21 Ekim 2021 07:03
/
Güncelleme: 10:05

Güçlülerin hukukunda nükleer silahlar

Uluslararası hukukta nükleer silah bulundurma hususunda karar mercii bir grup emperyalist ülkenin çıkarlarını koruyan Birleşmiş Milletler olmamalıdır. Bu denli tehlikeli silahların tümünün imha edilme

Güçlülerin hukukunda nükleer silahlar

Sena TOPÇU

Hümeyra HANNARİCİ

Ankara Üniversitesi

Savaş alanında kullanılan ilk ve tek nükleer silahlar, Manhattan Projesi çerçevesinde geliştirilen 6 ve 9 Ağustos 1945 tarihinde sırasıyla Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarıdır. Nükleer silahlar, her ülke için büyük bir tehdittir. 1 Temmuz 1968 tarihinde dünyada nükleer silahlara sahip olan ülkelerin sayısındaki artış sebebiyle Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) imzaya açıldı. 1970 yılından beri yürürlükte olan bu antlaşmaya göre antlaşmaya imza atmış ülkelerden yalnızca Birleşmiş Milletlerin daimî beş üyesi nükleer silah sahibi olabilir. Antlaşmaya taraf olmamış Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore gibi ülkelerin ise nükleer silah sahibi olmalarının önünde hukuksal olarak hiçbir engel yoktur. Uluslararası hukukun en önemli sorunlarından biri olan bu boşluk birçok anlamıyla uluslararası hukukun güçlülerin hukuku olmasına yol açmaktadır.  Birleşmiş Milletler, nükleer silaha sahip olabilecek ve olamayacak ülkeler arasında “nükleer silaha sahip olma olgunluğu” gibi belirleyici olmayan bir tanım kullanmıştır. Bu olgunluğun neye göre belirlendiği ise oldukça belirsiz. Bu olgunluğa sahip olduğu iddia edilen İsrail 1973 Arap-İsrail Savaşı’nda 8 adet nükleer başlığı kullanıma hazır bir şekilde bekletmiştir. İsrail yok olmanın eşiğindeyken nükleer silahları kullanma raddesine gelmiş ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından bu durum görmezden gelinmiştir. Bu da bize göstermektedir ki nükleer silaha sahip olma olgunluğunda olduğunu iddia eden bu beş ülke de İsrail'in 1973 yılında içinde olduğu duruma geldiklerinde ellerinde bulunan nükleer silahları kullanmakta hiçbir beis görmeyecekler. Ayrıca, 7 Ekim 2021 tarihinde Yunanistan başbakanı Kiryakos Miçotakis, ülkesine yönelik bir saldırı olduğu halde Avrupa’nın tek nükleer gücü olan Fransa’nın Atina’nın yanında yer alacağını söylemesi de BM’nin çıkarları ve yakın ilişkide olduğu ülkeler için de bu durumun tolere edilebildiğini göstermektedir.

DEVLETLER İMHA SİLAHLARI İÇİN DEV BÜTÇELER AYIRIYOR

Nükleer silah çalışmalarının çok büyük bütçelerle yapıldığını unutmayalım. Devletler bu akıl almaz bütçeleri, hiç kullanmayacaklarını iddia ettikleri silahlara mı harcıyor gerçekten? Eğer bu gerçekse bile, eğitim ve sağlık gibi alanlara yeteri bütçeyi bile ayırmayan devletlerin kullanmayacaklarını iddia ettikleri silahlara dünyanın parasını harcamalarını normal mi görmeliyiz?

Nükleer silahlanma yarışının sona ermesi hiç şüphesiz nükleer silahların yayılmasını engellenmesi ve karşılıklı olarak silahların azaltmasıyla mümkün. ABD ve Rusya arasında 2002 yılında imzalanan Stratejik Saldırı Silahlarını Azaltma Antlaşması (SORT) konuşlandırılmış nükleer savaş başlıklarının sayısını azaltmaktadır. Bahse konu olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimî beş üyesinin ve antlaşmaya imzacı olmayıp nükleer silaha sahip olan diğer ülkelerin ellerindeki nükleer silahları kullanmalarının önünde hukuki ve askeri anlamda hiçbir engel yoktur. Bu noktadaki uluslararası hukukta nükleer silah bulundurma hususunda karar mercii bir grup emperyalist ülkenin çıkarlarını koruyan Birleşmiş Milletler olmamalıdır. Bu denli tehlikeli silahların tümünün imha edilmesi gereklidir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et