21 Ekim 2021 06:51

Memeli Zeus

"Muğla’nın Milas ilçesinde yer alan Labranda antik yerleşiminde bulunan Zeus Labraundos elinde çift taraflı baltası ve göğüs bölgesinde yer alan “memeleri” ile betimlenmiştir."

Görsel: Lycus Dergisi

Halis Ulaş
Halis Ulaş

Paris’in Helen’i kaçırması ile Truva Savaşının fitili ateşlenmiştir. Bu olay karşısında kendilerine hakaret edildiğine inanan Akalar Miken Kralı Agamemnon önderliğinde müttefikleri ile 1199 gemilik bir donanma oluşturarak Truva'ya sefer düzenler ve şehri kuşatır. 

Akalıların müttefikleri arasında Mykeneler, Argoslular, Spartalılar, Atinalılar, Giritliler gibi kavimler yer alır. Truva halkı da yalnız değildir. Truvalılara destek için de Likyalılar, Karyalılar, Trakyalılar, Mysialılar, Frigler gibi Anadolu uygarlıkları desteğe gelir.

Akalar ve Truvalıların yanında sadece Batının ve Doğunun uygarlıkları yer almaz. Anlı şanlı tanrı ve tanrıçalar da savaşta tarafını seçer. Atina’nın tanrı ve tanrıçaları; Hera, Athena, Poseidon, Hephaistos ve Hermes Akaların yanında yer alırken Anadolu’nun tanrı ve tanrıçaları; Apollon, Ares, Afrodit ve Artemis Truvalıların tarafında konumlanır.

Tanrıların tanrısı Zeus savaş başlamadan tarafsızlığını ilan edip kendini hakem olarak tayin eder ve İda’nın (Kaz Dağları) Gargaros Tepesinde (Zeus Altarı-Adatepe Köyü) savaşı izlemek için yerini alır. Ancak Gargaros’un safranlardan, sümbüllerden tatlı halısı üzerinde Hera’nın iğvasına uyarak tarafsızlığını yitirir.

Truva kuşatması yaklaşık 9 yıl sürer ve ardından da antik çağın dünya savaşı başlar. Bizler bu savaşın son 51 gününe yaşlı ozan Homer’in İlyada’sından aşinayızdır. Savaşın sonucunu İda’nın eteklerinden koparılan göknarlardan yapılan bir tahta at belirler.

Savaş alanından çekilmiş gibi yapan Akalar gemilerine binerek Truvalıların kendilerini göremeyeceği şekilde Bozcaada’nın ardına gizlenir. Akalar çekilirken savaş alanında göknardan yapılmış dev bir at bırakır. İçine seçkin Aka askerlerinin gizlenerek tuzaklandığı bir tahta at. 

Akaların savaştan kaçtığını ve tahta atın da Akalar tarafından tanrıça Athena'ya kutsal bir sunak olarak yapıldığına inanan Truvalılar Athena'nın öfkesini Truva üzerine çekmemek için atı şehrin içine alıp Athena'nın lütfunu kazanmak isterler. İşte bu hamle ile Truva düşer. Böylece  İda’nın eteklerinden koparılan göknarlar savaşın sonucunu belirlemiş olur. Bu göknarın latince adı Abies nordmanniana subsp. equi-trojanidir. Yani Truva Atı göknarı.

Savaş kaybedildikten sonra Truva’nın yenik kahramanlarından Aeneas babasını, oğlunu ve savaştan sağ kurtulanları yanına alarak Truva’yı terkeder ve Antandros’a (Edremit) gelir. Anadolu’nun tanrı ve tanrıçaları Aeneas’a “Truva bitti, sen burası kadar önemli bir ülke daha kuracaksın!” diyerek gurbeti işaret eder. Aeneas ve arkadaşları İda’nın eteklerinden kopardıkları ağaçlarla yirmi adet gemi yapar ve bir mart sabahında denize açılırlar.

