Haklarımızı kazanmak ve kazanımlarımızı korumak adına mücadeleye!
Ortaya çıkan hoşnutsuzluk ve tepki tek adam yönetiminin öngöremediği boyutlarda olacak ki haklı talepleri adına mücadele eden, mücadeleye hazırlanan öğrencileri hedefe koymaktan imtina etmiyor.
Kaynak: Max Pixel
Türkiye’deki üniversitelerin hemen hemen tamamı yüz yüze ya da hibrit eğitim modeli ile dönemlerini açtı. Üniversiteler arka arkaya açıldıkça eğitimden kaynaklı sorunlar ve eğitim masrafları git gide daha da öne çıktı. Hayat pahalılığı son yıllarda hiç olmadığı kadar üniversite gençliğinin sosyal yaşantısını belirler konuma geldi. Dolayısıyla ilk tepkiyi, üniversitelere bağlı yemekhanelerin, kantinlerin ve yurtların ücretleri ve Kredi ve Yurtlar Kurumunun burs ve olanakları çekti. Birçok öğrenci kredi ve bursların yetersizliğine, kantin, yurt ve yemekhane ücretlerinin fazlalığına gerek bireysel gerek toplu olarak dikkat çekiyor ve tepki gösteriyor. Hem dergimizin sayfaları hem de Evrensel gazetesinin sayfaları bu sorunları ve öğrenci gençliğin taleplerini yansıttı. Üniversite gençliği birçok platformda acil talepleri adına mücadele edeceğini bunun koşulları adına birlikte olmanın gerekliliğini vurguladı. Taleplerin bu derece can alıcı olması, işçi emekçi çocukları için bu koşullarda üniversite okumanın adeta eziyet olduğu gerçeği bu gündemi tartışan kesimleri genişletti. Hiçbir hak talebini görmemeye ant içmiş havuz medyasının dahi bu talepleri işlemek durumunda kaldığı örnekler sıklaştı.
TEK ADAM YÖNETİMİ SORUNLARI GÖRMEZDEN GELİYOR VE MUHATAPLARI HEDEFE KOYUYOR
Tek adam yönetimi elbette bu vaziyeti uzun zamandır öngörüyordu. Tabi ki sorunları evvelden çözmek bir yana dursun, onları yok sayarak talep eden unsurları görmezden gelmeyi politika olarak belirledi. Ortaya çıkan hoşnutsuzluk ve tepki öngöremediği boyutlarda olacak ki tek adam yönetimi haklı talepleri adına mücadele eden, mücadeleye hazırlanan öğrencileri hedefe koymaktan imtina etmiyor. Talepler adına ortaya çıkan tepkinin kaçınılmaz olduğu ortada iken tek adam yönetimi henüz saflar sıkışmamışken bu mücadelenin baltalanması adına tabiri caiz ise ortalığı terörize ediyor. Barınma talebi olan gençlerin hedefe konması, üniversiteler açılır açılmaz kazanılmış haklara saldırı, talep mücadelesinin içine giren öğrencilerin terörist ilan edilmesi bunun ürünü olarak ortaya çıkıyor. Tıpkı savaş başlamadan önce Gazneli ordusunun geçiş yolundaki su kuyularına zehir atan Selçuklular gibi esas çarpışma başlamadan önce karşı saflarda dağılma yaratmaya çalışıyor. Öte yandan esas hattını TV programlarına seferber ettiği milletvekilleri aracılığıyla ortaya koyuyor. AKP Konya Milletvekili Hüsniye Erdoğan katıldığı bir TV programında yemek porsiyonlarının yetersiz olduğunu ifade eden öğrenciler gündeme gelince “Peygamber efendimiz de mideyi boş bırakın der” ifadeleriyle öğrencilerin israf ettiğini vurguluyor. Konuşmanın devamında hiç çekinmeden hak talep eden öğrencileri duygusallık ve alınganlık ile suçluyor. Başka bir programda yine öğrenci bursları gündem olduğunda AKP Mersin Milletvekili Hacı Özkan öğrenci burslarının 250 TL olması gerektiğini ifade etti. AKP Milletvekillerinin gerçeklikle olan bu anlaşmazlıklarının nedeni cahillikleri değil tek adam yönetiminin sorunları inkâr eden politikalarının ürünüdür. Nasıl ki sıradan bir işçinin emekçinin maaşının yarısını markette bıraktığı bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan “fiyatlar gayet uygun” diyorsa aynı tutumu öğrencilerin taleplerine cevap vermeyen AKP milletvekilleri ve üniversite yönetimlerinde tek adamı temsil eden rektörlerde görüyoruz.
TEK ADAM YÖNETİMİNİN SALDIRILARI KAZANILMIŞ HAKLARA YÖNELİK
Koşular itibariyle bir yalanın kırk kere söylediğinde dahi gerçek olamayacağı bir dönemde geçiyoruz. İş yerlerinde, liselerde ve kampüslerde zaman geçtikçe sorunların derinleşeceği açıkça görünüyor. Dolayısıyla su kuyularına atılan zehirlerde gerçeği çarpıtma yöntemleri de şayet birleşik ve ortak bir tutum içinde olunur ise üniversite gençliğinin talepler mücadelesinin önüne geçilemez. Ancak tek adam yönetiminin saldırıları kazanılmış her hakkı törpülemeye yönelik. Bu sebepten hakkımız olan her şey adına ve her bir hakkımızı kazanmak adına mücadele şart!