat çekmek gerekiyor. Buna bağlı olarak önümüzdeki dönemde 16 Ekim 2017 sonrası Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Kerkük ve Şengal’e dönüşü en önemli konu başlıklarından biri olacaktır diyebiliriz.