Emekçiler soruyor: Parlamenter sistemle her şey düzelecek mi?
İstanbul Tuzla’da görüştüğümüz emekçiler gittikçe yoksullaştıklarını, olası bir seçimde ise bunun etkili olacağını söylüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Murat UYSAL
İstanbul
Yapılan çeşitli anketler AKP’deki erimenin olası bir seçimi etkileyebileceğini ortaya koyuyor. Yurttaşlar, bunda derinleşen yoksulluğun en etkili sebep olduğunu ifade ederken, bir yandan da halk Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasına sıkıştırılıyor. İstanbul’un Tuzla ilçesinde görüştüğümüz ve seçimde tercihlerini Millet İttifakından yana kullanacaklarını dile getiren emekçiler bir yandan iki blok arasına sıkıştırıldıklarının farkında olduklarını söylerken bir yandan da Millet İttifakını da eleştiriyor. Tek net açıklamanın parlamenter sisteme geri dönülmesi olduğunu belirten emekçiler, ekonomiye ilişkin ise genel geçer sözler dışında ortaya bir şey konulmadığını aktarıyor.
İstanbul’un en geniş işçi havzalarının birindeyiz, bir yanda tersane direkleri bir yanda fabrika bacaları, sırt sırta dizilmiş evlerin az üstünde lüks site inşaatları, büyüyen, göç alan, nüfusu sürekli artan Tuzla’dayız. Aydınlı Mahallesi’nin merkezi diye tarif edilen kavşağın etrafına dizilmiş büyük küçük kahvehaneler içinde her masa siyaset meydanı. O masaların birinde tanışıyoruz Erhan Kılıç’la. Ağzında yabancı olmadığımız bir söz, “Tencerenin düşürmeyeceği hükümet yoktur! Kaynamayan tencere her iktidarı götürür!” diyor. Kahvehanelerde eskiden farklı görüşten insanların tartıştığını, masaların fikirlerin çatıştığı cenk alanları olduğunu anlatan Kılıç için de, kahvehaneler için de artık durum çok farklı. “AKP’ye oy verenlere selamı dahi kestim. Kahveye girmiyorlar zaten onların farklı yerleri muhaliflerin farklı yerleri var. Bir tane adam var mesela, geliyor sürekli eline gazeteyi alınca sövmeye başlıyor. Ekonomi zaten çöktü ama hâlâ ideolojik olarak bağlı olanlar var. AKP’ye oy verenler din elden gidecek korkusuyla oy veriyor. Oy vermeyenler ise ülkeye şeriat getirecek diye oy vermiyor” diye anlatıyor tespitini. Hatır gönül meselesinden yan yana geldiği 3-5 AKP’li arkadaşını anlatan Kılıç, “Onlar oy verme konusunda değişmediler, hâlâ oy vereceğiz diyorlar ama bakış açıları değişti. Ekonominin kötü olduğunu onlar da kabul ediyor ama AKP olmasa Erdoğan olmasa durumun daha kötü olacağını düşünüyorlar. Başımızda bunca senedir Erdoğan olduğu için ülkenin bu halde olduğunun farkında değiller” diyor.
"KÖTÜ EKONOMİYE KİMSENİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ YOK"
Ekonominin, pusulada mührün nereye basılacağını belirleyeceğini söyleyen Kılıç, “Hâlâ AKP’nin tabanında ciddi bir bölümün koptuğunu düşünmüyorum ama Demirel’in bir sözü vardı, ‘Tencerenin düşürmeyeceği hükümet yoktur! Kaynamayan tencere her iktidarı götürür!’ aynen böyle olacak. CHP AKP’den kopan seçmenden de oy alamaz, oradan kopan oyun gideceği yer İyi Partidir. Durum böyle ama ne CHP’nin ne İyi Partinin kötü gidişata yönelik bir önerisi var. Herkes AKP gitsin biz geleceğiz düzelecek diyor ama nasıl düzelecek buna dair bir şey söyleyen yok. Tek söyledikleri şey başkanlık kalkacak eski sisteme döneceğiz ekonomiye dair hiçbiri doğru düzgün bir şey söylemiyor” diye yakınıyor.
AKP GİDERSE HALK İÇİN NE DEĞİŞECEK?
AKP’nin gittiği bir tabloyu da düşünmüş Kılıç. Şöyle anlatıyor: “Ülkenin durumu bu kadar kötüyse ABD ile Avrupa’yla kurulan kötü ilişkilerin de etkisi var. Eğer AKP giderse bu ilişkiler de düzelir diye umuyorum. İlişkiler düzelirse ekonomide de bir kıpırdanma olur. Hiç olmazsa AKP gittiğinde bir bayram havası yaşarız, Erdoğan’ı devirmiş olmak insanlara umut da olur. Bugün AKP bütün parayı savaşlara, silahlara, inşaat şirketlerine harcıyor. AKP’siz bir ülkede savaşa bu kadar bütçe ayrılmayacaktır, Suriye politikası düzelecektir. Eğer bütün kaynaklar savaşa harcanmazsa emekçiler de rahat eder. Savaşlar durursa kurşuna verilen para halkın cebine girebilir.”
"AKP HERKESİ KUTUPLAŞTIRDI"
Bingöl’den İstanbul’a çalışmaya gelen yurttaşların Aydınlı’daki kahvehanesindeyiz. İçeride Bülent Bal ile oturuyoruz. Bal, “Kahvehaneye gelen hep işçi kesimi. Kıt kanaat geçinen insanlar. Burada kimse bu hükümetten memnun değil, AKP’ye oy veren kimse yok. Burada bulunan insanlar CHP ya da HDP’ye oy veriyor. Ülkücülerin gittiği kahve başka. 15 sene önce de böyle şeyler vardı ama bu AKP döneminde açık hale geldi. Mesela kendimden örnek vereyim, üç beş tane yabancı müşterim vardı. Ama şimdi hep aynı kesim geliyor. Açık söylemek gerekirse Aleviler geliyor buraya, Sünniler gelmez. AKP herkesi kutuplaştırdı” diyor.
"CHP’NİN İŞSİZLİĞE YOKSULLUĞA NASIL BİR ÇÖZÜMÜ VAR?"
Eskiden AKP’ye oy veren ancak şimdilerde AKP’yi eleştiren birçok insanın olduğunu söyleyen Bal şöyle devam ediyor: “AKP’nin oyu düşüyor. Ama Millet İttifakının da şu süreçte yaptığı bir şey yok aslında. Bizimki artık denize düştük yılana sarılıyoruz meselesi anlayacağınız. Milet İttifakı ne yapmış? CHP’nin işsizlik ve yoksulluğa karşı bir çözümü yok bence. Bir tarafı tutmak zorunlu olmuş artık. Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkmak için ne yapmam lazım, mecbur diğerini tutmam lazım. Millet İttifakı geldiğinde en azından Erdoğan’dan daha iyi olur. Kutuplaşmalar azalabilir, ben böyle düşünmek istiyorum daha doğrusu. Erdoğan gitsin de kim geliyorsa gelsin” diyor.
ARTIK YANCILARI MASAYA ALMIYORLAR
Tuzla’nın Esenyalı Mahallesi’nde yıllardır CHP’ye oy verdiğini söyleyen Gazi Köylü, AKP’den sonra gelecek hükümetin bir enkaz devralacağını göz önünde bulundurmak gerektiğini söylüyor. Köylü, “Yine de bir plan görmek isterdik. Ekonomi planı şöyle olacak böyle yapacağız desinler. İnsanlara anlatsınlar isterdim ama şimdi böyle şeyler konuşulmuyor. İnsanlar mecbur olduklarından oy veriyorlar. Biliyorum bunlar gelse bunlar da çalacak ama söylesenize bugün kim çalmıyor? Ufacık memuru, dernek başkanı, bakkalı, herkes çalmanın yolunu arıyor” diyor.
Kahvehanedeki yoksulluk tablolarını anlatan Köylü, “Eskiden filmlerde görürdük ya adamın biri içeriye girer, herkese benden çay diye bağırır. Yok artık öyle bir şey. Adam kendi çay parasını çıkarabilirse ne iyi. Artık yancıları da yanına almıyorlar. Yazılı olmayan bir kuraldır oysa, yancının hesabı masaya yazılır, yancıya bir şey ödetilmez” diyor.
ÇOCUĞU MARKETE GÖTÜRSEN DERT, GÖTÜRMESEN AYRI DERT
Esenyalı’daki kadınlarla sohbet ederken Tuğba ile karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın da girip alışveriş yaptığı tarım kooperatif marketinden çıkıp kadınların yanına gelen Tuğba, “Millet kasada hep kavgaya tutuştu. Ucuz dedikleri tek bir şey yok. Millet ya ihtiyacı olan 2 parça şey aldı ya da benim gibi eli boş çıktı. Zaten marketler uzun zamandır böyle. Markete gidip biraz dolaşınca yetiyor zaten, doyuyorsunuz o fiyatları görünce. Çocuğu zaten markete götürmek bir dert. Çocukla gidince istekleri bitmiyor. Ama para yetmiyor 2 parçadan fazlasına. Çocuğu evde bırakamıyorsun tek başına. Markete mümkünse ayda bir gitmeye çalışıyoruz. Yetmiyor tabii, günlük alışveriş de yapıyoruz. Eskiden toplu alışverişler yapılırdı, insanlar toptancılara gider kilo kilo erzak alır dönerdi. Geçenlerde bir deneyelim dedik, her şey o kadar pahalı ki toptan erzak alayım desen, iki maaşı bırakmak zorunda kalıyorsun. Fiyatlarda da bir fark yok, markette nasıl pahalıysa toptancıda da öyle pahalı” diyor.
SEBZE MEYVE İÇİN AKŞAM PAZARINI BEKLİYORUM
Uzun yıllar AKP’ye oy veren Tuğba, 7 sene önce gelmiş İstanbul’a. Geldiği dönemle bugünleri kıyaslayan Tuğba, “7 yıl önce eşim işi gereği gider bir hafta gelmezdi. Bir gün giderken para bırakmayı unutmuş. Evde yalnız 12.5 lira var, ben o 12.5 lira ile biraz eksik biraz fazla bir haftalık pazar alışverişi yapmıştım. Bugün 120 lirayla çıkamıyorsun pazardan. Geçen hafta mesela domates alamadım, fiyatlar aşırı uçuk. Zaten meyve çok zor, haftada bir çeşit anca. Eskiden her çeşitten azar azar alabiliyorduk, şimdi birini alabiliyorsak birini alamıyoruz. İlla bir şeylerden kısman lazım ki ekstrayı alabilesin. Ekstra dediğim de işte çocuğun ihtiyacı meyve. Gündüz gördüğün fiyat ile akşam gördüğün fiyat arasında dağlar kadar fark var” diye anlatıyor.
SENELERDİR SEÇENEK YOK DİYE AKP’YE OY VERDİRDİLER
“Artık bir değişim olsun” diyen Tuğba şöyle devam ediyor: “Özellikle artık yakın çevremde AKP’ye oy vermeyeceğini söyleyen insanlar görüyorum. Üç tane insan yan yana gelince iki sohbetin birinde konu alım gücüne geliyor. Lafın sonunda artık bunlara oy vermeyeceğiz diyorlar. Özellikle artan bu kiralar insanları zorluyor. Bir anda insanların cebinden 300-400 lira fazla çıkıyor ama giren parada bir değişiklik yok. Ben artık bir değişim olmasını istiyorum. Senelerdir seçenek yok diye diye AKP’ye oy verdirdiler. Artık ne olursa olsun bunlardan başkası benim için seçenektir” diye konuşuyor.