Öztrak: Döviz rezervleri ekonomiyi sert dalgalara karşı korur, Türkiye bu korumadan mahrum
CHP Merkez Yönetim Kurulunun ardından açıklamalarda bulunan Parti Sözcüsü Faik Öztrak, hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi.
Faik Öztrak | Fotoğraf: DHA
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Güçlü döviz rezervleri ekonomiyi sert dalgalara karşı koruyan çok önemli bir dalgakırandır. Döviz kurlarında veya piyasadaki dalgalanmalara karşı ekonomik ve finansal istikrarın korunmasına yardımcı olur. Ne yazık ki ülkemiz bugün bu yardım ve korunmadan mahrumdur. Çünkü maalesef elinde kendine ait rezervi kalmamıştır" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Öztrak, toplantının ardından basın toplantısı düzenledi. Öztrak, doların hızla 10 liraya koştuğuna belirterek, "Her gün iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Akaryakıt bayilerinde satılan kalorifer yakıtı son 1 yılda yüzde 82 zam görmüş. Elektriğe son 1 yılda yüzde 29 zam gelmiş, şu sıralarda yüzde 40-45 zam geleceği dillendiriliyor. Benzine ve mazota daha yeni 41 kuruş zam geldi. Ama bugün yarın eli kulağında akaryakıta zamlar yolda. Akaryakıt istasyonları iki haneli yakıt fiyatları için pano ve pompalarda değişikliğe başladı bile" dedi.
"SAVCILARDAN TEK BİR TIK YOK"
Öztrak, TL'nin dışarıdan veya içeriden gelecek rüzgar karşısında savunmasız olduğunu ifade ederek, "Bu hafta İran Merkez Bankası Başkanı, 160 milyon dolar ve 20 milyon avroyu 2017 yılında resmi olmayan yollardan piyasaya sürdüğü için 10 yıl hapis cezası aldı. Aynı cezayı 128 milyar dolarla oranlayın. Milletin 128 milyar doları ortalama 6 lira 30 kuruşla 6 lira 40 kuruştan satıldı. Şeffaf müdahale veya ihale yöntemleri dışında satıldı. Bugün dolar 9,28 kuruş. Ortada korkunç bir kamu zararı var. Ama savcılardan tek bir tık yok. Keser döner sap döner gün gelir hesap döner. Bu 128 milyar doların hesabı da bir gün gelir yargıda mutlaka sorulur. Güçlü döviz rezervleri ekonomiyi sert dalgalara karşı koruyan çok önemli bir dalgakırandır. Döviz kurlarında veya piyasadaki dalgalanmalara karşı ekonomik ve finansal istikrarın korunmasına yardımcı olur. Ne yazık ki ülkemiz bugün bu yardım ve korunmadan mahrumdur. Çünkü maalesef elinde kendine ait rezervi kalmamıştır" ifadelerini kullandı.
"NEDEN BU TABLOYU RAPORLUYORSUNUZ"
Öztrak, Merkez Bankası'na yaptıkları ziyareti hatırlatarak, "Merkez Bankası Başkanı bizim ziyaretimizden sonra çıkmış döviz rezervlerinin nasıl hesaplanacağını konuşmuş; 'SWAP’ları çıkıyorlar, kamu parasını çıkıyorlar; yani eksiye düşürmek için her şeyi çıkıyorlar. Dünyada böyle bir tanımlama yok' dedi. Madem dünyada böyle bir tanımlama yok neden bu tabloyu Uluslararası Para Fonu'na raporluyorsunuz? Tablonun ismi ne? Uluslararası Rezerv ve Döviz Likiditesi Tablosu. Anlaşılan beyler rezerv tablosunun aslını IMF’ye gönderiyor, çakmasını millete pazarlıyor. Peki, bu tablo niye hazırlanıyor? Onu da TCMB’nin kendi yayınından okuyalım: 'Çalışmanın amacı, Türkiye’nin döviz likiditesini göstermesi amacıyla kullanılabilir durumdaki brüt rezervleri ve yabancı para cinsinden kısa vadeli yükümlülükleri tek bir tablo altında derlemek ve verilerin diğer ülke verileriyle karşılaştırılabilmesini sağlamaktır.' Demek ki neymiş, sadece brüt rezerve bakılmıyormuş. Döviz yükümlülükleri de dikkate alınıyormuş. Uluslararası karşılaştırma da böyle yapılıyormuş" diye konuştu.
Uluslararası Para Fonu'nun 2021 tahminlerine göre Türkiye'nin brüt döviz rezervinin sadece 5 aylık ithalatına yettiğini, bu oranla Türkiye'nin G-20'nin gelişen ülkeleri içinde en düşük rezerve sahip ülke olduğunu ifade eden Öztrak, "Yine eldeki brüt rezervle vadesine bir yıl ve daha az kalmış dış borcumuzun sadece yüzde 52'sini karşılayabiliyoruz. Bununla da G-20'nin gelişen ekonomileri içinde en düşük rezerv yeterliliği bizde" şeklinde konuştu.
Gazetecilerin "Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ile yapılan görüşmede kayıp 128 milyar dolar konusu gündeme geldi mi?" sorusuna Öztrak, "Evet konu gündeme geldi. Kendisi yapılanın doğru olduğunu söyledi. Biz de bu yapılanın Merkez Bankasının bağımsızlığına aykırı olduğunu, doğru olmadığını söyledik." cevabını verdi.
"İFADESİNE BAŞVURULMASI GEREKEN ERDOĞAN'DIR"
Öztrak, "siyasi cinayetler" iddiasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savcılığa yaptığı başvurunun hatırlatılması üzerine, "Ülkede bu gerginliği yaratan daha önce yaptığı açıklamalarda siyasetçileri açıkça tehdit eden AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'dır. Hatırlayın Sayın Meral Akşener'e yönelik saldırının ardından 'Daha neler olacak, neler' diyen odur? Genel Başkanımıza yönelik olarak 'Ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçsinler, kendileri için daha iyi olur' tehdidini savuran da odur. Ülkenin polis ve istihbarat teşkilatları bu tehditleri savuran AK Parti Genel Başkanı'nın emrindedir. Dolayısıyla bu tehditler ciddiye alınmalıdır. Bu çerçevede öncelikle savcılıkça ifadesine başvurulması gereken Erdoğan'dır. Erdoğan ifadesini verdikten sonra da Sayın Genel Başkanımız yazılı olarak beyanını verir." ifadelerini kullandı.
TÜGVA'da yaşananları rezalet olarak değerlendiren Öztrak, bunun iki boyutu bulunduğunu, ilkinin kamuya memur alımlarında TÜGVA eliyle torpil yapılması, ikincisinin ise devlete ait bina ve arsaların TÜGVA ve benzeri yapılara verilmesi olduğunu belirtti. (HABER MERKEZİ)