Yunanistan, Arnavutluk, İtalya ve Tunus olmak üzere toplam dört ülke ve yirmi bir limanı geçerler ve yeni Truva’yı kurmak için Roma yakınlarında karaya çıkarlar. Bu karaya çıkış yeni Truva’nın yani Roma İmparatorluğunun başlangıcıdır.

Roma İmparatorluğunun kuruluşu Antandros’tan başlamıştır. Belki de Truva’nın yıkımına neden olan Truva Atı göknarı, Aeneas’ın gemilerinin pruvasında Roma İmparatorluğunun kuruluşuna vesile olmuştur.

Milattan önce XII. Yüzyılda gerçekleşen Truva Savaşı sonrası Akaların Ege ve adalar göçü başlar. Eril dilleri ve dinleri ile ana tanrıça kültünün hâkim olduğu Anadolu topraklarında ilerlemeye başlarlar. İda’nın bizzat kendisi bir ana tanrıça iken Zeus getirilip İda’nın tepesine çıkarılır. Ama öyle kolay değildir sahiplenilmiş, kabullenilmiş bir kültürü bastırmak. Siz Zeus’u getirip İda’nın tepesine çıkarsanız da eteklerinde Antandros kurulur. Antandros’un anti ve andros kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Adı erkek karşıtı olarak çevrilecek bu yerleşim yeri aslında Akaların eril kültüre karşı bir başkaldırı olarak düşünülebilir. 

Akaların göçü güneye doğru devam eder. Ege Denizi kıyısından aşağı doğru inen Akalar, Aydın Dağları ile Büyük Menderes Irmağı’nın kuzey sınırını oluşturduğu Karya diyarına kadar ulaşır. Akaların Truva Savaşında karşısında savaşmış olan Karyalılarla ile elbet görülecek bir hesapları vardır. Böylece Karya uygarlığının karanlık dönemi başlar. Milattan önce XII-VIII. yüzyıllar arası Karya’nın karanlık çağı olarak tarih kitaplarına geçer.

Bu yıllarda neler yaşanmış olabileceğini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Ha milattan önce ha milattan sonra, ne de olsa muktedirlerin dini ve dili değişmez. Ama bastırılan elbet geri dönecektir. Tıpkı İda’nın bastırılışından Antandros’un doğumu gibi, Karya’nın bastırılışından da “memeli” Zeus doğar.

Aslında ana tanrıça kültüne sahip olduğu düşünülen Karyalıların elliden fazla sıfatla anılan Zeus kültüne sahip olması şaşırtıcıdır. Ancak Akaların Karya’daki karanlık dönemi boyunca eril bir kültür inşa etmek için çabalamış olmaları çok da şaşırtıcı olmasa gerek.

Bu kültlerden belki de en ilginci Zeus Labraundos’tur. Muğla’nın Milas ilçesinde yer alan Labranda antik yerleşiminde bulunan Zeus Labraundos elinde çift taraflı baltası ve göğüs bölgesinde yer alan “memeleri” ile betimlenmiştir. Her ne kadar Zeus’un göğüs bölgesinde yer alan “memelerin” tıpkı Efesli Artemis’in göğüs bölgesinde yer alan ve bereketi simgeleyen boğa testisleri olduğu iddia edilse de Zeus Labraundos’u kadınsılıktan kurtaramamıştır. Bu kadınsılığı destekleyen bir diğer unsur da elinde tuttuğu çift taraflı baltadır. Çünkü bu baltanın Amazonlarla ve Minos kültüründe kadın ilahlarla ilişkili olduğu belirtilmektedir.

Evet bastırılan geri döner bazen eril kültür karşıtlığı olarak İda’nın eteklerinde bazen de koca Zeus’un memesinde…  



Görseller Büyüközer A, Büyüközer ZD. (2020) Lagina Hekate Kutsal Alanı’nda Bulunan Bronz Bir Heykelciğin İkonografisi Üzerine Değerlendirme. Lycus Dergisi, 1:69-86. Makalesinden alınmıştır.

Meraklısında not: Karia’daki Zeus Kültü ile ilişkili daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI