18 Ekim 2021 00:20

Günlük kazanıp hayata her gün sıfırdan başlıyorlar | Yoksulların yemek kuyruğu

“Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar, yiyecek bulamıyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir sorunun olmadığını iddia ettiği Türkiye’de yurttaşlar ücretsiz yemek kuyruğunda bekliyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eda AKTAŞ
Dilek OMAKLILAR
İzmir

İzmir’in Konak ilçesine bağlı Yenişehir ve Hilal mahallelerinde daha çok Romanlar yaşıyor. İşsizliğin ve yoksulluğun derinden hissedildiği mahallelerde yaşayanlar ya haftalık ya da günlük işlerle geçimlerini sağlamaya çalışıyor.

Artan enflasyonla birlikte yapılan zamlarla nasıl geçindiklerini konuşmak için öğlen saatlerinde mahalleye gidiyoruz. Kadınlar ellerinde çantalar ve poşetlerle ya çocuklarını okula götürüyor ya da marketten aldığı birkaç parça eşyayla evine dönüyor. Kahvelerin olduğu sokakta dolaşıyoruz. Orta yaşlı erkeklerin oturduğu kahvelerden, geçimin zor olduğunu ifade edilse de konuşmayı çok tercih eden çıkmıyor.

"İNSANLAR KALICI İŞ İSTİYOR"

Mahallenin genel durumunu öğrenmek için ilk olarak Hilal Mahallesi Muhtarı Ali Pekgökçen ile konuşuyoruz. 46 yıldır muhtarlık yaptığını söyleyen Pekgökçen, en büyük sorunun eğitim ve iş olduğunu dile getiriyor.

“Eğitim seviyesi düşük, zaten iş yok” diyen Pekgökçen, çoğunun okullarda veya camilerde temizliğe gittiğini söylüyor. Mahalledeki uyuşturucu sorununa da değinen Pekgökçen, gençlerin sabit çalışacak iş bulduğu zaman uyuşturucunun da yüzde 90 önüne geçileceğini düşünüyor. Pekgökçen, “Kalıcı bir iş lazım, 3-5 ay çalıştırıp da hadi güle güle sokağa… Ne yapacak o insanlar işi olmayınca? Muhtarlığa başvuranlar da en başta iş istiyor” diyor.

"YAPILAN YARDIMLAR DA BU HAYAT ŞARTLARINDA YETMİYOR"

Pekgökçen, mahalleli için fazla destek paketinin gelmediğini, gelenlerin de bakliyattan ibaret olduğunu ekleyerek, “Eskiden yağ, reçel olurdu, onlar da kaldırıldı. Ama İzmir Büyükşehir Belediye başkanı sağ olsun günlük mahallede 200 kişilik yemek dağıtımı yapıyor. Her iki bayram yiyecek dağıtıyorlar. Kaymakamlığımız da 3 aydan 3 aya ihtiyacı olanlara para veriyor. Ayrıca yaşlılar da maaş alıyor ama bu hayat şartlarında yetmiyor” diyor.Son zamanlarda tüketim maddelerine yapılan zamlarla yaşam koşulların daha da zorlaştığını belirten Pekgökçen, “Büyük marketlerin yaptığı zamlar akıl almaz. Gidiyoruz bir tuvalet kağıdı almaya, 16 TL olan bir hafta sonra 24 TL oluyor. Bir hafta geçmiş arasından, bu ne zam böyle, niye haberimiz yok. Kadınlar anlattı, daha önceden hazır mantıyı 16 TL’ye alıyorlarmış 25 TL olmuş. Bu gibi şeylerin de denetlenmesi lazım” diye konuşuyor.

"BİR SAĞLIK OCAĞINI ÇOK GÖRÜYORLAR"

Yenişehir mahalle ve Hilal mahallesiyle birlikte çevrede yaklaşık 10 bin vatandaşın yaşadığını dile getiren Pekgökçen, en önemli sorunlarından birinin de sağlık ocağı olmaması olduğunu söylüyor. “Bir sağlık ocağımız yapılmıyor. 20 senedir bununla uğraşıyorum, yer gösteriyoruz ama geçiştiriyorlar, bir sağlık ocağını çok görüyorlar buraya. ‘Eşref Paşa Hastanesi var’ diyorlar, ama orası da yeşil kartlıya bakmıyor, bir ara bakıyordu yine kesti. Kahramanlar sağlık ocağına gidiyoruz, arabayla gitsen 40 TL. Bu millet zaten fakir, nereden karşılayacak” diyen Pekgökçen bu taleplerinin karşılanmasını istiyor.

"GEÇİM SIKINTISI OLMASA KİMSE BU DURUMA GELMEZ"

Mahallede yürümeye devam ederken Müsüle Can isimli kadınla başlıyoruz sohbete. Müsüle Can 63 yaşında, emekli. Eşi vefat edince onun da emekli maaşını aldığını, durumunun görece iyi olduğunu söylerken, konu çocuklarına gelince başlıyor geçim sıkıntısını anlatmaya.

Can, “Küçük kızım kirada oturuyor, pandemi de eklenince damat yaklaşık 3 yıldır çalışmıyor. Emekli maaşı var onun da onunla yetinmeye çalıyorlar. Zamlar daha da zorlaştırıyor tabii” diyerek alım gücünün düştüğünü söylüyor.

Can, “300 TL ile dolan araba 700-800 ile anca doluyor. Alışverişi bazen haftalık bazen aylık yapıyorum. 50-70 kuruş olan yumurta 1 lira 30 kuruş olmuş. Bu yumurtayı herkesin alması lazım, çocukların temel gıdası. Evine, 8-10 ekmek giren aileler var, 10 ekmek 20 lira. Hani diğer yemekler, okula giden çocuğun cebine harçlık, ev de kiraysa ne kaldı geriye?​” diyor. Özellikle pandemide intihar eden müzisyenleri hatırlatan Can, “İntihar edenleri, yuvası dağılanları çok gördük. Geçim sıkıntısı olmasa bu duruma gelmez kimse” diyerek konuşmasını bitiriyor.

"HURDAYA ÇOCUKLARIM İÇİN BAŞLADIM, ARTIK TİKSİNMİYORUM"

Hurda topladığını söyleyen Yasemin Çokuyar ile belediyenin dağıttığı yemek kuyruğunda karşılaşıyoruz. 4 çocuğu olduğunu söyleyen Çokuyar, “Geçimimim zorlaştığı için her gün buraya yemek almaya geliyorum, çocuklarımı doyurmak için” diyor.

Hurdadan kazancının 20 ila 50 TL arasında değiştiğini, ne kadar toplayabilirse kazancının o kadar olduğunu söyleyen Çokuyar, çocukları da okula gönderemediğini, yardım malzemesini beklediğini ekliyor sözlerine. En çok çocuklarının okumasını istediğini ve sigortalı iş aradığını ancak bulamadığını belirten Çokuyar, “Bu yüzden de hurda topluyorum. Eşim cezaevinden yeni çıktığı için iş bulamıyor. 4 yıldır çocuklarım için tek başıma mücadele ettim, etmeye de devam ediyorum” diyor.Hurdaya bazen bu mahallede bazen de Çankaya tarafına gittiğini söyleyen Çokuyar, ilk başlarda çok zorlandığını, özellikle kadın olarak sıkıntılar yaşadığını anlatıyor ve ekliyor: “Kadın başına mücadele ettiğin için zor. 4 yılda öğrendim. Başta tiksinerek başladım ama mecburum, çocuklarım için katlandım, artık tiksinmiyorum.”

"GÜNLÜK NE GELİYORSA ONU HARCIYORUZ"

Ardından evinin kapısının önünü yıkayan bir kadınla konuşmaya başlıyoruz. Ev kadını, eşi serbest şoför olan Serpil İlgen’in 2 engelli çocuğu var. İlgen, “Zamlardan çok etkilendim, 50 TL 20 TL oldu, iki şey alıyorsun 50 TL. Evde 4-5 kişiysen yandın. Ben 7 yıl yatalak hasta bakmıştım, o öldükten sonra evdeyim. Ev kira, 1 aylık masraf günlük paraya bağlı, ne geldiği belli değil. Günlük ne kadar alıyorsak o kadar harcama” diyor ve en çok da emekli olabilmeyi istediğini çünkü geçinmenin daha garanti olabileceğini söylüyor.

KADINLARIN ÇOĞU TEMİZLİK YAPARAK GEÇİMİNİ SAĞLIYOR

Yokuş çıkıyoruz. Cezaevi gibi tellerle örülü Şehit Fazıl Bey İlköğretim Okulunun önünde bir grup kadınla karşılaşıyoruz. Çocuklarını bekleyen kadınlara yaklaştığımızda, “Gelin oturun” diyor hemen hepsi. “Biz de dert çok, anlatsak gazeteye sığmaz” diyen kadınların çoğunun günlük temizlik yaparak geçimini sağladığını öğreniyoruz.

Hiçbiri ismini vermek istemiyor, tanınmamak için. Çoğu 18 yaşından önce evlenmiş. Biri söz alıyor, “Ev kadınıyız. Bana kocam, diğerine annesi para veriyor. Eşimin aldığıyla da geçinmeye çalışıyoruz. Ev de kira, 700 TL. İki çocuk var, okuyor. Yetiyor mu, yetmiyor” diyor.

"OKUL MASRAFLARINI TEMİZLİĞE GİDEREK KARŞILAMAYA ÇALIŞIYORUM"

“10 yıldır temizlik işine gider geliriz. Aslında hepimiz öyleyiz” diyen bir başka kadın ise aldıkları ücretlerle geçinmenin zor olduğunu söylüyor. Bir başkasının eşi oto yıkamada çalışıyor, ancak geçim sıkıntısı yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Bizim için ekonomi iyi değil. Okul masraflarını temizliğe giderek çıkarıyorum, 100 TL’ye çalışıyorum.” Kiminle konuşsak günlük kazanıp günlük harcadıklarını belirtiyor. Kadınlar, “Birikim yapma diye bir şey olmaz. Günlük gelenle geçinmeye çalışıyoruz. O da ne kadar olursa işte” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Marmaris'teki Karacasöğüt koyunda yat limanı tahribatı

SONRAKİ HABER

Kocaelili metal işçileri: Hayatımızın özeti borç ödemek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa