HABAŞ'ta iş cinayeti davası: İşçiler güvenli yaşam hattı olmadan çalıştırılıyor
HABAŞ'ta iş cinayetinde yaşamını yitiren Kadir Özdemir'in davasında ifadesi alınan taşeron firmanın sahibi Yücesel Emin Aydın, “Özdemir'in hayatını kaybettiği alanda güvenli yaşam hattı yoktu” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
İzmir Aliağa'daki HABAŞ Demir Çelik Fabrikasında eskiyen sacların değiştirilmesi sırasında yüksekten düşerek hayatını kaybeden işçi Kadir Özdemir'in ailesinin açtığı ceza davasının ikinci duruşması bugün Aliağa 3. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya “taksirle ölümüne sebebiyet vermekten” yargılanan sanık fabrika müdürü Haşim Ayten, çelikhane müdürü Mehmet Boran, sanık Ercan Köse ve Selim Köse katılmazken, müşteki ve sanık avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmayı Kadir’in ailesinin yanı sıra İzmir İSİG Meclisi Koordinasyonu, İzmir Barosu ve Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar da takip etti.
Duruşmada işveren tarafının tanığı Yücesel Emin Aydın dinlendi. Aydın, HABAŞ fabrikasında çatı bakım işlerinden sorumlu taşeron firmanın sahibi olduğunu ve Kadir Özdemir'in hayatını kaybettiği alanda güvenli yaşam hattının olmadığını, bunun yerine support borularına bağlanarak çalışıldığını, gerekli görüldüğü takdirde seyyar yaşam hattı çekildiğini söyledi.
“TANIK FİRMAYA İŞ YAPTIĞI İÇİN TARAFLIDIR”
Tanık ifadelerinde de “yaşam hattı”nın olmadığına dikkat çeken Kadir Özdemir'in Avukatı Onur Can Ergün, “Tanık halen HABAŞ adlı firmaya iş yapmaktadır. Tanıklığı bu sebeple taraflıdır. Ancak bilirkişi raporları ve tanık ifadesi de göstermiştir ki çalışma alanı olan çatıda işçilerin kemerlerini bağlayacak yaşam halatı yoktur” dedi.
İfadelerin ardından mahkeme heyeti diğer tanıkların dinlemesi için duruşmayı 19 Ocak 2022 saat 14.00'e erteledi.
“İŞ GÜVENLİĞİ ÖLÜMLER OLMASIN DİYE ALINIR, OLDUKTAN SONRA DEĞİL”
Duruşma öncesi İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Aliağa Demokrasi Platformu, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, KESK İzmir Şubeler Platformu ve İzmir İSİG Meclisi bir araya gelerek Aliağa Hükümet Konağı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Emek Partisi de destek verdi.
Açıklamayı okuyan BES İzmir Şube Başkanı Mustafa Güven, yargılanan yönetim döneminde en iyimser ihtimalle 100-150’den fazla işçinin iş cinayetinde hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “İlk duruşmada ifade veren Müdür Haşim Ayten soğukkanlılıkla işçilere mezar olan HABAŞ'ta işçi ölümlerini normal bulduğunu söyleyerek ‘eğer gerekli görülürse iş güvenliği önlemlerinin alıyoruz’ dedi. İş güvenliği önlemleri ölüm ya da yaralanma olmasın diye alınır, olduktan sonra değil. Ama HABAŞ'ta herkes bilir ki iş cinayeti yaşandıktan sonra ‘aslında önlem alınmış’ gibi gösterilmek için önlem alınır” diye konuştu.
Güven, şirketlerin genelde "kan parası" adıyla şikayetçi olunmasını engellerken kamu idarecilerinin de sorunu toplumsal bir sorun olarak görmekten uzak davrandığını ve açılan göstermelik davalarda şirketlere hiçbir ceza çıkmadığını söyledi.
“AİLELER ŞİRKETLERİN İNSAFINA TERK EDİLİYOR”
Güven, “Adeta iş cinayetlerine ortak olunan bu süreçte adalete inancı sarsılan aileler yine şirketlerin insafına terk ediliyor. Geçtiğimiz iki ay içerisinde gemi söküm tesislerinde aynı şirkette 2 ay arayla iki kazada 4 işçi öldü, Menemen Belediyesi’nde iş güvenlik önlemi olmadan çalıştırılan traktörden düşen bir işçi öldü ve her iki işyerinde yaşanan iş cinayetleri için savcılık henüz bilirkişi bile atamadı. Davalar sürüncemede kalırken acılı aileler perişan halde ortada kaldı” dedi.
