21 Ekim 2021 07:45

Çilem Doğan davasında mahkeme kararını 4 Kasım 2021'de açıklayacak

Kendisine sistematik şiddet uygulayan Hasan Karabulut’u öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’ın Yargıtay'da görülen duruşması sona erdi. Mahkeme kararını 4 Kasım 2021'de açıklayacak.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kendisine sistematik şiddet uygulayan eşi Hasan Karabulut’u öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’a yerel mahkemenin verdiği 15 yıllık hapis cezası ile ilgili Yargıtay 1 Nolu Ceza Dairesi’nde görüldü. Mahkeme kararını 4 Kasım 2021'de açıklayacak.

Türkiye’nin birçok ilinden kalabalık bir kadın avukat grubu destek vermek için Ankara’ya geldi. Duruşma yetki belgesi krizi ile başladı. Mahkeme Başkanı asıl vekili dışında yetki belgesi verilen avukatların duruşmaya katılamayacağı şeklinde usulde olmayan bir kural koymaya çalıştı.

ÇİLEM DOĞAN'IN AVUKATLARI: KENDİNİ KORUMAK AMACIYLA HAREKET ETTİ 

Çilem Doğan’nın avukatları Yargıtay duruşmasında savunmalarını Çilem Doğan'ın eyleminin sadece olay anı ile sınırlandırılmaması gerektiği üzerine kurdular. Evlendiği günden itibaren sistematik şiddet gören Çilem Doğan'ın olay günü de bu korku ile hareket edip kendini koruma amacıyla hareket ettiğini söyleyen avukatlar, Doğan'ın evlendiği günden itibaren yaşadıklarının onda yarattığı sendromla birlikte değerlendirilerek eyleminin meşru müdafaa olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etti. 

Avukat Songül Yıldız, gerekçeli kararda yer alan Hasan Karabulut'un, olay anında Çilem'in hayatına yönelik bir saldırısının olmadığı, olsaydı zaten Çilem Doğan'ın silahla öldürülmüş olacağı yönündeki tespitini eleştirdi. Maktülün suçlu kişiliğini anlatarak daha önce de Çilem Doğan'ın ölümle tehdit edildiğini, kafasına silah dayandığını söyleyen Av. Cemre Topal, Çilem'in kocasının şiddetinden kurtulmak için emniyet ile iş birliği yaptığını anlattı. Meşru müdafaa düzenlemesinin gerekçe metninden bahseden Topal, "Olayda da meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Çilem'in durumu sadece olay günü üzerinden değerlendirilemez sistematik olarak uygulanan şiddetin gözetilmesi gerekirdi” dedi. Av. Bahar Melek Dizdar, “Tüm suçlar bir heyecan psikolojisi altında işlenir. Ancak olay anında hali hazırda bir saldırının olup olmaması meşru müdafaa uygulanması noktasında tek koşul değildir. Daha önceki saldırılardan dolayı Çilem'in can korkusu yaşaması doğaldır” dedi. Av. Ayşe Zilan, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin meşru müdafaa hükümlerini uyguladığı bazı kararlardan örnekler vererek Çilem'in durumunun da bunlara benzediğini anlattı. Av. Büşra Özbiçer de, “Kendi hayatını savunmak zorunda kalan bir kadının 15 yıl ceza almasına itiraz ediyoruz. Çilem hayatını savunmasaydı, bugün burada Hasan Çilem'i öldürmekten yargılanıyor olacaktı. Failler erkek olduğunda lehe hükümler çok kolay uygulanabiliyor. Kadın olduğunda ise tereddüt ediliyor” dedi.

Hasan Karabulut'un pek çok suçtan sabıkalı olduğunu dile getiren Av. Ümit Büyükdağ, olay anını canlandırarak anlatmak istedi.

Mahkeme Başkanı “Canlandırma şeklinde savunma Yargıtay'da yapılmaz” diye müdahale etti.

“BU DAVADA VERİLECEK KARAR, ERKEK ŞİDDETİNİN PERVASIZLIĞI KARŞISINDA YARGIDAN BİR SES OLACAKTIR”

Av. Meriç Eyüpoğlu, "Niçin burada olduğumuzu anlatmak isterim. Siz bizim bir kısmımızı gördünüz. Dışarda daha büyük bir kalabalık bizi bekliyor. Çoğu Çilem'i hiç tanımıyor. Buradayız çünkü bir kadın olarak her an Çilem'in yerinde olabileceğimizi biliyoruz. Bu ülkede sürekli kadınlar olarak arkamızı kollayarak yürümek zorunda kalmanın zorluğunu biliyoruz. Bizi anlamanızı istiyoruz. Bu toplumda kadın olmanın getirdiği zorlukları anlamanızı istiyoruz. Kadın cinayetlerinin arka planında kocadan izinsiz terlik almaktan, Adil Işık'a bir sürü traji komik gerekçeler var. Haksız tahrik indirimi bunlara uygulanıyor. Nevin Yıldırım, Yasemin Çakal, Çilem Doğan... Bu gibi davalara biz bakıyoruz. Hepsinde erkek şiddetini görüyoruz. Ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar bunlar. Bu davada verilecek karar erkek şiddetinin pervasızlığı karşısında yargıdan bir ses olacaktır. Pek çok kadının bu davanın sonucunu heyecanla beklediğini bilerek karar vermenizi istiyoruz” dedi.

"ÇİLEM KENDİNİ KORUDU, BERAAT ETTİRİLMELİ"

Davanın ardından açıklamada bulunan Çilem Doğan'ın avukatları, "Çilem kendini savunmak ve korumak için öldürmek zorunda kaldı, hakkında beraat kararı verilmeli" dedi.

İlk Söz alan Av. Cemre Topal, Çilem Doğan’ın devletin aldığı koruma kararlarına rağmen kendi hayatını savunmak zorunda kaldığını belirterek “Koruma kararlarına başvurmasına rağmen kendisini korumayan bir devlet ve aile mevcut. Kendi kendisini korumak zorunda kalmış ve yerel mahkeme tarafından ceza verilmiştir. Cezalandırılması gereken müvekkil değildir” dedi.

Mahkemenin kararını 4 Kasım’da vereceğini ifade eden Topal, “Müvekkilimizin meşru müdafaa hükümleri gereği beraat etmesini bekliyoruz” dedi.

Av. Songül Yıldız, “Devlet mekanizmaları kadınları erkeklerin şiddetinden koruyamıyor. Engellenmeyen erkekler nedeniyle kendilerini koruyacak yollar bulamayan kadınların şiddete uğradıklarında öldürmek zorunda kaldıkları bir sistemle karşı karşıyayız. Dolayısıyla Hayatını savunmuş bir kadının meşru müdafaa hükümlerinden faydalanması gerekir. Kadın dayanışması güçlendirir” dedi.

YEREL MAHKEME NE DEMİŞTİ?

Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi 15 yıl hapis verdiği cezanın gerekçeli kararında sistematik şiddeti kabul ederken, bunu yalnızca tahrik saymış ve olay günü şiddet olmadığı iddia edilmişti. Oy çokluğuyla alınan karara karşı Mahkeme Başkanı Ogün Madan, Çilem Doğan'ın eyleminin meşru müdafaa sayılması ve ceza verilmemesi gerektiği yönünde muhalefet şerhi düşmüştü.

(Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Sendikacılara saldırı davası | Sendikal faaliyetin engellenmesi suçundan 1 yıl 3'er ay ceza verildi

SONRAKİ HABER

İstanbul Fırıncılar Odası ekmek fiyatına zam talep etti: 2,5 lira olsun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa