Dedeoğulları ailesini katleden sanık hakkında 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi
Konya'da ırkçı saldırıya sonucu Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin yaşamını yitirmesi ile ilgili davada Mehmet Altun hakkında 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Fotoğraf: DHA
Konya'da 7 kişinin silahla öldürülmesine ilişkin iddianamede, sanık Mehmet Altun için "canavarca hisle tasarlayarak kasten öldürme"den 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. Soruşturma kapsamında 9'u tutuklu 10 diğer sanık hakkında da "canavarca hisle tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçlamasıyla 7'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, Konya'da aynı aileden 7 kişinin öldürüldüğü ırkçı saldırıyla ilgili soruşturmayı tamamladı.
Hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Mehmet Altun'un suçu "tasarlayarak" işlediği, Altun hakkında, öldürme olayına ilişkin, "canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme" suçlamasıyla 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca Altun'un "nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, "6136 sayılı kanuna muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ve "yakarak mala zarar verme" suçundan da 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
10 SANIK HAKKINDA "AZMETTİRME" SUÇLAMASIYLA CEZA İSTEMİ
Soruşturma kapsamında tutuklanan diğer sanıklar Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Lütfi Keleş, Ali Keleş (Lütfi Keleş'in oğlu), Veli Keleş, Ali Keleş (Veli Keleş'in oğlu), Ayşe Keleş ve Ali Keleş (Harun Keleş'in oğlu) hakkında ise "canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme" suçundan 7'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, "yakarak mala zarar vermeye azmettirme" suçundan da 8'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
3 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
Mehmet Altun'un eşi Zehra Altun, babası İbrahim, annesi İsmahan Altun hakkında "kuvvetli suç şüphesinin ortadan kalkması" gerekçesiyle tahliyelerine karar verildi.
GÖRÜNTÜLERİ YOK ETMEK İÇİN BENZİN BİDONUNU YANINDA GÖTÜRMÜŞ
Tüm maktullerin bu silahla vurulduğunun sabit olduğu ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Mehmet Altun'un Dedeoğulları ailesiyle doğrudan bir husumetinin bulunmadığı ve kendisinin 12 Mayıs 2021'de meydana gelen kavgada olmadığı, olay yerine giderken kendi beyanında da kabul ettiği üzere iki şarjör ve yaklaşık 50 mermiyi yanına alması, evde bulunduğunu bildiğini ifade ettiği güvenlik kamerası görüntülerini yok etmek maksadıyla yanında bidon içinde benzin götürüp olay sonrası da evi ateşe vermesi, olay yerine ilk gittiğinde Barış Dedeoğulları'nın evde olmadığını öğrenip kendisinin de çağrılmasını istemesi dikkate alındığında, şüphelinin fiilini önceden tasarladığının açık olduğu anlaşılmıştır."
Şüpheli Altun'un kullandığı telefonun HTS analizinin incelendiğinin belirtildiği iddianamede, "Şüphelinin muhtemelen olay yerine gitmeden önce telefonunu kapatıp olay yerinden kaçtıktan sonra açmış olabileceğinin değerlendirildiği, bununla birlikte maktul Sibel'in ateşli silah yaralanması neticesi vefat ettiği sabit olmakla birlikte şüphelinin maktul Sibel evin içindeyken evi ateşe vermesi gözetilerek, fiilinin tüm maktuller yönünden 'canavarca hisle öldürme' olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmiştir." değerlendirmesi yapıldı.
Altun'un da beyanında iddia ettiği üzere olay yerine Dedeoğulları ailesinin tüm fertlerinin imzalayacağı bir 'şikayetten vazgeçme dilekçesi' götürdüğünün aktarıldığı iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Halbuki kendisinin 12 Mayıs tarihinde meydana gelen kavgada olmadığı, bu olayda şüpheliler Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Ali Keleş, Veli Keleş, Ayşe Keleş, Lütfi Keleş ve Veli Keleş'in oğlu Ali Keleş'in bulunduğu, bu şüphelilerden Lütfi Keleş ve Ali Keleş'in (Veli'nin oğlu) 30 Temmuz'da meydana gelen olay sırasında da bir önceki olay nedeniyle tutuklu bulundukları, bu şikayetten vazgeçmenin Mehmet Altun ile bir ilgisi olmayıp, adı geçen diğer şüphelilerin menfaatine bulunduğu tespit edilmiştir."
NE OLMUŞTU?
Konya’nın Meram ilçesindeki Hasanköy mahallesinde 24 yıldır yaşayan Dedeoğulları ailesi, son 15 yıldır komşuları ve komşularının akrabalarının ırkçı saldırısına uğruyordu. Hasanköy mahallesinde hayvancılıkla uğraşan aile bölgedeki tek Kürt ailesiydi. Kürt oldukları gerekçesiyle defalarca taciz edilen Dedeoğulları ailesi 12 Mayıs akşamı taşlı, sopalı ve bıçaklı saldırıya uğradı, 60 kişilik saldırgan grup tarafından gerçekleştirilen saldırıda evde bulunan 4’ü kadın 7 kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. 'Biz burada Kürtleri barındırmayacağız, evlerinizi bize satın gidin’ diyordu saldırganlar. Olayın ardından 6 kişi tutuklandı. Haziran ve temmuz aylarında yapılan tutukluluk incelemesinde şüphelilerin 4’ü art arda serbest bırakıldı.
Ramazan Bayramı'nın arife gecesinde yine evlerine torpil atıldı. Polise haber verdi aile, saldırganlar olay yerine gelen polis ekipleri için 'polisi çağırın da gelsin size yardım etsin bakalım’ dedi. Sonra saldırıyı organize edenler ya hemen ya bir süre sonra peyder pey serbest bırakıldı. Avukat Abdurrahman Karabulut defalarca tutuklanmalarını talep etti, ancak yapılmadı.
30 Temmuz'da bütün uyarılara rağmen katliam gerçekleşti. Dedeoğulları ailesinin evine silahlı saldırı düzenlendi. Eve giren Mehmet Altun 7 kişiyi öldürdü. Silahlı saldırıda Yaşar Dedeoğulları, Serap Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Sibel Dedeoğulları, İpek Dedeoğulları, Metin Dedeoğulları ve Barış Dedeoğulları yaşamını yitirmişti.
18 şüphelinin 12 Mayıs saldırısı sonrası kendi aralarında kurduğu “mahkeme” isimli WhatsApp grup yazışmalarına ve ses kayıtları ortaya çıkmış, saldırının ırkçı bir saikle işlendiğini ortaya koymuştu.
Katliama ilişkin gözaltına alınan 14 kişiden 10'u tutuklanmış, cinayet zanlısı Mehmet Altun 5 Ağustos'ta yakalanmış, sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştı. Daha önce yaşanan saldırıda cezaevine gönderilen 2 zanlı hakkında da 7 Ekim'de tutuklama kararı verilmiş, katliamla ilgili tutuklu sayısı 13'e yükselmişti. (HABER MERKEZİ)