Bakırçay havzasında işçi ölümleri ve sakatlanmaları her gün artarak devam ederken, HABAŞ'ta hayatını kaybeden Kadir Özdemir'in annesinin şirket yöneticilerinden şikayetçi olmasının ve dolayısıyla görülen davanın öneminin büyük olduğunu ifade eden Güven, “Kadir Özdemir'in annesi ve kardeşleri şirketin kendilerine teklif ettiği parayı reddederek şikayetçi oldu. Bu dava işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda adeta bir ölüm makinesi haline gelmiş HABAŞ'a karşı açılmış ender davalardan biri olması ve cinayetin ardından fabrika müdürü, vardiya amirinin de içinde bulunduğu tutuklamaların olduğu ilk dava olması nedeniyle de önemli bir davadır” diye konuştu.
“İŞ CİNAYETLERİNDE SORUMLU OLANLAR CEZALANDIRILMALI”
İşverenlerin, demirçelik fabrikalarından gemi söküm tesislerine, TÜPRAŞ, PETKİM, STAR, organize sanayi, limanlar ve Bakırçay havzasına kadar işçilerin hayatını ve halk sağlığını tehdit eden uygulamaları cezasızlıktan aldıkları cesaretle sürdürdüklerini belirten Güven, “HABAŞ’ta ve Aliağa havzasında dur durak bilmeyen iş cinayetlerine karşı tüm emek örgütlerini işçilerin üretim sürecini denetleyebildiği bir çalışma yaşamı için sendikal ve sınıfsal mücadeleyi yükseltmeli ve Ayfer annenin adalet arayışının yanında olmalıyız” dedi.
“Aliağa’da iş cinayetleri artık son bulmalıdır. HABAŞ iş cinayetlerinde sorumlu olanlar cezalandırılmalı, gerekli işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı, uluslararası standartlarda kamu denetimi yapılmalı, işçiler üzerindeki uzun, aşırı çalışma vb. baskılar sona erdirilmeli, artık üretim için iş cinayeti yaşanmamalıdır” diyen Güven sorumluların gerekli cezayı almaları için bu davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.
Basın açıklaması sonrası Kadir Özdemir'in Avukatı Onur Can Ergün, "Yargı sürecinde alınan bilirkişi raporları da göstermiştir ki, Kadir'in ölümünde ağır ihmaller vardır. İşveren üretimi sürekli kılmak ve kar elde etmek maksadıyla kazayı önleyebilecek basit önlemleri bile almaktan kaçınmıştır. Sürecin sonuna kadar takipçisi olarak sorumluların hak ettikleri cezayı almaları için gereken tüm hukuk mücadelesini vereceğiz" dedi.
SON İKİ YILDA 15 İŞÇİ İŞ CİNAYETİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ
2020 yılı Ekim ayından bugüne farklı fabrikalarda çalışan işçiler alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu ya canından oldu ya da kalıcı yaralanmalarla uzuvlarını kaybetti. 2020 yılı 2 Ekim’de Işıksan Gemi sökümde çalışan 21 yaşındaki Can Sünmez, kopan korkuluk parçasının kafasına çarpması sonucu 40 metreden düşerek hayatını kaybetti. 8 Ekim’de 36 yaşında ve bir çocuk babası olan HABAŞ İşçisi Kadir Özdemir, yüksekten düşerek yaşamını yitirdi.
7 Ekim’de PETKİM’de asit tankı yarılmasıyla 3 işçi yaralandı, iki işçi ölümden döndü. 9 Ekim’de de yine PETKİM’de torna makinesinde bir işçinin parmakları koptu. 11 Ekim’de Özkanlar Demirçelik’te çalışan Erkan Engin ocakta yaşanan patlamada yaşamını yitirdi. 25 Ekim’de İDÇ’de üzerine kütük düşen Elektrik İşçisi Mehmet Fidan yaşamını yitirdi.
27 Ekim’de yine PETKİM’de 26 yaşındaki Gürkan Kaynar çıkan yangına müdahale ederken kanala düşerek yaşamını yitirdi. 6 Kasım’da HABAŞ Liman’da Yüksan adlı firmada çalışan Raif Çatan ise denizden ölü çıkarıldı. 21 Kasım’da Kılıçlar demir çelikte Serkan Şanlı vinç çarpmasıyla hayatını kaybetti.
Bu sene ise 3 Şubat'ta Şimşekler gemi sökümde Turan Aslan, 16 Mart'ta Özkanlar demir çelik fabrikasında Hamit Yargı, 30 Temmuz'da Ateş çelik şirketinde Süleyman Akgün, 13 Temmuz'da Metaş gemi sökümde Yılmaz Demir ve Oğuz Taşkın, 22 Ağustos'ta İDÇ'de Nurettin Şimşek, 13 Eylül'de Metaş gemi sökümde İlyas Bıdık ve Veli Bal vahşi ve kuralsız çalışma, patronların kâr hırsı yüzünden yaşamını yitirdi. (İzmir/EVRENSEL)