20 Ekim 2021 14:35

Tıbbın alternatifi olur mu?

Deneyimsiz ve eğitimsiz kişilerin sağlık alanında icra ettiği faaliyetler gerçekten ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir, önüne geçilmelidir.

pixabay

Paylaş

Baran ÖZ

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi

 

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) ifadesi kelime olarak birçok kafa karışıklığı içeriyor. Binlerce yıllık deneyim ve geleneklerin üzerinde yükselen tıp biliminin geleneksel olmayan yanı ne? Veya modern tıbbın bazı uygulamalar ile tamamlanma gereksinimi neye göre ortaya çıkmıştır?

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP KAVRAMI

Kavramın geçmişine ve gelişimine baktığımızda dünyanın köşe bucağı birçok noktasında hayat bulan GETAT uygulamaları özellikle 20. yüzyıl başlarında modern tıbbın geriliği zemininde varlığını sürdüren uygulamalar bütünüydü. Antibiyotiklerin ve gelişmiş tedavi seçeneklerinin hayata geçişi eşliğinde rafa kalkan bu uygulamalar 20. yüzyıl boyunca tedrici olarak bağımlı, feodal kalıntıların varlığını sürdürdüğü ülkelerin halkı içinde uygulama alanı bulmuştur. Peki gelişmiş kapitalist ülkelerde rafa kalkan diğer pek çok bağımlı ülkede modern tıbbın karşısında geriye düşen bu uygulamalar son 40-50 yılda nasıl revaçta ve hastaların kendi isteği çerçevesinde başvurduğu, kanıta dayanmayan yöntemlerinin sağlık profesyonelleri veya alanda deneyimsiz kişilerce hizmete arz olduğu asıl sorudur.

Burada farklı cevaplar gündeme geliyor. Bu hizmetin üretici ve tacir kesiminde bulunanlar için GETAT uygulamaları modern tıbbın cevap veremediği sorunları çözdüğü, hastanın tedavisinde kendi kaderini belirleme ve özgür seçim yapma hakkını pekiştiren bir noktada olduğunu iddia ederek devamlılığını sürdürmesi gerektiğini dile getiriyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığının tutumu da enteresandır. Bu uygulamaların merdiven altı sağlık hizmeti veren kesimlerce yaygın olarak yapıldığını dile getiren bakanlık bunun eğitim almış kişilerce icra edilmesini önemli bulduğunu belirterek GETAT müdürlüklerini özel hastanelerin açılmasına izin vermiş ve devlet ve üniversite hastaneleri bünyesinde GETAT müdürlüklerin bulunmasına aracılık etmiştir. Deneyimsiz ve eğitimsiz kişilerin sağlık alanında icra ettiği faaliyetler gerçekten ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir, önüne geçilmelidir. Fakat bu uygulamaların bilimsel niteliği tartışılmadan sağlık kurumlarının bünyesine alınması manasızdır.

Bu konuyu çeşitli ekonomi-politik değişikliklerin çerçevesinde izlediğimizde anlamlı sonuçlar bulmak daha olasıdır. Sağlık alanının neo-liberelizasyonu ve bu temelde ayyuka çıkan modernizm karşıtı bireyci ve dini çizgideki köktenci fikirler GETAT uygulamalarının yaygınlaşması ile at başı gider. Sağlıkta hizmet sunumunun değişimi, hasta beklentilerinin ve hekim iş gücünün piyasa mekanizmalarına terk edilmesi hasta-hekim güven ilişkisini ve modern tıbbi yöntemlere olan ilgiyi dağıtmıştır. Beş dakikaya düşen hasta hekim muayene süresi, ilaç katkı payları ve muayene hizmetlerinde düşen devlet desteği, sağlıkta özelleşme yoksul kesimler ile tıp arasında adeta duvar gibi yükselmiştir. Yani kapitalist sağlık rejimi insanları güvencesizleştirip bilimin karşısında konumlandırırken bir yandan da GETAT adı altında gayet yüksek meblağların döndüğü alternatif bir tedavi alanı yaratmıştır. Bilime güvensizliğin temelinde yatan sebeplerden biri de budur.

PEKİ NEDİR BU GETAT UYGULAMALARI?

