20 Ekim 2021 14:15
/
Güncelleme: 27 Ocak 2024 18:51

İmza kampanyamız birçok kazanımın başlangıcı olabilir

Bir araya gelişlerimiz, gençliğin karşılaşacağı baskı ve gerici politikalar karşısında da bilimsel, demokratik ve parasız eğitim mücadelesini güçlendirecek birlikteliklerin yolunu açıyor.

İmza kampanyamız birçok kazanımın başlangıcı olabilir

Fotoğraf: Unsplash 

Melodi TAŞ
Hacettepe Üniversitesi

Bugün neredeyse tüm üniversiteli gençliğin yüz yüze olduğu barınma sorunu Hacettepe içerisinde de oldukça kuvvetli bir şekilde kendini gösterdi. Hacettepe Üniversitesinde 55.443 aktif öğrenci bulunuyor. Buna karşılık okulun yurt kapasitesi ise yalnızca 5.724 kişi ile sınırlı. Yani üniversitede okuyan öğrencilerin yalnızca %10.3’ü okul içerisindeki yurtlarda barınabiliyor. Öte yandan okul, çeşitli ilçelerden kalkan semt servisleri uygulamasına son veriyor, üstüne de yurtlara %26’yı bulan zamlar yapıyor. Öğrencilerse tüm bunları bir gece yarısı barınma birimlerinin duyurular kısmından, ertesi gün okulda aldığı kahvenin fiyatının değişmesinden, bizzat deneyimleyerek öğrenebiliyor. Bir buçuk yıldır süren online eğitim hem sınıflarda hem de toplulukların aktifliğini sürdürememesinden kaynaklı topluluklarda bir araya gelinebilecek alanların daralmasına sebep oldu.

SORUNLARIN KARŞISINA SOMUT ÇÖZÜMLER GELİŞTİRMEK

Tüm bunlar etrafında Hacettepe Üniversitesinin genelinde sürdürülen, yurtlara ve rektörlüğe bağlı işletmelere yapılan zamların geri çekilmesi, yurt sayılarının arttırılması, ücretsiz ring sayıları seferlerinin arttırılması, semt servisleri uygulamasının servislerin ücretlerinin düşürülerek yeniden kullanıma açılması taleplerini içeren bir imza kampanyası başlattık. Dilekçe formunda olan kampanyamızda Hacettepe Üniversitesi öğrencileri olarak parasız, demokratik ve bilimsel bir eğitim için alınan kararlarda söz sahibi olmak istediğimizin de vurgusunu yaptık.

İmzaya katılma oranı oldukça yüksek, bir haftada 2000 imzayı topladığımız, imzalayanın sadece kendi imzaladığı değil bir tane de arkadaşına imzalattığı bir durum olsa da “Bunu imzalıyorum ama bir şey değişir mi?​”, “Bizi dikkate alırlar mı?​” gibi sorular da soruluyor. Bugün gençliğin çokça kendisine nasihat edildiği gibi beklemek, boyun eğmek, kabullenmek yerine bölümlerinden, fakültelerinden, yurdundan başlayarak birbirinden haberdar ve sistemli bir şekilde bir talebi örgütlemesi oldukça önemli bir noktaya temas ediyor. Yani okulun her köşesinde benzer şekillerde çıkan seslerin birlikte hareket edebilecekleri bir talebi örgütleme deneyimi belirmiş oldu. Öğrenci temsilciliklerinin işlevsizleştirdiği bir dönemde buraları yeniden aktifleştirmeye dair, toplulukların öğrencilerin sorunlarına yönelik birlikte hareket edebileceğine dair olanaklar yarattı. Bugün yaşadığımız sorunların çok büyük bir kısmının çözümü noktasında alınan kararlarda söz sahibi olmamız gerektiği ve dolayısıyla asıl çözüm yollarından birinin de buraları aktifleştirmek, bölümün fakültenin yerel unsurlarıyla hareket etmek olduğuna tartışmalarımızın sonuçlarındandı. Fakülte fakülte planlanan toplantılar imza kampanyasının nasıl devam edeceğinden nasıl bitirileceğine dair tüm kararların birlikte tartışılacağı ve kararın da birlikte alınacağı bir yönü işaret ediyor. Bölüm veya hobi topluluklarından “Bu bizim konumuz değil, buraya dair bir çalışma yürütmemiz yasak” gibi tepkiler azaldığı gibi, tam tersine toplulukların okulun bir bileşeni gibi hareket etme, yani okulla ilgili her şeye dair söz söyleme, karar alma noktasında hareket etme eğiliminin arttığını, topluluklar arası bağların da buralardan güçlendiğini gördük. Bu amaç dahilinde bir araya gelen toplulukların sayısının arttığını söyleyebiliriz. Ayrıca örnek vermek gerekirse hazırlık öğrencilerinin kitap paralarını tartışırken burada daha geniş toplanmaları biriktirdiği, yurt öğrencilerinin yurt kantinindeki fiyatlarını tartıştığı ve yurtlarda kantin boykotu fikrinin gündeme geldiği alanlara göre şekillenme hali de söz konusu.

DAHA İLERİ KAZANIMLAR İÇİN

Elbette sorunumuz sadece zamlar ya da bu dilekçe kapsamında belirttiğimiz diğer sorunlar değil, belki bu kazanımı elde edeceğiz yarın karşımıza başka bir sorun çıkacak. Bu nedenle burada biriktirdiklerimiz; ekonomik sorunlar, antidemokratik uygulamalar, gençliğin karşılaşacağı baskı ve gerici politikalar karşısında da bilimsel, demokratik ve parasız eğitim mücadelesini güçlendirecek birlikteliklerin yolunu açıyor.

İmza kampanyasını büyütenin yerel toplanmalar, örgütler ve kendi alanlarındaki bileşenler olduğunu hatırlatarak üniversite içerisinde “esaslı” bir değişimin yaratılması için burada kurduğumuz birlikteliklerin daha da yerelleşmesi, bölümlerden ve fakültelerden genişlemesi, ilerlemesi, bir araya gelişlerin sistematikleşmesi, yeniden öğrencilerin dahil olacağı karar mekanizmalarının kurulması gerekli. İmza kampanyası da yürütülme biçimi olarak aslında buraya hizmet ediyor.

Üniversite içerisinde yaşadığımız sorunlar elbette Hacettepe Üniversitesine özgü sorunlar değil. Yapılan zamlar da antidemokratik uygulamalar da. İmza kampanyasında tartışmalarımızın derinleştiği noktalardan biri de bu oluyor. Üniversite yönetimi bugün tüm bunları atanmış rektörler, 2018’den beri yapılmayan ÖTK seçimlerinin yarattığı olanaklar, akademide kurulan baskı yoluyla “kolayca” yapabiliyor. Bugün tek adam tek parti yönetiminin kurduğu siyasal atmosferin sonuçlarını kendi üniversitelerimiz içerisinde görüyoruz. Tek adam yönetimi temsilcisi olduğu kapitalist sınıfın çıkarları doğrultusunda ülkeyi nasıl yönetiyorsa onun üniversitelerdeki temsilcileri atanmış rektörler de üniversiteleri o şekilde yönetiyor. Üniversiteleri rant ve kar kapısına çeviriyor, tüm demokratik haklarımızı gasp ediyor. O sebeple de bu birbirinden bağımsızmış gibi görülebilecek “yönetimler” ve dolayısıyla bunlar karşısında yürüttüğümüz mücadeleler birbirinden kopuk değil. Gelecek kaygısının arttığı, akademinin baskı altına alındığı ve öğrencilerin tüm ekonomik sorunları direkt hayatında hissettiği bu tabloda aynı zamanda gençlik bir araya gelmeye en yatkın ve en dinamik toplamlardan birini temsil ediyor. Kendi geleceğini inşa edebilmek, kendi haklarını koruyabilmek için birlikte hareket etmek kalıcı ve somut bir çözümü gösteren en net örnek. Bundan dolayı da eşit, bilimsel, demokratik eğitim mücadelemizi büyütmek önemli bir noktada duruyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et