Dünya Sağlık Örgütü 2007’de Alternatif Tıp olarak tanımladığı ve sağlıkta faaliyet eden birçok profesyonel meslek grubunun ise “Tıbbın alternatifi olmaz” diyerek karşı çıkışından sonra GETAT ismi ile anılan uygulamalar Türkiye’de 27 Ekim 2014 tarihinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği Resmî Gazete’de yayınlanmış (sayı:29158), yönetmelikle birlikte on beş tane alternatif tıp yöntemi yasallaşmıştır. Bu yöntemler akupunktur, apiterapi, fitoterapi, hipnoz, homoepati, sülük uygulaması, kayropraktik, kupa uygulaması, larva uygulaması, mezoterapi, proloterapi, osteopati, ozon uygulaması, refleksoloji, müzikterapidir. Hepsine değinmenin bir yazı çerçevesinde pek imkanlı olmadığı bu meselede genel bazı sorunları öne sermek lazım.

Öncellikle yönetmelikte tanımlanan tedaviler ve etkinlik alanları açısından inanılmaz bir bolluk vardır. Tamamen bilim dışı bir uygulama olan homeopatide onlarca tedavi alanı yazmaktadır. Ya da bir iki hastalığı olumlu etkileri bulunduğu gösterilen akapunktur ve sülük tedavisi işlemleri adeta her derde devaymışçasına yönetmeliklere girmiştir. Az önce belli yararlılıkları olduğuna değindiğimiz uygulamalar üzerinde akademik yayınlarda (PubMEd, Cochrane vs.) araştırmalar genelde Çin kaynaklı, düşük bilimsel metodoloji kullanılmış, hastaların nitelikleri çerçevesinde gruplandırma, placebo (boş ilaç) grupları oluşturma ve sonuçlarının tartışmaya açık yararlılıkları görece ihmal edilebilir düzeyde olduğu alanlardır. Mesela kupa uygulaması (hacamat) zona hastalığının deri ve sinir bulgularını azaltmada göreceli yararı, akapunkturun kemoterapi altındaki kanser hastalarının ağrılarının azaltılmasında görülen fayda gerçek anlamda bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmamıştır.

Bunların yanında bu tedavilerin yan etkileri korkutucu boyutlardadır. Sülük tedavisini Aemonas hydrofilia bakterisini vücuda girmesine aracılık etme potansiyeli vardır. Akapunktur ve hacamat steril yapılmadığında HIV, Hepatit B ve C bulaşı olasılığı bulunmaktadır. Bu konuda en kötü ve yaygın olan tedavi ise fitoterapidir. İnsanların doğal olması nedeniyle yöneldiği sarı kantaron, ekinezya, kaya koruğu ve ginseng ilaçlar gibi standirdize edilmedikleri kullanım miktarları ve dozajları belirlenmediği sebebi ile sıklıkla zehirlenmelere neden olabilmektedir. Onkoloji alanında ilaç kullanırken yanında en az bir bitkisel ürün de kullanan hastaların oranı %20’dir. Onkologlar açısından en büyük sorun GETAT uygulamaları yüzünden hastaların modern tedaviden uzaklaşmaları ya da aldıkları bitkisel ürünler ile kanser tedavisinde kullanılan ilaçların etkileşimleri yüzünden etki azalması, yan etki artışı, toksisite artışı ile zarar görmeleridir.

TIP ETİĞİNİN GEREKTİRDİKLERİ

Bu sorun bir halk sağlığı sorunu olması bağlamında hem hekimleri hem hastaları pratik olarak ilgilendirmektedir. Kanıta dayalı tıbbın nimetlerini hastaya sunmak ve hasta onayı çerçevesinde tedaviyi gerçekleştirip takip etmek hekimin sorumluluğunda ve tıp etiği disiplininin araştırma alanı içerisindedir. GETAT uygulamaları birçok açıdan kanıta dayalı tıp uygulamalarına ters içeriklere sahiptir. Bu çerçevede hasta talebine sığınarak bu uygulamaları sürdürmek tıp etiğine uygun değildir. Zaten bu hastaların bu talebi medya ve satış kampanyaları çerçevesinde yükseldiği gözlendiğinde bu durum daha çıplak göze çarpmaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Altının kilogramı 533 bin liraya yükseldi

SONRAKİ HABER

CHP'li Sarıbal: İktidar çiftçinin üretmesine gerek yok diyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa